Translate.vc / Português → Turco / Birmingham
Birmingham tradutor Turco
271 parallel translation
- Rápido para Birmingham dentro de 10 minutos, linha 17.
- Birmingham ekspres 10 dakika sonra, 17. peron.
Birmingham, glasgow, Manchester, tudo.
- Birmingham, Glasgow, Manchester? - Paşa gönlün bilir.
Lembro-me de o ver fazer de viúva Twankey no Theater Royal de Birmingham, em 1890.
Komutan, 1890'da Royal Tiyatro'da Widow Twenkey rolünü oynadığınızı hatırlıyorum.
Marada está a 170 Km. Digamos, de Londres a Birmingham.
Marada 106 mil uzaklıkta.
Exceto que Marada não é uma cidade.
Londra'dan Birmingham'a gider gibi.
Ele está no nosso estúdio de Birmingham.
Kendisi Birmingham stüdyomuzda.
- Raticídio?
- Birmingham mı?
A adversária de Ken, na terça, é Petula Wilcox, a rapariga de Birmingham que era estenógrafa, antes de se ter tornado profissional, em 1968.
Bu maçta Ken'in rakibi, 1968'de profesyonel olan eski stenocu Birminghamlı Petula Wilcox.
Dactilógrafas com adenóides, de Birmingham, com diarreia e pernas brancas e flácidas, os empregados peludos e altos, chamados Manuel.
İshalden muzdarip Birmingham'lı birkaç lenfatik sekreter ve sarkık beyaz bacakları. Çarpık bacaklı, esmer garson Manuel.
Manchester, Coventry, Birmingham, Swansea,
Manchester, Coventry, Birmingham, Swansea, Liverpool ve daha birçok yer
Teoricamente, Birmingham, Eton e Rugby deviam ter ajudado Coventry, e ajudaram, mas, quando chegaram, viram que as ligações dos hidrantes eram diferentes, portanto tornou-se impossível colaborar.
Kağıt üzerinde, Birmingham, Nuneaton ve Rugby, Coventy'nin yardımına gelmeliydiler. ve bir bakıma geldiler de. Fakat vardıklarında gördüler ki, itfaiye arabalarındaki eşleşmeler aynı değildi... uyuşmamışlardı, ve bu da demek oluyordu ki, tüm bu operasyon yerle bir olmuştu.
Parece que em Birmingham também os há.
Eminim Birmingham'da da vardır.
Espero que não me leve a mal por dizer isto, Sr. Hacker, mas pode dar um empurrãozinho à minha candidatura ao subsídio especial para Birmingham?
- Evet, George. Umarım konuştuklarım için kırılmamışsınızdır. Sayın Harker, bir şey eklemem gerekir.
Os estúdios da BBC não são o sítio ideal para negociar com sindicatos.
Üyelerim özel bir Birmingham ödeneği hakkı iddia edebilir mi? BBC stüdyosunda sendika görüşmeleri yapabileceğimi sanmıyorum.
44, Farringdon Street e 129, Birmingham Road, Solihull.
44 Farringdon Caddesi ve 129 Birmingham Road, Solihull.
Daí o pedido de um subsídio especial para Birmingham.
Elbette. Bu onun özel Birmingham ödeneğinin arkasında ne olduğunu gösteriyor.
Aqui em Birmingham East, o Presidente da Assembleia está neste momento a declarar os resultados.
Birmingham'ın doğusunda seçim görevlisi sonuçları açıklıyor.
Na Grande Londres, 17 bebês morreram nos últimos sete dias, com mais 14 mortes relatadas em Glasgow, Birmingham, Manchester, Leeds e Liverpool.
Londra'da geçen yedi gün içinde 17 bebek öldü... bunu, Glasgow, Birmigham, Manchester, Leeds ve Liverpool'dan gelen haberlere... göre 14 ölüm daha izledi.
- Pode calar-se, por favor? - E dactilógrafas fanhosas de Birmingham de pernas... -... brancas e flácidas e diarreia a tentar engatar criados espanhóis cabeludos, de pernas arcadas, chamados Manuel.
- İshalden muzdarip Birminghamlı, sarkık beyaz bacaklı lenfatik sekreterler çarpık bacaklı, esmer garson Manuel'e asılır.
- Baltimore, Birmingham. - De qualquer sítio...
Baltimore, Birmingham, Butte, adını sen koy.
Vai hoje para Birmingham.
Bugün, Birmingham'a taşınıyor olmalı.
"Distintos visitantes de Birmingham."
"Birmingham'dan seçkin ziyaretçiler"
O de Birmingham saiu nos jornais há mais de um mês.
Birmingham-Olayı, aşağı yukarı bir ay önce gazetelerdeydi.
A Smithsonian em Washington reconstruí-os através da marca de dentes que retirámos da Sra Leeds. e da mulher Jacobi em Birmingham o mês passado.
