Translate.vc / Português → Turco / Bea
Bea tradutor Turco
431 parallel translation
- Bea, querida...
- Bea, aşkım.
Amo-te muito, Bea.
Seni çok seviyorum Bea.
- Bea, estamos apaixonados, não é?
- Ama birbirimize aşığız değil mi?
Que fazes aqui, Bea?
Burada ne arıyorsun Bea?
Por que faria tal coisa, Bea?
Bunu neden yapayım Bea?
Não quero que vás, Bea nem posso concordar com a decisão do teu pai, mas sei que ele só quer a tua felicidade.
Gitmeni istemiyorum Bea. ... ve babanın düşüncesine de katılmıyorum, ama biliyorum ki senin mutluluğunu düşünüyor.
- Bea, ouve...
- Bea, bak şimdi -
- E em relação à Bea?
- Peki ya Bea?
Por favor, Bea...
Lütfen Bea...
Bea, não podemos casar-nos.
Bea, biz evlenemeyiz.
Bea, não perguntes mais nada.
Bea, daha fazla soru sorma.
- Bea...
- Bea.
- Bea... Bea, querida...
- Bea, Bea, sevgilim.
Que aconteceu ao vosso casamento, Bea?
Evliliğinize ne oldu Bea?
Reparaste bem na Bea?
Bea'ye dikkatlice baktın mı?
Eh, Be-a-tle!
Hey, Bea-atle!
Eh, Be-a-tle.
Hey, Bea-atle.
Bom, então, vou ligar à BEA.
Öyleyse ben evi arayayım.
Olá, Bea.
Merhaba, Bea.
- Acabou o gelo, Bea? - Está aí.
- Buzu çıkardın mı Bea?
A irmã do Hank, Cora Bea.
Hank'in kızkardeşi, Cora Bea'nin.
Chamava-se Cora Bea Jamison.
Adı Cora Bea Jamison'dı.
Sempre havai multidões do lado de fora da casa dos Jamison... esperando qua a Cora Bea saísse.
Jamisons'ların evinin etrafında her zaman Cora Bea'nın dışarı çıkmasını bekleyen bir kalabalık olurdu.
- Bea, espera um minuto.
- Bea, bir dakika. - Bu kadar büyük ayakları var!
- Obrigada, Bea.
- Teşekkürler Bea.
Pára, Bea.
Yapma Bea.
Sim, sinto a falta da minha amiga Bea.
Evet. Arkadaşım Bea'yi özlüyorum.
A Bea está agora a ver All My Children.
Bea, All My Children'ı izliyordur şimdi.
No programa, há uma personagem chamada Jeff... e ela está loucamente apaixonada por ele.
Dizide Jeff adında bir karakter var... ve Bea ona sırılsıklam aşık.
Se a minha mulher me deixasse, embebedava-me de alegria.
Benim karım beni terketse zevkten sarhoş olurdum bea.
- Meti-as na mesa, Bea.
- Masaya koymuştum Bea.
Finalmente, havia a tia Bea, que só se queria casar
Son olarak bir de kafasını evlenmekle bozan Bea teyze vardı.
Bea, não achas que te devias comprometer?
Artık biraz mazbut olmanın zamanı gelemdi mi?
Sou a Tess, a irmã da Bea.
Ben Bea'nin kardeşiyim. Adım Tess.
A Bea está pronta?
Bea hazır mı?
Oh, a Bea não estava linda?
Tanrım, Bea ne kadar güzeldi, değil mi?
A tia Bea e o Sr.Manulis passearam por um tempão.
Bea teyze ve Bay Manulis çok eğleniyorlardı.
A tia Bea estava mesmo a interessar-se pelo Sr. Manulis... e pela forma como comiam e se divertiam não era difícil... concluir como tudo acabaria... e acabaria bem depressa, num desastre total
Bea Teyze, Bay Manulis'den gittikçe daha çok hoşlanmıştı. Ama tabii yemek yiyip eğlenirken bu gecenin az sonra müthiş bir hüsranla sona ereceğini tahmin etmek tamamen imkansızdı.
Oh, Bea, sabes o que sinto por ti.
Bea, senin için neler hissettiğimi biliyorsun.
Ele estava tão assustado com o que ouvira... sobre a invasão dos marcianos, que decidiu fugir... deixando a tia Bea para lutar contra os monstros verdes..
Gezegenler arası işgal haberlerinden o kadar çok korkmuştu ki oradan kaçtı. Hem de Bea teyzeyi gökten her an düşmesini beklediği korkunç yeşil canavarlarla baş başa bırakarak.
A tia Bea ouvia somente programas musicais.
Bea teyze, çok müzik dinlerdi.
A memória mais marcante que tenho ligada a uma música do rádio associo a um tempo em que a tia Bea... e o seu namorado naquela época, o Chester me levaram ao centro para assistir a um filme.
Eski radyo şarkılarıyla ilgili en canlı anım Bea teyze ve sonradan erkek arkadaşı olan Chester'ın beni New York'a sinemaya götürmeleridir.
- Foi muita bondade.
- Bu çok güzel, Bea.. - Çok teşekkürler. - Tamam.
Por que será que ela está a perder tempo com ele?
Bea, neden zamanını onunla harcıyor?
Espero que ela saiba o que está a fazer.
Umarım Bea, ne yaptığını biliyordur.
A Tia Bea e o namorado Deram-me o melhor dia que já tive.
Bea teyzem ve arkadaşı hayatımdaki en güzel günlerden birini yaşattılar bana.
Levaram-me para assistir ao meu primeiro programa de rádio... e com se isso não bastasse... a Tia Bea foi sorteada para concorrer.
Beni izlediğim ilk canlı radyo programına götürdüler. Bu sizi yeteri kadar etkilemediyse Bea teyzemin yarışmacı olarak seçildiğini de belirteyim.
Que faz Bea?
Peki ne iş yapıyorsunuz, Bea?
A tia Bea não teve problema nenhum.
Bea teyze, hiç zorlanmadı.
Bea Dorfman, e agora, o pai dos Tubos de Aço, o nosso querido líder, um homem que dispensa apresentações...
Otto Bailey... Bea Dorfman. Ve şimdi de...
Por favor, Bea.
Lütfen, Bea.