Translate.vc / Português → Turco / Arca
Arca tradutor Turco
1,437 parallel translation
Eles põem-nos numa arca frigorífica. Fecham a tampa e disparam uma dúzia de balas.
Şey, bak, seni buzdolabı kutusuna koyarlar ve kapısını kapatırlar ve üzerine tonlarca mermi sıkarlar.
A Arca de Noé, choveu durante 40 dias.
Nuh'un efsanesini biliyorsun, 40 gün boyunca yağmur yağdı.
A lista de Kasztner tinha sido elaborada com o objetivo de ser semelhante a uma Arca de Noé.
"Kasztner'in listesi, bilinçli olarak..." "... Nuh'un gemisi gibi derlenmişti. "
Era, contudo, uma estranha Arca de Noé.
Fakat, bu garip bir Nuh'un Gemisiydi.
O governo financia a Arca de Arte dele.
Hükümet sanat çalışmalarını destekliyor.
- A arca azul?
- Mavi buzluğum?
Arca, carrinho...
Buzluk. Kırmızı araba.
É como uma Arca de Noé de vegetais.
Nuh'un Gemisi'nin vejetaryen hâli gibi.
Ou a arca de colchões onde o Herb esteve.
Ya da Herb'in olduğu şilte...
E disse ao velhote para se deitar numa arca de colchões porque ele disse que o chão estava frio.
Yaşlı adama da şilteye uzanmasını söyledi çünkü o, yerin soğuk olduğunu söylemişti.
- E a outra arca?
- Ya diğer dondurucu?
Primeiro, temos de pôr a arca frigorífica na carrinha e levá-la até um aterro.
Dondurucuyu yüklenmek gerekiyor. - Sonra da indireceğiz.
" Uma arca
Bir sandık.
Escondemo-la na arca com todas as coisas dela e prometemos-lhe que voltávamos para a vir buscar.
Onu bir sandığın içine koyduk ve döneceğimize söz verdik.
O Brax levou a arca para o celeiro.
Brax sandığı ambara taşıdı.
Aí entrou a arca dos brinquedos.
Oyuncak sandığı burada devreye giriyor.
Avançando 15 anos, a arca deu à costa em Rockwater Lake.
On beş yıl sonra sandık Rockwater Gölü'nde kıyıya vurmuş.
Certifique-se de que o Paul Young tem uma arca de brinquedos só para ele.
Paul Young'a da bir oyuncak sandığı bul.
E se eu cortar o meu dedo do pé, metê-lo na arca, enfiá-lo num Winky Dinky, e processá-los em $ 10.000?
Serçe parmağımı keseceğim, siz onu soğuk bir yere koyacaksınız, sonra onları "Winky Dinky Sosislileri" nin içine koyacağız ve onlara 10.000 dolarlık dava açacağız.
Foi para trás da arca do tesouro.
Hazine sandığının arkasında, ama beyaza dönüşmüş.
E o facto de carregar uma cabeça humana numa arca refrigeradora?
Ya buz kutusunda insan kafası taşımanın cezası? Ağır suça girer.
Parece a arca de Noé.
Nuh'un Gemisi gibi.
Parece a Arca de Noé.
Nuh'un Gemisi gibi.
Ao que parece, só se pode vir à feira como se fosse a Arca de Noé.
Karnavala giriş, Nuh'un gemisi gibi.
Se te referes, numa arca a caminho de um homem moribundo no Tennessee, então concordamos.
- Doğru yer derken Tennessee'de ölmekte olan bir adama götürülen buzluğu kastediyorsan katılıyorum.
Certifique-se de que o Paul Young tem uma arca de brinquedos só para ele.
Paul Young'ın kendi oyuncak sandığı olmasını sağla.
O Noé tinha a sua arca, não tinha?
Nuh'un gemisi vardı, değil mi?
Ouve, há uma impressão digital em sangue na arca, do carro da Stacy Vollmer.
Dinle, derin dondurucunun arkasında Stacy Vollmer'ın aracından alınan kanlı parmak izi var.
Tipo, no acampamento religioso nós fizemos essa arca, que... tipo,...
