Translate.vc / Português → Turco / Antony
Antony tradutor Turco
414 parallel translation
Sabemos que se quer armar em Marco António, mas isso não ajuda.
Mark Antony'yi oynamak istediğini biliyorum ama bunun bize faydası yok.
Ele não é um rapaz. 0 Anthony foi um soldado.
- O, çocuk değil. Antony de bir askerdi.
"A cara do Capitão John parece a do Marco Antonio que levou Cleópatra à morte."
"Yüzbaşı John'un yüzü Antony'nin yüzüne benziyor... Kleopatra'nın ölümüne sebep olan yüze."
Não só Marco António, mas também Antinous, o belo Deus.
Sadece Antony'e değil, Güzel Tanrı Antinous'a da...
Bruno Antony.
Bruno Antony.
Lê bastante, Sr. Antony.
İyi bir okuyucusunuz.
Bruno, Guy.
Bruno, Antony.
Bruno Antony. - Não se lembra?
Hatırlamıyor musun?
O Sr. Antony, um amigo de Monsieur e Madame Darville.
Bay Antony, Madam ve Mösyö Darville'in arkadaşı.
O Sr. Antony nos contou umas bonitas histórias.
Bay Antony çok hoş hikayeler anlatıyor.
Se chama Antony.
İsmi, Antony.
Barbara, o Sr. Antony.
Barbara, Bay Antony.
Leste é o Sr. Antony, pai.
Baba, bu Bay Antony.
- Sr. Antony.
- Bay Antony.
Chamo-me Bruno Antony.
İsmim, Bruno Antony.
Sr. Antony, parece muito interessado nos assassinatos.
Bay Antony, cinayetle çok ilgilisiniz.
- Sr. Antony!
Bay Antony!
Sr. Antony.
Bay Antony.
Sra. Antony, obrigue-o a fazer algo sobre isto.
Bayan Antony, bu konuda bir şeyler yapmalısınız.
- Não entende, Sra. Antony?
Anlamıyor musunuz, Bayan Antony?
Bom, claro que não, Sra. Antony.
Tabii ki hayır.
Guy não sabe que estou aqui, Sr. Antony.
Burada olduğumu bilmiyor.
Se ela conheceu primeiro Antony
" Eğer Antony ile karşılaşmış olsaydı...
Antony Perkins... Arnoldo Foa...
Anthony Perkins, Arnoldo Foà, Jess Hahn, Billy Kearns...
O António?
Antony mi?
Para a cavalaria de Marco António, ala esquerda, braço direito de César.
Marc Antony'nin süvarilerine, Sezar'ın sol kanadı ve sağ koluna.
O António que leve o resto para Roma.
Antony diğerleriyle Roma'ya dönsün.
E, em Roma, Marco António deve falar por César.
Marc Antony, Roma'da Sezar'ın adına konuşsun.
Há problemas. Mensagens de Marco António que exigem o meu regresso.
Marc Antony sürekli dönmemi isteyen mesajlar gönderiyor.
Confias nesse Marco António?
Bu Marc Antony'ye güveniyor musun?
Se há alguém em quem confie, é em António.
Dünyada güvendiğim biri varsa, o da Antony'dir.
António é bem-vindo à casa de César, sempre e tão breve quanto desejar.
Antony, Sezar'ın evine aceleyle de gelse hep hoş karşıIanır.
Sim, António.
Evet, Antony.
E a cabeça de Casca, se virada, verá Marco António.
Casca'nın başı dönerse, Marc Antony'yi görür.
Será mais provavelmente a tua espada, António.
Bunu yapanın senin kıIıcın olması daha muhtemel, Antony.
António veio de uma reunião de amigos meus, e traz boas novas.
Antony, arkadaşlarımla yaptığı bir toplantıdan iyi haberlerle geldi.
Cimber, Marco António não deve entrar na Cúria com César.
Cimber, Marc Antony Sezar'la birlikte Senato toplantısına girmemeli.
Mantém o António por perto.
Antony yanından ayrıImasın.
Mas falas tão bem, António.
Ama çok iyi konuşuyorsun, Antony.
António procurou os assassinos de César durante mais de dois anos.
Antony iki yıIdan uzun bir süre Sezar'ın katillerini aradı.
Ave António! Ave António!
Yaşasın, Antony!
Ave a legião de António!
Yaşasın, Antony'nin lejyonu!
António apresentou as reivindicações de Césarion ao Senado.
Antony, Küçük Sezar'ın iddiasını Senato'ya sundu.
António aparecerá.
Antony gelecek.
António vai precisar de mim.
Antony'nin bana ihtiyacı var.
Não tenciono fazer parte da lista de rainhas que estremeceram felizes ao serem convocadas por Lorde António.
Lord Antony tarafından çağırıIınca mutluluktan titreyen kraliçeler listesinde yer almak istemiyorum.
Encontrar-me-ei com Lorde António mas só em solo egípcio.
Lord Antony ile sadece Mısır topraklarında buluşurum.
Esta noite e amanhã à noite, se Lorde António desejar encontrar a rainha terá de ir ter com ela ao Egipto.
Eğer Lord Antony, bu gece ve yarın gece, Majestelerini görmek isterse ona, Mısır'a gelmesi gerekecek.
Farei o meu melhor para convencer Lorde António a aparecer.
Bilge dostum, Lord Antony'yi ikna etmek için elimden geleni yapacağım.
Parece o Anthony.
Antony'e benziyor.
De Farsália, por exemplo.
Antony, kafanı bedeninden ayırmak üzereyken tir tir titriyordun. Örneğin, Farsalia'yı.