Translate.vc / Português → Turco / Betts
Betts tradutor Turco
66 parallel translation
Certo, Betts.
Tamam, Betts.
Mas sabe tão bem quanto eu, Betts. Ecos não matam pessoas.
Ama sen de benim kadar iyi biliyorsun ki, yankılar insan öldürmezler, Beth.
Ouça, Miss Betts...
- Tanrım! Dinleyin Bayan Betts.
O miúdo cuja mãe se deu ao trabalho de o baptizar de Omar Isaiah Betts, esquece-se do casaco fica com o nariz a pingar, e um parvalhão qualquer, em vez de lhe dar um lenço de papel, chama-lhe "Ranho".
Bu çocuğun annesi onu Omar Isiah Betts'e vaftiz ettirerek belaya gönderdiğini bilmiyor muydu? Bilirsin, ceketini unutur sonra burnu büyür ve bazı g. tler ona Kleenex vermek yerine "Snot" derler.
Ok, Betts estava a usar uma mascara de esqui... mas a vitima disse ao Luis... que o atirador era um colega... antes de, mais tarde, morrer no hospital.
Tamam, Betts, kayakçı maskesi takıyordu ama kurban Luis'e hastanede ölmeden biraz önce katilin, iş arkadaşı olduğunu söylemiş.
Esta é a casa do Richie Betts?
Richie Betts'in evi mi?
Nicki Betts disse,'Que diferença faria' Porque ninguém pensou que faria diferença. Aparentemente estão enganados, porque faz diferença... e uma grande diferença.
Bak, Nicki Betts "Ne fark eder ki" dedi çünkü kimse fark etmeyeceğini düşünüyordu ama anlaşılan o ki, hatalılar çünkü farkı var hem de büyük bir fark.
E se o Richie Betts não soubesse que a carrinha não conseguiria passar?
Ya Richie Betts aracının oradan geçemeyeceğini bilmiyorsa?
Mas se Betts levou a carrinha da irmã... ele não o poderia ter feito.
Betts o aracı gerçekten ödünç aldıysa yapmış olamaz.
Eu acho que Nicki Betts está a dizer a verdade.
Bence Nicki Betts doğruyu söylüyordu.
Sabias que o advogado da Betts... foi expulso há três anos por ter adormecido em tribunal?
Betts'in avukatının üç yıl önce bir duruşma esnasında uyuya kaldığı için barodan ihraç edildiğini duydun mu?
Betts, Richie Betts.
Betts, Richie Betts.
Não, Richie Betts disparou contra aquele tipo.
Hayır, o çocuğu, Richie Betts vurdu.
Richie Betts tinha olhos castanhos.
Richie Betts'in kahverengi gözleri var.
Eu prometo-te, querida. O primeiro sinal de pés de galinha e eu cubro-te de gelo.
Sana söz Betts, gözlerinde ilk kırışıklıkları görünce, seni yüzen bir buz adasına bırakırım.
Gosto de pensar que ela se foi muito bem como uma profecia da minha eventual aparência.
Umarım ben de gelecekte ona benzerim. Betts yapma...
Não sei, Betts.
Bilemiyorum Betts.
Betts, não há discussão.
Betts, tartışmayalım.
Estás bêbeda.
- Betts, sarhoşsun.
Betts, estás transtornada.
- Betts, üzgünsün.
Betts... Não fizemos isso há pouco tempo?
Daha yeni gelmediler mi?
- Betts, faz o que quiseres.
- Betts, istediğini yap.
Estava a resolver um problema.
Sorunla ilgileniyordum Betts.
Betts, não há sal?
Betts, tuz yok mu?
Betts, vem cá.
Betts, buraya gel.
Falando nisso, Don, tu e a Betts vão entrar para o Willow Oaks, ou não?
Lafı açılmışken, Don, Betts'le Willow Oaks'a gelecek misiniz?
- Betts? Uso constantemente a nossa vida no trabalho.
Betts, işimde hayatımızı hep kullanıyorum.
Está bem, Betts.
Peki Betts.
Que estás a fazer, Betts?
Ne yapıyorsun sen Betts?
Betts, que queres?
Betts, istediğin nedir?
Betts, é caso para isso?
Betts, buna gerek var mı?
Lamento muito, Bets.
Çok özür dilerin, Betts. Pek iyi değilim.
Betts, o que disse ele, ao certo?
Betts, tam olarak ne dedi? Aslında hiç bir şey.
Talvez a Betts e eu possamos pensar em algo.
Belki de Betts'le birlikte başka bir yol bulabiliriz.
Olá, Betts. - Bom fim de semana?
Hey, Betts.
- Obrigado, Betts.
- Sağ ol Betts.
O que é que te parece, Betts?
- Ne düşünüyorsun, Betts?
Betts?
Betts?
Betts, se não foi um erro, então, foi uma mentira.
Betts, eğer bu bir hata değilse o zaman bir yalandır.
Olá, Betts?
Selam, Betts?
Sabes... Eu e a Betts estamos... Estamos a ter dificuldade em fazer família, se é que me entendes.
Bets ile ben aile olma yolunda harika vakit geçiriyoruz.
- Veio-se a saber que foi um tipo... que trabalhou aqui que o matou. Um rapaz, ele chama-se Richie Betts.
Adı Richie Betts olan bir çocuk.
Ok, O Richie Betts tinha acabado o seu turno.
Tamam, Richie Betts vardiyasını bitirmişti.
Sou eu, Betts.
Benim Bets.
Betts...
- Betts.
- Ouve, Betts... Não vou discutir contigo.
- Bak Betts, kavga etmeyecegim.
Eu amo-te, Betts.
Seni seviyorum Betts. Seviyorum.
Betts.
Betts?
Betts.
Betts.
- Betts, não sei de que falas.
Betts, neden bahsettiğini anlamıyorum.
Betts, estás?
- Betts, sen misin? - Don.