Çünkü İncil kampında, biz bir akış şeması yaptık...
Descobrimos uma arca enterrada sob um escoadouro em Smith Cove, Nova Inglaterra.
- Bu gögsü buldugumuz yer New England'taki Smith Körfezi'nde, çekilen selin altı.
Sim, está na arca frigorífica, à porta.
Evet, kapının oradaki soğutucuda.
A Bíblia também diz que um velhote construiu uma arca e o encheu com dois animais de cada espécie.
Ayrıca İncil Nuh'un bir gemisi olduğunu ve her hayvandan iki tane alarak burada topladığını da söyler.
Esta é a arca frigorifica. Tem sumo, cerveja, qualquer coisa.
Bu buzdolabı.Sana meyve suyu, bira yada ne istersen verebilirim.
Os guardas dão nas vistas, e porque iríamos dar nas vistas com uma arca cheia de prata a passar pela floresta de Sherwood?
Muhafızlar ilgi çeker. Sherwood Ormanı'ndan geçecek bir sandık dolusu gümüş için... -... niye ilgi çekmek isteyelim ki?
O Noé construiu uma arca e salvou todas as criaturas de Deus em 40 dias.
Nuh, 40 günde gemi yapıp Tanrı'nın tüm mahlukatını kurtarmış.
O que é isto? É a maldita Arca de Noé?
Ne bu şimdi, Nuh'un gemisi mi?
Se levar a arca refrigeradora, temos negócio fechado.
Parayı, soğutucuyla birlikte verirsen. Anlaşırız.
A sala é maior que uma arca frigorífica comercial.
Bu oda standart ticari donduruculardan çok daha büyük.
Temos estado sempre os dois juntos, a sermos fabulosos, enquanto que o resto de vocês andava dois-a-dois sobre a vossa arca de tédio assexual.
Siz ikiye iki, sekssiz sıkıntı geminizdeyken her zaman o ve ben birlikte harikaydık.
O Ryan está a preparar uma arca frigorífica para Vegas.
Oh, evet, Ryan Vegas için hepsini bir soğutucuya koyuyor.
- A Arca contém tudo.
Sandık her şeyi değiştirebilir.
Nós reconhecemos o incrível potencial da tecnologia da Arca.
Sandığın teknolojisinin inanılmaz potansiyelini anlıyoruz.
STARGATE SG-1 A ARCA DA VERDADE
GERÇEĞİN SANDIĞI
Agora, de acordo com você, essa velha arca cheia de crostas, é a nossa salvação da opressão pelas mãos do exército dos Ori.
Şimdi sana göre bu teneke kutu Ori ordusu karşısında baskıdan kurtulmamızın tek yolu.
Dentro dessa arca está o segredo para destruir os exércitos dos Ori.
Bu sandığın içinde Ori'ın ordularının gücünü yok edecek bir sır var.
É uma pena que não encontraram a verdadeira arca.
Gerçek sandığı bulamamanız kötü.
E a esperança de vocês é que esta arca convença aqueles que ainda acreditam nos Ori, para que parem de acreditar, assim como eu fiz.
Ve umudunuz bu sandığın Ori'a hala inananların onların inanışlarını durduracağı, öyle mi?
Em Antigo ela é chamada de "Armeria Verimast", o que traduzindo significa "A Arca da Verdade".
Eski dilinde "Armiria Veremas" deniyor, serbest bir çeviriyle, Gerçeğin Sandığı.
Achamos que a Arca seja capaz de fazer uma lavagem cerebral, para fazer as pessoas acreditarem em seja lá o que ela está programada para fazê-las acreditar.
Bizce sandık insanların beynini yıkayıp onları neye programlandıysa ona inandırma kapasitesine sahip.
- A arca que encontramos obviamente não era a Arca.
Bulduğumuz kutu aradığımız sandık değildi.
Esperamos... achamos que essas visões podem ser memórias do Merlin, deixadas para trás intencionalmente, para nos apontar em direção da Arca.
Umarız. Bunların Merlin'in hafızalarından kalanlar olduğunu sanıyoruz, bizi sandığa yönlendirecek bilgiler.