Bluegrass tradutor Turco

Bluegrass Field, no Kentucky, é o destino final.

Bluegrass Field, Kentucky son durakları.

Música clássica, bluegrass, rock eléctrico.

Klasik müzik, caz, elektro rock.

... and the Bluegrass Boys.

Ve Bluegrass Boys.

Nada de rap, punk, hip hop, heavy metal... nada de rock clássico, new wave, new age... nada de bluegrass, blues, jazz e muito menos country!

Rap değil, punk değil, hip hop değil... Heavy metal değil, klasik değil, klasik rock değil... New wave değil, new age değil, blue grass değil...

Na Bluegrass Parkway, apanhe a saída para a 60B.

Bluegrass Otoyolundan 60B'ye sap.

O Barão de Bluegrass e os seus quatro campeonatos masculinos da NCAA.

Bluegrass Baron'u, ve dört NCAA şampiyonu.

Espantoso, existem 17 estações de música folk.

Harika, Bluegrass çalan 17 istasyon var.

Isso não é folk, na realidade. É country dos velhos tempos.

Aslında bu Bluegrass değil, eski zaman country müziği.

E no folk, cada instrumento tem o seu lugar, na melodia, e improvisa.

Ama Bluegrass'ta her enstruman sırayla kendi doğaçlama melodisini çalar.

Conseguiste, Don Juan, Jamican Red, John Wilkes Booth, Northern Lights, Mexicana Airlines, Mississippi Blonde,

Don Juan, Jamaika Kırmızısı, John Wilkes Booth, Kuzey Işığı, Meksika Havayolları, Mississippi Sarışını, Kentucky Bluegrass, Wiccki Sopası, Pakistan Siyahı...

Bluegrass, algumas vezes um pouco de rap...

Bluegrass, bazen rap...

- Uma banda de bluegrass, de prisioneiros estava a tocar numa festa em Parisville, e o contrabaixista e o baterista decidiram fugir, por isso preciso que voltes a Big Sandy e revistes as celas, a ver o que encontras.

Bir yardım etkinliği için çalan ve mahkumlardan oluşan bir müzik grubu varmış. Basçıyla davulcu kaçmaya karar vermişler. O yüzden geri dönüp hücrelerine falan bakıp araştırman gerek.

Sim, mas também relva comum, festuca e bluegrass.

Evet, ayrıca sıradan ot. Çayır otu ve mavi ot.

- Crédito Bluegrass.

- Bluegrass Tasarruf ve Kredi. - Yürüyün!

- Música country? - Encontro às escuras.

Bluegrass'ta ne işin var?

O pai da música bluegrass.

Bluegrass müziğin babasıdır.

- Bluegrass.

- Bluegrass.

Há um concerto na sexta feira à noite de um banda muito boa de Bluegrass.

Cuma akşamı buraya yakın bir yerde çok iyi bir bluegrass grubu sahne alacak.

Eu também quero um nome fixe "Bluegrass".

Ben de havalı bir bluegrass ismi istiyorum.

Sabes o que eles dizem do Bluegrass do Kentucky?

Hey, Kentucky mavi çiminden bahsederler ya?

Por acaso, não gostas de música bluegrass, pois não?

Bluegrass müziğini seviyor olabilir misin acaba?

O que achaste do teu primeiro espectáculo Bluegrass?

İlk bluegrass konserini nasıl buldun?

Vou começar com uma citação contra o Darwinismo social, depois uma discussão sobre a Era Dourada, os barões ladrões, a Grande Sociedade, como acabámos com uma grande disparidade de riquezas no país e depois acabo com uma versão bluegrass de "Fight the Power"

Pekâlâ, Sosyal Darvinizm konusu ile giriş yapacağım ardından da Yıldız Çağı adı altında Büyük Toplumlardan, hırsız baronlardan ve bu ülkedeki servet eşitsizlik konusunda bir tartışmaya gireceğim. Peşinen de Public Enemy'nin "Güçle savaş" şarkısının bluegrass getirip bitireceğim.

Há um festival de música country e vamos...

Bluegrass Festivali var ve biz...

A única vez que o vi desde que partiu há 10 anos foi no festival de música bluegrass, lado a lado com o Presidente da câmara, o juiz executivo. Tudo ricalhaços de Clover Hill.

Buradan ayrıldıktan sonra onu ilk defa 10 yıl sonra Bluegrass festivalinde, belediye başkanıyla, idari yargıçla ve Clover vadisindeki diğer zengin insanlarla birlikte gördüm.

A única vez que o vi, desde que partiu, foi há dez anos foi no Festival Bluegrass, muito amigo do presidente, com os jurados executivos todos aqueles ricaços de Clover Hill.

Buradan ayrıldıktan sonra sadece bir defa 10 yıl önce Bluegrass festivalinde gördüm. Belediye başkanı, ilçe başkanı, Clover Hill'deki bütün zenginlerle sıkı fıkıydı.

A única vez que o vi desde que partiu há 10 anos foi no festival de música bluegrass, com o Presidente da câmara, o juiz executivo.

Buradan ayrıldıktan sonra sadece bir defa 10 yıl önce Bluegrass festivalinde gördüm. Belediye başkanı, ilçe başkanı, Clover Hill'deki bütün zenginlerle sıkı fıkıydı.

Falei do bluegrass?

Bluegrass'dan bahsettim mi?

Fazemos bluegrass.

Bluegrass müzik yapabiliriz.

Até já pensei em deixar o estado do Bluegrass.

Hatta mavi çim eyaletini terk etme fikrini bile değerlendirdim.

REGIÃO DE BLUEGRASS KENTUCKY

Bluegrass Bölgesi Kentucky

Country, bluegrass, blues e outros tipos para quem tem um apetite voraz pela música.

Ne tür? Country, bluegrass, blues, ve diğer müzikler müzikoburları neşelendirmek için.

Músico de Bluegrass-Folk.

Geleneksel halk müzisyeni.

Desde então, a banda dele tem tido imenso sucesso. Começámos por brincadeira e de repente tornou-se algo sério. É uma loucura.

O günden sonra da Bluegrass müzik grubu çok iyi bir yükselişe geçti.

Eu sei que nunca vou ser libertada, mas gostava de uma transferência de volta a casa, para uma prisão no Kentucky, para poder sentir o cheiro das colinas de Bluegrass outra vez.

Beni asla salmayacaklarını biliyorum, ama evim Kentucky'de bir hapishaneye nakledilmek isterim, böylece Bluegrass'teki tepeleri yeniden koklayabilirim.

Além das colinas de Bluegrass, ela falou de alguma outra ligação a Kentucky?

Bluegrass'teki tepeler dışında Kentucky'le başka bir bağlantıdan bahsetti mi?

- Telefonaste ao banco?

- Bluegrass Tasarruf ve Kredi bankası SL krizi sırasında 1992'de iflas etmiş. - Bankayı aradın mı?