Translate.vc / Português → Turco / Bluff
Bluff tradutor Turco
1,307 parallel translation
Acha que estou a fazer bluff?
Blöf mü yaptığımı sanıyorsun?
- Vou pedir para ver o seu bluff.
- Tamam, o zaman. - Bayan blöfünüzü göreceğim.
Está a fazer bluff.
Blöf yapıyorsun.
- Graças a Deus, porque eu estava a fazer bluff.
- Tanrıya şükür. Blöf yapıyordum.
Ela está a fazer bluff.
Blöf yapıyor.
Não ia deixá-los tirarem-me a loja, por isso fechei-a eu e não fui no "bluff" deles.
Onu elimden almalarına izin veremezdim, o yüzden... kepenkleri kendim indirip onlardan önce davrandım.
- Estavas a fazer bluff? - Sim, aquilo era a fingir.
- Blöf yapıyordun değil mi?
- Está a fazer "bluff".
Blöf yapıyor.
E ela acabou com o bluff.
Blöfünü yaptı.
Sempre que fazes bluff fazes aquilo com a garganta.
- Ne zaman blöf yapsan boğazını temizliyorsun.
Senhor, o Dr. Evil não está a fazer bluff.
Efendim, Dr bela blöf yapmıyor...
Porque ou está a fazer um bluff gigante, ou tem uma jogada fenomenal.
Çünkü ya sapına kadar blöf yapıyorsunuz.. ya da eliniz gerçekten çok iyi.
Estava a fazer bluff.
Blöf yapıyordum.
Ela está a fazer bluff. Está a tentar comprometer a nossa operação.
Yine blöf yapıyor bence operasyonumuzu bozmaya çalışıyor.
Isso é um "bluff" para o assustar e desistir da história
Blöf yapıyorlar. Sizi korkutmak istiyorlar.
Você está a fazer bluff
Blöf yapıyorsun.
E estavamos a fazer bluff.
Ayrıca gece, uçurumun kenarında buluşuyorduk.
Kingman ´ s Bluff?
Kingman's Bluff'ta.
Não existe templo em Kingman ´ s Bluff.
Kingman's Bluff'ta tapınak yok.
Ou pode estar a fazer bluff.
Blöf de yapıyor olabilirsin.
Acha que estou a fazer bluff?
Blöf yaptığımı mı sanıyorsun?
- Ele não está a fazer bluff.
- Blöf yapmıyor.
É um jogo amigável. Ele não está a fazer bluff.
Arkadaşlar arasında bir oyun.
- A miúda devia fazer bluff.
- Duygularını belli etmemeyi öğrenmeli.
Foi um bluff.
Bak, sadece numara yapıyordum.
Presumo que tenham confirmado o estado da hiperdrive, portanto, sabem que nao estamos a fazer bluff.
Hiper motorun durumunu onaylattığınızı varsayıyorum. Yani blöf yapmadığımızı biliyorsunuz.
Estás a fazer "bluff" para que eu deite as minhas coisas fora?
Hediyelerimi atmam için blöf mü yapıyorsun?
Estás a chamar-me bluff?
Blöfümü görüyor musun?
Posso estar a fazer bluff.
Blöf yapıyor olabilirim.
Esta noite vou ensinar-te a fazer bluff.
Bu gece sana blöf yapmayı öğreteceğim.
É bluff, Walt.
- Blöf yaptım, Walt.
Não estou a fazer bluff.
- Bu bir korkutma taktiği değil, bu gerçek. - Uyarını takdir ediyorum.
- Vou acabar com o teu bluff.
- Blöfünü görüyorum.
Só não sabem se poderá ser bluff para libertarem o Salazar.
Şüphelenmedikleri tek şey, bunun Salazar'ın serbest bırakılması için bir blöf olduğu.
Se achas que é bluff...
Blöf yaptığımı sanıyorsan...
Portou-se muito bem. Era bluff aquilo de o prender.
Kalmayana kadar bana vereceksin.
É o bluff mais velho da história.
Kitaptaki en eski blöftür.
Foi-se abaixo no início... o que significa que tem uma carta alta... ou só está a fazer bluff.
Zayıf bir ön fırsat yaptın... yani ya yavaş canavar oynuyorsun yada... sadece blöf yapıyorsun.
É o maior bluff que já vi. Cubro.
Bu bir soğuk taş blöfü.
O segredo de um bom bluff, Agente Fuller, é não fazer bluff.
İyi bir blöfün sırrı Ajan Fuller, blöf olmamasıdır.
- Pronto, fiz bluff.
- Tamam, blöf yapıyorum.
- Era bluff!
- O bir blöftü.
- "Marcar" o Navaro é bluff.
- Navaro'ya yeşil ışık blöf sadece.
Ele está a fazer bluff.
Blöf yapıyor.
- Está a fazer bluff.
- Blöf yapıyor.
Mexe sempre na orelha quando está a fazer bluff.
Blöf yaparken hep kulağını kaşıyor.
Terríveis! Não sabem fazer bluff.
Blöf yapamazlar.
- lsso parece-me um bluff.
Bence blöf yapıyorsun.
Não estava a fazer "bluff"...
Blöf yapmıyordum, Debra.
Ouve parvalhão, tu a fazer bluff não te safas em lado nenhum!
Dinle göt deliği. Kağıt bir torbayla Blöf yapamazsın.
O bluff resultou.
Blöfün işe yaradı.