Translate.vc / Português → Turco / Av
Av tradutor Turco
6,273 parallel translation
É a vossa presa, porque vocês são caçadores.
Bu sizin avınız çünkü siz avcısınız.
Vou-te caçar e explodir a tua laringe através de teu crânio.
... Ve kafatası yoluyla, lanet boğazını darbe ben... avı olacak.
Depois de conversarem sobre nada, ele saiu sem dizer uma palavra e ligou agora a dizer que vai passar a noite na nossa cabana de caça e que não devo preocupar-me.
- Siz "hiçbir şey" konuştuktan sonra tek kelime etmeden dışarı çıktı, şimdi de arayıp geceyi av kulübemizde geçireceğini ve merak etmememi söyledi.
Temos uma cabana de caça?
- Av kulübemiz mi var bizim?
Não, não temos uma cabana de caça.
- Hayır, bizim av kulübemiz yok.
A transportar umas carcaças até Red Rock.
Birkaç avımı Red Rock'a götürmeye uğraşıyorum.
Os saloios bem foram à caça dos pretos, mas nunca trouxeram a cabeça certa, pois não?
Cahil köylüler zenci kelle avına çıktılar ama doğru zencinin kellesini alamadılar değil mi?
Dessa forma poderá correr mais durante a caçada sem se cansar e o seu hálito não irá cheirar mal quando beijar.
Böylelikle av sırasında yorulmadan uzun süre koşmayı becerebileceksiniz ve öpüşürken nefesiniz kötü kokmayacak.
Durante a caçada, ele iria segui-la, e assim que ela atingisse um solitário ele lhe diria,
Av sırasında onu izler o bir yalnızı vurur vurmaz ona derdi ki...
Amanhã durante a caçada vamos desaparecer e todos pensarão que fomos capturados e que iremos ser transformados em cães ou canários ou algo.
Yarın av sırasında ortadan kaybolacağız ve herkes bizim yakalanmış olduğumuzu ve köpeğe, kanaryaya veya başka bir şeye dönüştürüldüğümüzü düşünecek.
Provavelmente alguém o deixou cair durante a caçada.
Birisi muhtemelen av sırasında düşürdü.
Reparem nas garras semelhantes às das aves, capazes de matar uma presa com um único golpe.
Yırtıcı kuşlarınkine benzeyen pençeleri avını tek bir darbede öldürmesini sağlıyor.
Então, vamos ensiná-lo desta maneira : A águia vê a carcaça, atada na ponta da corda.
Yani şöyle öğretebiliriz önce ipin ucuna bağlı avı görsün.
E quando for para a apanhar, puxamos!
Yaklaşıp avı kapınca yavaş yavaş çekelim!
A sua primeira verdadeira caça.
İlk gerçek avı.
Soube-me bem voltar a andar atrás do peixe graúdo, sabes?
Tekrar büyük balık avına çıkmak hoşuma gitmişti.
Mas nesse momento, achou ter sido necessário para preservar a caça ao Urca e ao seu ouro.
Ancak Urca altın avı için yapılması gerekenin bu olduğunu biliyordu.
Assim que o assunto com o Vane e com o forte acabar, que é o que todos queremos.
Vane ve hisar mevzusu hallolunca geri kalanların niyeti altın avına çıkmak.
- Dino, tira a licença de caça.
- Dino, şu av ruhsatını al artık!
Não aceitou um "não" como resposta. Então, eu tirei uma... faca "Bowie" enorme da prateleira.
Hayır cevabını kabul etmez bu yüzden ben de vitrinden kahrolası büyük bir av bıçağını kaptım.
no momento em que ele decidisse que devia trair a minha confiança, encontrasse maneira de fazê-lo, através de enganos, força, sabe Deus de que maneira.
Urca altın avına son vermesi ise, ona olan güvenime ihanet olurdu bunu yapmanın bir yolunu bulurdu, aldatmayla, zor kullanarak kim bilir başka ne şekilde.
