English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Blush

Blush tradutor Turco

84 parallel translation
Nadine, despacha-te com o blush.
Nadine, hemen pudrayı getir.
- Sr. Woodhouse, um vodka blush?
- Bay Woodhouse, votka blush?
É parecida com uma daquelas raparigas do salão de bailes, aos domingos, mas todas elas são parecidas, com blush e sem roupa.
Birazcık salondaki dansçı kızlara benziyor ama ruj sürüp soyununca onların hepsi birbirine benzer.
Chamam-lhe blush.
Dudak boyası, deniyor.
- Sim, é o blush.
- Evet, onlar dudak boyası.
- É blush.
- Dudak boyası o.
Pôr blush na cara e olhar para o espelho.
Yanakları kızartmak aynaya bakmak
Chamo-me Fatima Blush.
Ben Fatima Blush.
O maior êxtase da minha vida aconteceu a bordo de um iate em Nassau com Fatima Blush.
Hayatımdaki en büyük zevk bana Nassau'daki teknede bahşedildi, Fatma Blush tarafından.
E ponho blush e sombras na cara ao ritmo da música.
Ve müziğe uyarak yüzüme allık veya far sürermiş gibi yapıyorum.
Pela manhã, vão para a casa de banho, põem blush, rímel... E v oilà! O resultado é uma velha com medo da chuva.
Sabahları banyoya giriyor biraz allık, biraz rimel sürüyor ve yağmurdan korkan yaşlı kadınlar olarak çıkıyorsunuz.
Esquece o cabelo. Dá-me só o blush.
Saçı bırak, fondöten sür.
Gosto de como o blush realça as minhas bochechas, mas não compensa.
Yanaklarıma verilen kırmızılıktan hoşnudum, fakat yine de buna değmez.
Esta é a minha rosa Blush Noisette e veio direitinha de Washington, mas não conte a ninguém.
Bu benim Blush Noisette gülüm. Buysa ta başkent Washington'dan geldi ama kimseye söyleme.
O meu nome é Norman Pfister, da firma de cosméticos Blush.
Blush Beautiful Cilt Ürünleri şirketinden Norman Pfister.
O meu nome é Norman Pfister, da firma de cosméticos Blush.
Adım Norman Pfister. Blush Beautiful Cilt Bakımı ve Kozmetik'ten geliyorum.
Ele usa o mesmo blush em todos.
O herkes için aynı allıktan kullanır.
Um pouco de blush.
Biraz allık!
Agora vem blush?
Sırada ne var?
- Vá, dá-me o "blush".
- Bana şu allığı versene.
Não é Pepto-Bismol. É Blush de Luxo.
Pepto-Bismol ile değil, Luscious Blushes * ile.
Querida, é blush, e não tinta de spray.
Oh, tatlım, bu bir allık, sprey değil.
Estás a usar blush?
Ev sahiplerimiz Karen Walker ve kocasının öncülüğünde.
Eu sei que usar máscara e blush em cães é errado, mas...
Bir köpeğe rimel sürmenin yanlış olduğunu biliyorum, ancak...
Isso é sobre o facto de que diariamente, quando eu uso o meu meu blush da Deusa de ouro algum pobre animalzinho pode estar a sofrer por isso.
Altın Tanrıça marka allığımı kullandığım her sabah, bir hayvanın ızdırap çekeceğini biliyorum.
Queres que te empreste blush?
Biraz allık ödünç almak ister misin hayatım?
Ainda deve haver por aqui uma boa dedada, portanto... um bocadinho de blush, um adesivo limpa-poros e voilà!
Eski parmak izi hala orada olmalı biraz allık gözenek temizleme bandı ve işte.
Meti muito blush?
Allığı fazla mı sürmüşüm?
Um bocadinho de blush aviva-te as maçãs do rosto.
Ne yapalım biliyor musun? Biraz allık sürelim ki elmacık kemiklerin öne çıksın.
Devo ter posto blush a mais.
Büyük ihtimalle fazla allık sürmüşümdür.
Mais blush?
Biraz daha allık?
Parece... que temos um grave caso de... Blush viral.
Şu anda karşımızda çok ciddi bir bulaşıcı allık var.
Vou pôr um pouco de blush no Jack, porque este colarinho está a limpar-lhe a cara.
Jack'e fondöten getireceğim, çünkü yakanın rengi yüzünü solgun gösteriyor.
As raparigas ficam melhor com blush.
Yüzü kızaran bütün kızlar daha iyidir.
Este é Sunset Blush, eu uso Tiger Orgasm.
Bu gün batımı kızılı. Ben kaplan orgazmı kullanıyorum.
De fato, pó de blush espalhado pela sua bolsa.
Allık. Çantanıza dökülmüş.
Vou usar blush.
Allık sürerim.
Outro dia ela comprou um blush chamado "Orgasmo".
Geçen gün orgazm geçirip de kızarıverdi ama.
Agora, emprestas-me "blush"?
Allığınızı alabilir miyim?
É a minha nova maquilhagem, "Não posso usar blush, eu vou usar blush."
- Sağ ol. Bu yeni makyajım, "Allık süremem, Allık süreceğim."
Blush.
Blush.
- Blush!
- Blush!
- Blush?
- Blush?
Eles levaram Blush.
Blush'u götürdüler.
Blush!
Blush!
Oh olha, lá está Blush.
Bak, Blush orada.
- Oh minha Blush.
- Benim Blush'um.
Blush, tá tudo bem, tá tudo bem.
Blush, falan.
Leve Blush com você.
Blush'ı sen al.
Não sem o teu blush de diva.
Evet, ama diva pembesi olmadan olmaz.
- Não, se pusesse mais parecia blush.
- Hayır, bundan daha güzel olamazdınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]