English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Augustine

Augustine tradutor Turco

333 parallel translation
Minha cara Augustine!
Sevgili Augustine'im!
- Madre Augustine.
- Augustine Ana.
- Bem-vinda, Irmã Augustine.
- Evine hoşgeldin Augustine Ana.
- Irmã Augustine.
Rahibe Augustine.
- Tambores relatam sua chegada, Irmã Augustine.
Davullar gelişinizi haber veriyor Augustine Ana.
- Irmã Augustine, ela pode interpretar tambores.
Augustine Ana, davulları anlayabiliyor.
Você vem comigo, Augustine.
Siz geIir misiniz, Augustin?
A caminho Augustine.
YayIan Augustin!
Por que me chama sempre Augustine?
Bana hep Augustin diyor.
- Sou o cunhado da Augustine Vielat.
Ben Augustine Viellat'ın kayınbiraderiyim.
Devo dizer que nem os Evangelhos, nem Santo Agostinho, usaram este termo.
Söylemek zorundayım ki, ne İncil Ne de Aziz Augustine, bu terimi kulanmadı.
- Vince? - Não, Sr. Augustine.
- Hayır, Bay Augustine.
- Pareces bem. - Sinto-me bem. Tive um encontro divertido com Augustine na última noite.
Dün akşam Augustine denen adamla eğlenceli bir karşılaşmam oldu.
Está com problemas com Marty Augustine?
- Ve Marty Augustine'le başın biraz dertte, değil mi?
Ok, Eileen, o que Marty Augustine veio fazer aqui ontem?
Peki, Eileen, geçen akşam Augustine Marty burada ne yapıyordu?
Dizem que Terry Lennox trabalhava para Marty Augustine.
Birçok kişinin de böyle söylediğini duydum. Terry Lennox... -...
- Eu não acredito nisso.
Marty Augustine için çalışıyordu. - Buna inanmıyorum. Evet, böyle duydum.
- Ok, eu já entendi.
Tamam, Augustine, meseleyi anladım.
É engraçado roubar 355.000 dólares do Marty Augustine?
- Eğlenceli mi? Marty Augustine'den elli beş bin dolar çalmak mı?
Ela ia contar à polícia... que eu transportava massa para o Augustine.
Augustine için para taşıyacağımı öğrenmişti. O polislere anlatacaktı. Beni teslim edecekti.
Para a polícia eu estava legalmente morto.
Polislere göre kanunen ölüyüm, Augustine parasını aldı. Artık beni aramıyor.
Augustine reaveu o dinheiro.
Beni seven bir kız var.
Não anda mais atrás de mim. Tenho uma rapariga que me ama.
O, Sylvia ve Augustine'in toplam parasından daha fazlasına sahip.
Ela tem mais dinheiro que a Sylvia e o Augustine juntos. Diabo!
- Hiç kimse aldırış etmiyor.
A minha tia "Augustinha", que tinha diabetes em todo lado...
Halam Augustine'nin evinin her yeri şeker doluydu, sonra böyle gözü pörtledi,
Vamos encontrar-nos com o Bancroft em St. Augustine.
Biz Bancroft ile St. Augustine'de buluşacağız.
Eu acho St. Augustine espectacular.
Ben St Augustine'in inanılmaz olduğunu düşünüyorum.
Num certo domingo encontrou, uma costureira que se chamava Augustine.
Bir Pazar günü, Augustine adında bir terzi kadınla tanıştı.
A idade de Augustine, era a minha, porque ela era eu, e pensava, na minha infância, que nós tínhamos nascido no mesmo dia.
Augustine benimle aynı yaştaydı çünkü annem ben demekti, tüm çocukluğum boyunca onunla aynı gün doğduğumuza inandım.
Augustine...
Augustine!
Encontraram-no dentro de uma couve, disse-me Augustine.
Augustine, onu bir lahana tarlasında bulduklarını söyledi.
Augustine... Vai correr tudo muito bem, Tenho a certeza.
Çok güzel olacak, eminim.
Augustine foi sempre frágil, mas feliz, entre o seu Joseph, os dois filhos e a sua nova máquina de costura.
Augustine solgun ve halsizdi, ama Joseph, iki oğlu ve yeni dikiş makinesiyle oldukça mutluydu.
A Tia Rose, irmã de Augustine, enganava a sua solidão de jovem solteirona, como lhe chamava Joseph para provocá-la.
Augustine'nin kız kardeşi Rose Teyze yalnızlığını bizimle aldatıyordu. Joseph'in deyimiyle "Genç hizmetçi eskisi."
Enfim, Augustine, uma canção que celebra as conquistas... Aeronáuticas do venerável Pai de Panloup...
Yaşlı Rahip Dupanloup'un, balonunun patlamasını anlatan küçük bir tekerleme.
Notei que Augustine tinha mudado de forma.
Augistine'nin şekli değişmişti.
O que é que tem a nossa Augustine debaixo do seu avental?
Bizim Augustine, önlüğünün altında ne taşıyor?
Dois meses depois, depois de celebrarmos a Santa Bárbara durante 3 dias em casa da Tia Rose, e a fazer saltar crépes, encontrámos Augustine sorridente, mas muito pálida e sem forças, na cama grande.
İki ay sonra, büyük perhiz kutlamasının ardından ve üç gün boyunca Rose Teyzenin evinde gözleme delisi olduktan sonra bir gece Augistine'i, gülümserken bulduk büyük yatakta solgun ve bitkin yatıyordu.
Augustine deu-lhe o peito, o que me chocou, e assustava Paul.
Augistine'nin onu emzirmesi beni şok ederken, Paul'u dehşete düşürüyordu.
O meu pai falava, Paul interrogava, Augustine ajudava-nos, e eu repetia as palavras mágicas :
Babam konuştu, Paul onu sorguya çekti, Augistine yardım etti ve ben o sihirli sözcükleri düşündüm.
Na manhã da partida, desde as oito horas já usávamos o traje de férias, obra de Augustine.
O gün saat sekizde Augistine'nin diktiği giysilerimizle evden ayrıldık.
E tu, Augustine?
Susamadın mı, Augistine?
Uma bela espetada de passarinhos, Augustine.
Şişte bir çalı bülbülü, Augistine.
Os caçadores pensavam que estava em casa e Augustine com eles.
" Avcılar evde olduğumu, Augistine ise onlarla olduğumu sanıyor.
Santo Agostinho.
Aziz Augustine.
Recebi uma carta da May, de St. Augustine.
May St. Augustine'den mektup yollamış.
- Boa noite, Doutor Augustine
Doktor Augustine Russell
" em Saint Augustine, na Florida,
" kaçak Apaçilerle birlikte...
Augustine!
Augustin...
- Vivia traindo a esposa.
Marty Augustine'le aralarından su sızmaz.
- O Sr. Marty Augustine.
- Bay Marty Augustine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]