Bire bir olan bu model, cesetlerde bulunan izler sayesinde yapıIdı.
Entrega à polícia de Birmingham uma sonda de metano, trazida de Washington?
Birmingham'daki metan değerlerini araştırın.
- Com os crimes de Atlanta e Birmingham.
- Atlanta ve Birmingham ile ilgili.
- Ele não está, está em Birmingham.
Bay Graham Iütfen! Burada değil, Birmingham'da.
A "Loja Fotográfica do Bob", em Birmingham.
Hayır. Bob'un foto dükkanı, Birmingham.
Tragédia são os 3 homens soterrados na mina, ou os cães-polícia soltos em Birmingham.
Asıl felaket, üç kişinin maden ocağında sıkışıp kalması ya da Birmingham'da polis köpeklerinin kullanılmasıdır.
- Birmingham?
- Birmingham'da mı?
E cantarmos uns sucessos musicais, como "Birmingham Bertie", e "Whoops, Mrs. Miggins, está sentada nas minhas alcachofras."
Sevilen şarkıları birlikte söyleriz, mesela, "Birmingham Bertie", ve "Hop, Bayan Miggins, Enginarımın Üzerine Oturuyorsunuz." gibi.
É uma cidade industrial como Detroit, Birmingham ou Schaffhausen.
Detroit, Birmingham veya Schaffhausen gibi bir fabrika kenti.
Que as galinhas que ele é enviado,..... a violência ele é perpetrado aqui e no estrangeiro,..... seja isto quatro crianças em Birmingham,..... orMedgarEvers, orLumumba overin a África.
Tavuklar gönderildi,... diğer ülkelerde şiddeti destekledi,... Birmingham'da dört çocuk öldü,... Medgar Evers'da, veya Afrika'da birçoğu öldü.
Se for, vai passar por ele electricidade que dá para iluminar Birmingham.
Hüküm giyerse, bedenine Birmingham'ı aydınlatacak kadar elektrik vereceğiz.
Estava a treinar-me em Birmingham, quando o mataram.
Çocuk gittiğinde Birmingham'daki arenada antrenman yapıyordum.
GRIFFIN BIRMINGHAM UNEM-SE
GRlFFlN-BlRMlNGHAM BİRLEŞMESİ :
Os sucessos em Birmingham e nas outras partes aumentaram tanto a exigencia de igualdade que, não há cidade nem Estado, nem legislatura que possa, com prudência ignorá-los.
Birmingham veya diğer yerlerdeki olaylar kimsenin görmezlikten gelemeyeceği şekilde, özgürlük ve eşitlik çığlıklarını gündeme getirdi.
Quanto tempo vai demorar até chegarmos a Birmingham daqui?
Birmingham'a gitmek ne kadar sürer?
- Estudou em Birmingham ou Bristol.
Birmingham ya da Bristol'da çalışmış.
Desejava o número da fábrica de cortadoras de relva em Birmingham?
Alo. Birmingham'daki çim biçme makinesi fabrikasının telefonunu verebilir misiniz?
Não é muito longe de Birmingham.
Birmingham'dan fazla uzak değil.
Não é como "Birmingham".
Demek istediğim burası Bırmıngham değil.
Em segundo, vinda de Birmingham, com 80 pontos, a equipa "Os Guerreiros do Estilo".
2. sırada, Birmingham'dan, 80 puanlı, The Style Warriors. Evet!
E agora temos "Os Guerreiros do Estilo", de Birmingham.
Şimdi de Birmingham'dan The Style Warriors.
Tinha uma Companhia Em Birmingham. Peças para a Ford.
Birmingham'da Ford'a yedek parça sağlayan bir şirketim vardı.
Deveria estar em Birmingham.
Birmingham'da olmalıydım.
Quando eu soube daquelas... quatro moças que sofreram o atentado na igreja de Birmingham... as proibições do Honorável Elijah Muhammad me impediram... de agir de acordo com meus pensamentos.
Ne zaman ki... Birmingham kilisesinde dört küçük kızın bombalandığını duydum. Saygıdeğer Elijah Muhammed'in yasakları, benim olay yerinde düşüncelerimi kusmamı engelledi.
Porque Birmingham foi parte da luta dos direitos civis.
Çünkü Birmingham, sivil hakları direnişinin bölgelerinden birisi idi.
No canto castanho sujo, com um recorde de 350 victórias, todas conseguidas através de KO, o campeão de penas-pesadas do mundo penal... Ketch, o sacana de Birmingham!
Kahverengi köşede 35 nakavtla... buraya gelen... cezaevinin ağırsiklet şampiyonu... siyah ülkenin piçi, Ketch!
Que mandou vir de Birmingham.
Onu Birmingham'dan getirttiniz.
Não haverá um subsídio especial para Birmingham.
Ödenek yok.