English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Borderline

Borderline tradutor Turco

32 parallel translation
Que história é essa de "borderline" que falou ao telefone?
Bahsettiğiniz "Borderline" konusu ne?
. Que história de "borderline"?
- "Borderline konusu" ne?
. "borderline ( = fronteira )"?
- Borderline ( sınır çizgisi, ç.n ) ne?
É uma doença, Susanna, e chama.se Distúrbio de personalidade de "borderline".
Bu bir hastalık, Susanna. Adı Borderline Kişilik Bozukluğu.
Que tenho uma personalidade de "borderline".
Sınır çizgisi kişiliğim var.
Distúrbio de personalidade de "borderline"
Borderline Kişilik Bozukluğu
"Distúrbio de personalidade de'borderline'."
" Borderline Kişilik Bozukluğu.
uma "Borderline" recuperada.
İyileşmiş bir Borderline.
Aquela canção da Madonna, "Borderline". Era fantástica.
Madonna'nın "Borderline" diye bir şarkısı vardı ya.
Tenho muitos problemas de saúde em estado borderline que me limitam politicamente no que respeita à alimentação.
Sanırım iş yemek olayına gelince beni politik olarak sınırlandıran çok fazla sağlık sorunum var.
Ela é obsessiva, paranóica obcecada.
O saplantılı, "Borderline" öncüsü.
O médico sempre disse que eras um borderline artístico.
Doktor her zaman senin sanatçılığın sınırında olduğunu söylerlerdi.
Transtorno de personalidade narcisista e borderline.
Sınırda narsistik kişilik bozukluğu.
Que nos diz que estamos a lidar com uma Personalidade Borderline.
Karşımızdakinin sınırda biri olduğunu gösteriyor.
Paciente 135 sofria de comportamento compulsivo, secundário a transtorno de personalidade limítrofe.
135. hasta kompülsif davranış bozukluğu yaşıyordu. Ayrıca borderline kişilik bozukluğu vardı. 3 yıldır hastamdı.
Estás a cometer um erro enorme ao ires viver com uma mulher que te transformou num alcoólico agorafóbico, frio e borderline.
Seni agorafobik kaplumbağa suratlı bir alkoliğe çeviren kadının yanına taşınarak devasa bir hayati hata yapıyorsun.
Este é um exemplo de projeção e polarização, um pensamento que, junto com raiva, impulsividade, e sinais de violência, indicam, que esse suspeito sofre de um caso grave de transtorno de personalidade limítrofe.
Bu yansıma ve kutuplaşmanın bir örneği yanlış düşünce dürtüsellik, öfke ve şiddetin dışavurumuyla birleştiğinde bu zanlının büyük ihtimalle borderline kişilik bozukluğu olduğunu gösterir.
TPL é um dos distúrbios mentais mais comuns em adultos que foram abusados quando eram crianças.
BKB çocukluğunda sömürülmüş yetişkinlerde görülen en yaygın hastalıklardan biri. Borderline endişe ve psikoz arasındaki sınırı temsil eder.
Sou o agente Flatweed e este é o agente Borderline, FBI.
Ben Ajan Flatweed, bu da Ajan Borderline. FBI'danız.
Como o valor psicofarmacêutico do queijo no tratamento de transtorno de personalidade borderline não está, tanto quanto sei, nem sequer em fase de testes, gostaria que reconsiderasse o facto de ter desistido do bom, e necessário, trabalho que temos vindo a fazer.
"Bildiğim kadarıyla, hatta klinik çalışmalarla, Borderline kişilik bozukluğu " tedavisinde dil peynirinin psikofarmakolojik değeri olmadığından, "seni yaptığımız iyi ve gerekli çalışmadan uzaklaşma fikrini yeniden düşünmeye teşvik etmek isterim."
Agora chamam-lhe personalidade borderline.
Şimdiyse sadece Borderline * kişilik bozukluğu deniliyor.
Agora chamam-lhe apenas transtorno de personalidade borderline.
Şimdiyse sadece Borderline kişilik bozukluğu deniliyor.
Disseste a toda a gente na escola que eu era borderline.
Okuldaki herkese borderline olduğumu söylemiştin.
Perseguidores deste tipo às vezes sofrem do transtorno de Borderline.
Yanlış kurban gösteren takipçilerde yüksek seviyede kişilik bozukluğu olur.
Num instante, o comportamento dela passou de encantador a quase histérico.
Bir saniye içinde davranışları çekiciden borderline histerikliğine dönüşüyordu
Bipolar, borderline...
Bipolar, basmakalıp, falan filan.
Mas ela está no limite, é capaz de dizer tudo.
Evet, Borderline hastası. Her şeyi söyler.
Um caso clássico de quase loucura, com muito fatores.
Klasik Borderline işte. Bir sürü faktör var.
O filho toma um coquetel bastante pesado de medicamentos para ansiedade, TOC e transtorno de personalidade borderline.
Oğlu Trey yoğun bir ilaç kokteyli kullanıyor, depresyon, OKB ve sınır kişilik bozukluğu ilaçları var.
Autista borderline.
Sınırda bir otistik.
Espalharam-se rapidamente pela sociedade.
Borderline kişilik bozukluğu obsesif kompulsif bozukluk gibi terimler
- Borderline -
Kuwu

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]