English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Bari

Bari tradutor Turco

5,022 parallel translation
- Ótimo, não te tinha visto entrar.
İyi bari, geldiğini görmemiştim.
Vamos ouvi-la.
Dinleyelim bari.
Será melhor aguentares.
Bari amacını tamamla.
Só não o faças à minha frente, está bem?
Benim önümde yapma bari, olur mu?
Porque é que não vão mas é dormir para curar a ressaca.
Bir oda tutun bari.
Vou à boleia para o colégio ainda esta noite.
Bu gece otostopla okula döneyim bari.
Então, nessa altura escolhes o que pode ajudar alguém.
Bari seçimini birine yardımcı olmaktan yana kullan.
Podem acelerar as análises das evidências recolhidas.
- Hallettik. - İyi bari.
- Eu devia pôr a mesa. - Nós fazemos isso, mãe.
- Bari masayı hazırlayayım.
Também se sabe agora que Tommy Lee Royce também procurado pela sua ligação com o assassinato da agente de 24 anos, tinha estado no mesmo apartamento em Sowerby Bridge.
Kimseyi yakaladılar mı bari? Yakalayabileceklerini pek sanmıyorum. Ashley Cowgill uyuşturucu taciriydi.
A pequena carroça, pelo menos?
- Bari şu küçük arabayı kırayım. - Hayır.
Tenho de pôr uma tabuleta.
Bir yazı yazayım bari ya.
Alguém devia ganhar alguma coisa, quando bateres a bota.
Sen tahtalı köyü boyladığında biri faydalansın bari.
Descobriste onde é que o papel foi feito?
Kâğıdın nerede yapıIdığını öğrendin mi bari?
Pelo menos podias dar-me uma ajuda?
Bari biraz yardım etsen?
Então aqueles miúdos lobisomens que ajudaste a sair do Quarter chegaram ao abrigo no norte.
Bölge'den çıkmalarına yardımcı olduğun kurt çocuklar Güneye sağ sağlim varmışlar. İyi bari, kedi olalı bir fare tuttum.
Também tu, não.
- Sen de deme bari.
Pelo menos conseguiste dizer a verdade.
Bari sonunda gerçeği söyleyebildin.
- E conseguiste entrar?
Girebildin mi bari?
Podes pelo menos mostrar à Alison onde é que as toalhas estão?
Peki. Misafir havlularını Alison'a göstersen bari?
Talvez seja melhor dizeres-nos onde é que é.
Bize yerini söylesen bari.
- Um dos bons?
- İyi mi bari? - Hayır.
Ela é competente o suficiente para ser acusada de alguma coisa?
Herhangi bir şeyle suçlamaya yetecek kadar aklı başında mı bari?
- Graças a Deus.
Buna şükür bari.
Por favor, Jingim, não me estragueis as minhas últimas horas.
Lütfen Jingim, bari kalan son saatlerimi mahvetme.
Não se ria.
Kahkaha atma bari.
Nos alojamentos da minha equipa?
Subaylarımın evlerini. Tuvaletleri de dinleyin bari?
Devias comprar algo simpático à Abby com o meu dinheiro.
Paramla Abby'ye güzel bir şeyler al bari.
Eu vou dormir um bocadinho.
Gidip biraz kestireyim bari.
Escreveste muito hoje?
Bugün bir şeyler yazabildin mi bari?
Pelo menos deixa-me tirar a Jessica e as crianças.
Jessica'yla çocukları çıkarmama izin ver bari.
Que alívio.
Oh, iyi bari.
Gostas ao menos de boxe?
Boksu seviyor musun bari?
Era melhor ouvirmos o rádio apenas.
Biraz radyo dinleyelim bari.
O quê... Bem, entrem, acho eu. "Olha para o bebé"...
İçeri girin bari.
Porque não me emprestas a tua arma?
- Oldu olacak silahını da ver bari.
Podíamos cavar um túnel.
Yok zeminden tünel kazıp girelim bari.
- Este local é bom?
- Bu okul iyi mi bari?
Está bem. Tens um plano?
Planın var mı bari?
Deveria levá-la para a Diosa.
Kızı Diosa'ya götüreyim bari.
Bem, vou ter isso em mente da próxima vez que te ver à espera em frente ao "Home Depot".
Home Depot'nun önünde seni beklerken gördüğümde, bunu unutmayayım bari.
Ainda tem o rádio?
Telsiz hâlâ yanında mı bari?
Pelo menos, descobrimos a rota deles?
Gemilerinin mevkiisini alabildik mi bari?
- Ralph, tocaste no pequeno-almoço?
Ralph, kahvaltına hiç dokundun mu bari?
Parece que temos de ir para outro lado.
Başka bir yere gidelim bari.
Adoraria saber de quem é, podem cá vir arranjar os armários.
Kimin olduğunu bilsem iyi olurdu bari buraya gelsinler de şu dolapları tamir etsinler.
Ao menos ouve a minha proposta.
Bari bölümde olacakları dinleyin.
Eu tenho uma mesa?
Masam var mı bari?
Talvez devesses usar uma armadura.
Çelik yelek falan giy bari.
Não.
Hayir sadece, evin 3. katindaki bari..
Vende o bar.
Bari sat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]