E, claro, havia o rei... e sua caça ao javali.
Ve elbette kral vardı. Yaban domuzu avı.
Que tipo de viagem de pesca, Jim?
- Ne balığı avına gidiyorsunuz?
Sim. A pesca tem sido óptima.
Evet, balık avı harika gidiyor.
Noah, conhece a lei de pesca e caça da Califórnia, parágrafo 2116-2126, sobre possuir e albergar furões?
Noah, Kaliforniya Balık ve Av Hayvanları Kuralları bölüm 2116-2126 dağ gelinciği sahipliği ve barındırma ile ilgili kısmı biliyor musun?
Quando Krampus é derrubado, o demónio caça os perversos do pôr ao nascer do sol.
Krampus kapıya dayandığında, tüm gece Kötülük avına çıkarmış.
Os lobos caçavam a sua presa.
Kurt avının peşindeydi.
Tu já caçaste patos?
Daha önce hiç kuş avına çıkmış mıydın?
Vou fazer uma caçada.
Av gezisine.
Um predador apenas vê presas, e é exactamente isso que a Savannah irá parecer-lhe.
Bir yırtıcı yalnızca av görür, Savannah da aynen o şekilde görünecektir.
Não podemos ir numa cruzada inútil por causa de algo que o Gabriel disse.
Gabriel'in söylediği bir şey yüzünden yabani ördek avına çıkamayız.
A bala veio de uma espingarda de caça 0.375, Calibre padrão da Polícia de Fortitude.
Mermi 375'lik av tüfeğinden gelmiş ve bu da Fortitude Polisi'nin standart malzemelerinden.
O urso... estava inclinado sobre a sua presa e... na fracção de segundo em que fiz pontaria... conseguia ver que aquilo que estava a ser dilacerado não era uma foca... era um homem.
Ayı avının üzerine eğilmişti ve bir anda nişan aldığımda paramparça edilen şeyin bir fok olmadığını görebildim.
Bem, estes foram apanhados durante um caçada.
Bunlar bir av gezisi sırasında çekildi.
É tradição aqui para ungir as crianças com o sangue da primeira morte.
İlk öldürülen avın kanıyla çocukları kutsamak burada bir gelenektir.
Há um momento, há um momento em que percebes que já não és o caçador, mas sim a presa.
İşte o an, artık avcı değil av olduğunu anlıyorsun.
Continuamos a nossa luta até conseguirmos o que queremos.
Erkek, kadın veya nesne ; avımızı ele geçirene kadar peşini bırakmıyoruz.
O meu marido é Song Zhenjiang, principal formador do Comité de Caçadores de Monstros.
Kocam eski Canavar Avı Bürosu'nun lideri, Song Zhenjiang olur.
Bem, isso depende se o caçador conhece bem a sua presa. Esta fachada.
Bu, avcının avını ne kadar iyi tanıdığına bağlı.
AV ESTUFA - 18h40 FAZ A TUA JOGADA
Çok fazla soru soruyor. 6.40 Sera tarafında. Hamleni yap!
Ou é palavreado para aniquilar sindicatos?
Yoksa bu bir sendika avı jargonu mu?
Quem é a AV?
- AV kim? - Ben...
Eu sou a AV.
AV benim.
Ela está numa casa que era da minha tia. Av. Mayersville, 9123.
Teyzemin bir kulübesi var, orada... 9123 Mayersville Yolu.
Verdadeiro cão de caça, Quentin.
Gerçek bir av köpeğiydi Quentin.
Sim, para caçar.
- Av için.
- Para caçar?
- Av demek, tamam.
Espingarda de caça?
- Av tüfeği. - Kalibresi nedir?
Av...
Nine...
É um chambre de chasse.
Yani av odası.
AV CANTINA 12h15 DEMASIADAS PERGUNTAS
12.15 yemekhanede.