Translate.vc / Português → Turco / Balance
Balance tradutor Turco
142 parallel translation
Balance.
Sallanın.
- Evita que o seu corpo balance e que magoe o... a sela.
Böylece dolaşırken yaylanarak şeyinizi....... kendinizi incitmezsiniz.
Esperemos que o vento balance o peso dianteiro.
Eğer rüzgarda arkamızdan eserse rahatca kalkabiliriz.
Só se posicione como um SOB e balance a cabeça ocasionalmente.
Sadece orada artist gibi dur ve arada sırada başını salla.
- Só balance a cabeça.
- Sadece başını salla.
Por que, você pode lavar suas roupas para eles, esfregue seus chãos,..... balance seus pequenos pirralhos para dormir para o resto de seu vitalício!
Çamaşırlarını yıkayacaksınız, yerlerini sileceksiniz ölene kadar bebeklerini uyutacaksınız!
Então, balance comigo, Odo.
Öyleyse sallan benimle, Odo.
Balance comigo.
Sallan benimle.
Agora balance-se.
- Şimdi kıpraş biraz.
- Balance senhor minhoca, as nossas vidas dependem disso.
Kıpraş, Bay Solucan! Hayatımız buna bağlı! - Yapamam.
O seu equilíbrio? ( balance )
Dengen?
O meu saldo? ( balance )
Ödemeler dengesi mi?
Um dia fui a Balance, e as palavras do Profeta, gabado seja seu nome... encheram-me com a graça e a glória do Alá.
Bir gün Mekke'deyken, peygamberimizin sözleri, övgümüz onun için... içimi Allah'ın inayeti ve şerefiyle doldurdu.
Mas só para pegar numa barra "Balance" e algum frango, depois vou embora.
Sadece bir gofret ve biraz tavuk alırım. Sonra hemen gitmem lazım.
Mas, como um sinal da nossa boa fé diga konichiwa para o Balance of Judgement.
Ama, bizim güvenimizi kazanmanın işareti olarak Karardan konichiwaya de.
Repito, aqui Arcanjo para Balance of Judgement.
Tekrarla, bu kararı başmelek.
Se o Balance of Judgement está aqui, está a manter-se fora do raio dos sensores.
Eğer buralardaysa bile aygılayıcıların dışında duruyor
Balance of Judgement.
* karardan. *
um Restor, espião para o Balance of Judgement.
Restor, için çalışan bir casussun.
Sou o Balance of Judgement.
Ben, kararın dengeleyicisiyim
De acordo com os serviços secretos da FTA, Balance of Judgement nunca está longe.
FTA zekasına göre, karadan uzak değildir
O Balance of Judgement, sobreviveu por mais de 300 anos, não é estúpido.
Verilen karardan 300 yıI boyunca kurtuldu aptal değil
O Balance of Judgement está a atirar directo em nós.
kararın hakkında bizde ateşlememi yapacağız
Delineie um curso de intercepção para o Balance of Judgement.
karar için kursu engelle.
As coisas que ele fez, O Balance of Judgement forçou-o a fazer.
Onun, yaptığı şeyler, karardan, yapması için onu zorladı.
Antes do Balance of Judgement explodir, transmitiu uma grande quantidade de informação codificada.
Patlama kararından önce o kod ve şifrelerin büyük bir kısmını ele geçirdi.
É uma cópia da personalidade de núcleo principal do Balance of Judgement.
Kararın çekirdek kişiliğinden bir kopyasıydı.
Balance of Judgement.
Karardan.
Balance of Julgamento acabou doido, a Pax Magellanic ficou insana,
Theof kararı, deli gitti, Pax Magellanic, deli gitti
Está a esquecer uma coisa, Balance of Judgement não tinha capitão, nem tripulação.
Sen, bir şeyi unutuyorsun. o hiçbir kaptana ve mürettabata sahip olmadı
Episódio dez, Equilíbrio de Terror.
Bölüm 10 : "Balance of Terror."
Balance suavemente, Doce carruagem
Yavaş sallan Tatlı araba
Balance levemente, doce Harriot
Yavaş sallan Tatlı Harriet
Balance levemente, Balance levemente, doce carruagem
Yavaş sallan Yavaş sallan, tatlı araba...
Balance levemente, doce carruagem
Yavaş sallan Tatlı araba
- Balance levemente...
Yavaş sallan...
Balance, dedão.
Başparmağını oynat.
Balance, dedão do pé.
Başparmağını oynat.
Balance-me para fora, Bough!
Beni dışarı sallandır!
- Não se desculpe. Balance seu rabo quando andar, cara.
Yürürken kuyruğunu salla.
Balance a corrente.
Zinciri salla.
"Olá." Ei, Bean, coloque seu dedo aqui e balance.
Bean, parmağını sokup salla.
Balance o braço direito quando levanta o pé esquerdo.
Sol ayağını atarken sağ kolunu sallayacaksın.
O portão está quebrado. Balance e empurre.
- Selam, giriş kapısı bozuk, biraz zorla ve it.
Balance as asas se pretende obedecer.
Cevap vermeye niyetliyseniz kanatlarınızı sallayın.
Como, não há nenhum ponto tendo um DJ se você não vai ter um realmente balance sistema são. Por que é nós há pouco damos o proprietários de imóvel um cheque de reembolso?
Mesela harika bir ses sistemi olmazsa diskjokeyin anlamı olmaz.
Isso incomoda-te, ó cabeça de balancé?
Ne var, salak herif?
O mesmo na segunda, quarta e quinta posições, depois levantamos e fazemos um balancé na quinta.
İkinci, dördüncü ve beşinci pozisyonlarda da aynısı... ve sonra doğrulup beşincide balans yapıyoruz.
Passo atrás, levantar a perna, e balancé... balancé...
Ayaklar açık, denge.
É o meu Shep. O elefante usa ténis New Balance.
Fil neden ayakkabı giymiş?
Balance um pouco mais, Joey.
" Biraz daha salla Joey.