English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Boné

Boné tradutor Turco

1,270 parallel translation
Quando vamos comer hambúrgueres... enquanto eu visto umas calças de fato de treino e um boné... tu parece que vais à ópera.
Hayır, mesela hamburger yemeye çıkıyorsak ben eşofman ve beyzbol şapkasıyla çıkıyorum. Ama sen operaya gidiyormuş gibi görünüyorsun.
Atarracado, com óculos de metal, e usava sempre o mesmo boné de basebol.
Ufak tefek, ince çerçeveli gözlüklü. Ama hep aynı kırmızı beysbol şapkası giyerdi.
Continua à procura do tipo do boné de basebol.
Beysbol şapkalı adama da bakınıyor.
- Ainda bem que ainda usas o boné.
- İyi ki hâlâ bu şapkayı takıyorsun.
- Se me vires com um boné dos Lakers...
Lütfen. Beni Laker şapkası takarken görürsen..
- Enquanto espera compre um boné ou t-shirt da Polícia.
- Hey! - Bu arada beklerken, bir tişört ya da polis şapkası almak ister misiniz?
Tira o boné e diz-nos porquê, Sr. Ricard?
Kepi çıkarıp, bunun sebebini açıklar mısın, Bay Ricard?
Vês o boné que te comprei?
Bu şapkayı sana aldım.
- Ponha o boné. Fica mais heróico.
Kepini tak, daha bir kahraman görünürsün.
Não fico muito bem de boné.
Şapkalı pek güzel görünmem.
É um boné para donativos.
Bu bir bağış şapkası.
Não deves brincar com o boné. O boné é sagrado.
Şapkayla uğraşmak istemezsin.
E, além disso, querem que leve um boné em forma de preservativo.
Prezervatif şapkası giyerek!
- O seu boné.
- Şapkanı al.
Se ficares com frio, Nós tricotaremos um boné para ti.
Eğer soğuk olursa, sana bir şapka veririz.
O de boné foi o que pegou meu Alizé.
Alize'mi alan. Şu şapkalı.
Na segunda, um boné preto.
İkincisinde, siyah bir bere.
- Ve o belo boné que tenho?
Güzel bere mi görüyor musun?
Polly Nichols, uma das vítimas do Estripador, usava um boné novo na noite em que a mataram.
Polly Nichols, Karındeşen'in kurbanlarından biri,... öldürüldüğü gece yeni bir bere giyiyordu.
Ve que lindo boné arranjei?
Bak ne güzel berem var.
Alguém viu um boné realmente nojento por aqui?
Kimse buralarda iğrenç bir şapka gördü mü?
Alguém viu o tal boné?
O şapkayı gören var mı?
Qual é o raio do objectivo em andar com metade de um boné?
Bu yarım şapka giymenin ne sikim bir anlamı var?
Ou andam de boné ou não!
Bir şapka tak veya takma.
Voltem à loja e digam-lhes para vos darem o resto do boné.
Mağazaya tekrar gidin ve şapkanın geri kalanını da vermelerini isteyin.
Alguém usou muito este boné.
Biri bu şapkayı çok takmış.
É mais significativo quando a vítima é civil. O nosso boné pertence a alguém deste bairro.
Kurbanın toplumları dışından biri olması daha değerlidir.
- Também lá pus um boné.
- Şapka da koydum.
- Que fazes com esse boné?
O şapkayla ne yapıyorsun?
Sim, abanar o boné é sempre um risco, são os detalhes que fazem a diferença.
Evet, başlıklar her zaman bir risktir, ama az da olsa seni surların öbür yanında korur
O boné engana muito.
Şapkasıda saçlarını kapatmış.
Um lugar de bancada e o Luke a pensar estrangular-me com o boné.
Luke'un beni beyzbol şapkasıyla kovalarken, bizi izlemek.
- Era um matulão de barba e boné.
Sakallı, iri yarı bir adamdı. Beysbol kepi takıyordu.
Tem cara de cigano ou de marinheiro, mas tem um boné de oficial da Guarda...
Bir çingeneye benziyorsun, ya da bir denizciye ama bir subay başlığı takıyorsun.
O boné foi um presente.
Başlık bir hediyeydi.
Tem o boné de piloto.
Pilot şapkası var.
Tudo o que tem a fazer é arranjar um boné e um casaco apertado.
Biraz saçmala, bir kask tak ve montunun fermuarını çek.
Mas se o Geronimo continua, alguem é capaz de lhe enfiar um boné no cu. Ya?
Eğer Geronimo buna devam ederse, birinin onun götünü becermesine maruz kalacak, tamam mı?
- Como é que eu te reconheço? - Levo um boné de basebol vermelho.
- Seni nasıl tanıyacağım?
O tipo que queremos tem um boné vermelho.
Aradığımız adamın kırmızı şapkası var.
- Sim, ia com a esposa e a filha e usava um boné de basebol e óculos escuros, como habitualmente.
Evet. Karısı ve çocuğuyla beraberdi. Şapka ve güneş gözlüğü takmıştı her zamanki gibi.
A Miranda quis arrancar-lhe o boné dos Knicks da cabeça.
Miranda'nın yapmak istediği tek şey o Niks şapkasını başından almaktı.
- Olá, Bone. - Olá.
- Nasılsın Bone?
É assim, Bone?
Öyle mi Bone?
Só nos teus sonhos, toca de banho.
Rüyanda görürsün bone kafa.
E assim já têm um maldito boné inteiro que cobre tudo, meu amigo.
Daha iyisi, bir tane şu yahudi şapklarından alın ve gölgeliğinize takın. Ve ancak şimdi komple sikik bir şapkan oldu dostum.
O ADN do boné coincide com o sémen encontrado na Maria-ninguém.
- Laboratuardakiler ne dedi?
Big Dog, T-Bone, Shades, façam umas sandes.
Big Dog, T-Bone, Shades, gidin biraz sandviç yapın.
Pelo menos usem redes para o cabelo.
En azından başınıza bone takın.
Se tivesse uma máquina do tempo... retrocederia uma década e prenderia o G-Bone... seu nome como guia de ruas... antes de que matasse um homem por $ 10.
Eğer zaman makinem olsaydı, bir asır geri gider ve G-Bone'u yakalardım. 10 dolar için adam öldüren katilin takma adı bu.
Você viu o boné e os óculos.
Şapka ve güneş gözlüğünü gördün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]