Translate.vc / Português → Turco / Atlantic
Atlantic tradutor Turco
1,042 parallel translation
Sei mais da Bolívia do que tu sabes sobre Atlantic City, posso assegurar-te disso.
Bolivya hakkında, senin Atlantic City hakkında bildiklerinden daha çok biliyorum.
Hotel Atlantic...
Atlantik Hoteli...
Hotel Atlantic, vou lhe passar o 314.
Alo, Atlantik Hoteli, size 314'ü bağlıyorum.
Atlantic, um momento.
Atlantik Hotel ayrılmayın.
Hotel Atlantic, vou-lhe passar o Sr. Bertrand.
Burası Atlantik Hoteli size bay Bertrand'ı bağlıyorum.
Mas a "Atlantic Wall" de Hitler, uma cadeia de fortificações de aço e betão que se deviam estender da Dinamarca à fronteira espanhola, estava incompleta.
Fakat Hitler'in, çelik ve beton zincirinden oluşan Danimarka'dan İspanya'ya dek uzatılması plânlanan Atlantik duvarı tamamlanmamıştı.
Depois do casamento fugi 10 dias para Atlantic City.
Düğünden sonra 10 gün için Atlantic City'ye kaçtım.
O Halifax está sempre cheio e o Atlantic é muito caro.
Halifax'ın dışında yalnızca Atlantic var ki çok daha pahalıdır.
Nós chamamos de síndrome de Atlantic City.
We call it the Atlantic City syndrome.
O gabinete de recrutamento é nas traseiras, na Rua Atlantic.
Başvuru binası daha geride, Atlantik Caddesi'nde.
Eu disse-lhe que era na Rua Atlantic, não disse?
Sana Atlantik Caddesi'nde demiştim, değil mi?
Vai ficar encarregado do cliente Mid-Atlantic, Ted.
Seni Mid-Atlantic sorumlusu yapıyorum.
- Parabéns pela Mid-Atlantic.
- Mid-Atlantic için tebrikler.
Disse aos chefes que ia tratar do cliente Mid-Atlantic.
Yukarıdakilere Mid-Atlantic'ten senin sorumlu olduğunu söyledim.
Você pode Verificar o relatório da Mid-Atlantic?
Mid-Atlantic metnine bakar mısın?
A Mid-Atlantic os convidou para tratarem da campanha deles.
Mid-Atlantic onları görüşmeye çağırmış.
Na Primavera deste ano, descumpriu ou não um prazo causando um grande embaraço à sua agência bem como consideráveis prejuízos financeiros?
Geçen bahar Mid-Atlantic'in teslim tarihini kaçırarak firmanıza büyük bir mahcubiyete ve mali kayba neden oldunuz mu?
Que onde quer que vás a Atlantic City ou onde estiver a nevar
.. nereye gidersen git " " Atlantic City'ye veya karların içine "
Atlantic City te deixa deprimida.
Atlantic City senin sinirlerini fena bozmuş.
Pena que não viu Atlantic City no auge.
Keşke Atlantic City'yi şaşaalı zamanında görseydin.
Atlantic City tinha muitos naqueles dias.
O günlerde Atlantic City'nin her yeri sahtekar kaynıyordu.
Chamavam Atlantic City de pulmões da Filadélfia.
Atlas Okyanusuna Philadelphia'nın akciğeri derlerdi.
Tenho uma visão do futuro... esta gloriosa ilha de Atlantic City brilhando... como um farol cuja luz quase se extinguiu.
Gelecek için bir düşüm var. Işığı neredeyse sönmüş olan bu muhteşem... Atlantic City adası yine bir fener gibi parlıyor.
Quero ficar, gosto daqui. Quero ser uma carteadora... acho Atlantic City o máximo.
Kalmak istiyorum bu şehri gerçekten seviyorum... krupiye olmak istiyorum bence Atlantic City muhteşem.
Você... - Pensa em deixar a cidade?
Yani Atlantic City'den ayrılacak mısın?
"Para Dave, de Lou e dos rapazes em Atlantic City". Entendeu?
"Lou ve arkadaşlarından Dave'e" yazdınız mı?
Em Atlantic City eu sou o manda-chuva.
Atlantic City'ye gelen beni görür.
É a primeira vez que saio de Atlantic City em 20 anos.
20 yıldır ilk kez Atlantic City dışına çıkıyorum.
Violência de novo em Atlantic City.
Şiddet bugün Atlantic City'yi bir kez daha vurdu.
Medo e confusão reinam na pacífica cidade de antes... após o assassinato brutal de duas figuras do crime.
Yeraltı dünyasından 2 suçlunun öldürülmesiyle normalde sakin bir sayfiye yeri olan Atlantic City'de korku ve kargaşa başgösterdi.
Se a máfia veio para Atlantic City... vão se ver pessoalmente comigo!
Mafya Atlantic City'ye geldiyse işleri bitti! Bana şahsen hesap vermeleri gerekecek.
A máfia não mata em Atlantic City.
Atlantic City'de mafya cinayeti olamaz.
Voltaremos a Atlantic City com mais notícias.
Bu ilginç hikaye aydınlandıkça Atlantic City'den yayınımıza devam edeceğiz.
"No calçadão de Atlantic City... a vida será muito agradável".
"Atlantic City'nin sahil yolunda hayat çok güzel olacak"
Temos novidades na história de Atlantic City... uma testemunha descreveu o pistoleiro. Este é o retrato falado do homem.
Bob Atlantic City cinayetinde yeni gelişmeler var bir tanık ortaya çıkıp tetikçiyi tarif etti işte bu da polisin çizdiği robot resim.
Se alguém tiver informações... Sou eu... Sou eu.
Herhangi bir bilgi sahibi olanlar, lütfen Atlantic City haber merkezimizi arasın.
"Assassinato em gangues assusta Atlantic City". 246-3100.
"Mafya cinayetleri Atlantic City'yi derinden vurdu!"
Chame um táxi para Atlantic City.
Bir taksi çağır, Atlantic City'ye döneceğim.
- Podíamos ir a Atlantic City.
- Belki birlikte Atlantic City'ye gideriz.
- Não gosto de Atlantic City.
- Ben Atlantic City'yi sevmiyorum.
Este bandido de Atlantic City fartou-se de ganhar dinheiro.
Adam Atlantik City'den... başarılı bir iş adamı.
O Sr. Tony Vincent e o grupo de Atlantic City.
Atlantik City'den Bay Tony Vincent ve grubu.
Quero muito ver o meu velho amigo, o Sr. Vincent, de Atlantic City.
Atlantik City'den eski dostum Bay Vincent'ı görmeye can atıyorum.
O poderoso Sr. Tony Vincent, de Atlantic City.
Atlantik City'den meşhur Bay Tony Vincent.
Levo o Warfel para Atlantic City.
Warfel'ı Atlantik City'e götüreceğim.
O cabecilha do grupo dizia ser Tony Vincent, de Atlantic City, Nova Jérsia.
Grubun lideri Atlantik City, New Jersey'den Tony Vincent'tı.
Sim, a acção agora é quase toda em Atlantic City.
Evet. Hareketin çoğu şimdilerde Atlantic City'de.
Acho que foi em Atlantic City.
Atlantic City'de olmuş galiba.
Em Atlantic City, um fim de semana que não vais esquecer.
Sonra Atlantik City ve asla unutamayacağınız bir hafta sonu.
Atlantic City tornou-se meu lar.
Atlantic City yuvam oldu.
Temos negócios em Atlantic City.
Bizim de Atlantic City'de bir takım olaylarımız var.