Translate.vc / Português → Turco / Beautiful
Beautiful tradutor Turco
112 parallel translation
's Beautiful, Sra Potts.
Çok güzel olmuş, Bayan Potts.
Toquem "Jovem e Formosa".
Young and Beautiful'u çalalım.
- My flowers are beautiful.
- "Benim çiçeklerim güzeldir."
- Your flowers are not beautiful.
- "Sizin çiçekleriniz güzel değildir."
"Not beautiful". Estão a ver o sentido da negação?
Olumsuzluk vurgusunu gördünüz mü?
"My flowers are beautiful" e "My flowers are not..." "... beautiful. " Estão a ver?
"Benim çiçeklerim güzeldir" "Benim çiçeklerim güzel değildir." Görüyor musunuz?
- My flowers are beautiful.
- Benim çiçeklerim güzeldir.
- Your flowers are not beautiful.
- Sizin çiçekleriniz güzel değildir.
- My flowers are beautiful!
- Benim çiçeklerim güzeldir!
- Your flowers are not beautiful!
- Sizin çiçekleriniz güzel değildir!
- Beautiful.
- Güzel.
- Beautiful?
- Güzel mi?
À beira do belo rio
"The beautiful river."
- # # Quando passeares num barco pelo bonito Tamisa - # # Usa uma vara resistente
- # # When punting on the beautiful Thames - # # You use a sturdy pole
Para isso estão os países atrasados, para matar animais selvagens, pescar, deitar-se para pegar o sol... e ai tem a "beautiful cuban senhorita".
Siyaset hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tropikal kuşak : Geri kalmış ülkeler :
Não falta nada, tudo parece belo demais.
Nothing is missing. I think everything looks even too beautiful Çok mu fazla güzel?
Após a realização triunfante de Gideon com "50 Beautiful Girls, 50", quando ganhou todos os prémios possíveis, seria bom informar que o último esforço do Mr Gideon, "The Stand-up", com Davis Newman, é um filme melhor.
Gideon'un başarılı yönetmenlik denemesi'50 Güzel Kız, 50'den sonra, ki bununla bütün ödülleri aldı, Davis Newman'ın da rol aldığı en son filmi'Stand-up'ın daha da iyi bir film olduğunu söylemek isterdim.
America the Beautiful, essa já é fácil de acompanhar.
"Güzel Amerika". Bu kolay bir melodi.
Lembras-me a "Beautiful Doll".
Güzel Bebek'e benziyorsun.
* well, você é tão beautiful Butyou tem morrer em algum dia
# Well, you're so beautiful # But you've got to die someday
- Vim ver The Bold and the Beautiful.
Kel ve Güzel'i izliyorum. - Olmaz. - Bekle.
Beautiful!
Harika!
"Beautiful"! "Beautiful"!
"Harika"! "Harika"!
"Beautiful"?
"Harika"?
Mas para primeira obra foi-lhes encomendado um thriller de pequeno orçamento intitulado : A Queda dos Homens-Gato.
Hollywood'un üretim savaşlarını anlatan en iyi dram olan "The Bad and the Beautiful" filminde Kirk Douglas yapımcıyı,..
# Você é belo?
# And are you beautiful?
O meu nome é Norman Pfister, da firma de cosméticos Blush.
Blush Beautiful Cilt Ürünleri şirketinden Norman Pfister.
O meu nome é Norman Pfister, da firma de cosméticos Blush.
Adım Norman Pfister. Blush Beautiful Cilt Bakımı ve Kozmetik'ten geliyorum.
É que nunca se viram... assim tão formosas.
They've just never looked quite so... beautiful before.
You are so beautiful...
Çok güzelsin.
You are so beautiful To me...
Çok güzelsin.
It's one of the most beautiful worlds you'll ever see.
Görebileceğin en güzel gezegenlerden birisidir.
Warren Fredericks, O Clube de Pessoas Bonitas de Quahog Beautiful.
Ben Quahog Güzel İnsanlar Kulübü'nden Warren Fredericks.
A beautiful bunch o'ripe banana
# Olgun muzlardan güzel bir salkım.
Pelo meu 12º aniversário eu pedi uma boneca "Beautiful Chrissy" com um lindo cabelo que cresce.
Ben sadece senden özür dilemek istiyorum. Çıkıyorduk ama seni hiç aramıyordum. Elbette seni hatırlıyorum.
"Oh, What a Beautiful Morning," "Surrey With the Fringe on Top"?
Öyle mi? "Ne kadar güzel bir sabah", "En tepedeki yeleleri gezdir."
Sua aberraçãozinha linda...
You beautiful little weirdo.
- "The Most Beautiful Girl in the World"
- "Dünyanın en güzel kızı."
- Hey, Beautiful.
- Selam, Güzell.
A Beautiful Girl mantém...
Beautiful Girl peşler...
Ok, meus amigos, aqui está uma linda estátua Erte-esque.
Tamam, millet, işte güzel bir Erte-esque heykeli. Okay, folks, here's a beautiful Erte-arabesk statue.
E então a música da Britney Aguilera tocou, aquela sobre ser bonita mesmo que se seja feia e gay, e pensei "quem vai tocar essa porcaria de música para mim... ou vai tirar-me para dançar quando eu tiver um dia péssimo?"
Ve o zaman Britney Aguilera şarkısı çaldığında - "the one about you're beautiful even if you're ugly and gay" - ve bende kim bu kahrolası şarkı çalınca benimle dans edecek o zaman benim için çok kötü bir gün olmicakmı?
* Your true colors * * Are beautiful *
* Your true colors * * Are beautiful *
Menina Newly, fala a Jemma do Spa Marapolla.
Bayan Newly, ben Jena. Beautiful Asca'dan arıyorum.
Algum dia, andaremos... na corrida do lindo sol.
/ Someday we'll walk / in the race of a beautiful sun. Özür dilerim.
You're Beautiful de James Blunt, e as pessoas pensam que eu sou a mulher.
James Blunt'tan "You're Beautiful." Ve insanlar beni kadın rolüne yakıştırıyor.
You're beautiful...
Güzelsin...
Não é bonita?
Isn't she beautiful?
Ninguém é poupado, nem sequer o realizador.
... "The Bad and the Beautiful".
Ouviu-se?
# Really, really beautiful #
A man named Gene's got a beautiful voice Sabem o quanto isso é bom?
Ne kadar harika, değil mi?