Translate.vc / Português → Turco / Bra
Bra tradutor Turco
254 parallel translation
Aqui está El Ece Bra.
Burası El Ece Bra.
Veio outro visitante de El Ece Bra.
El Ece Bra'dan yine bir ziyaretçi vardı.
Sheik Amir de El Ece Bra.
El Ece Bra'dan Şeyh Emir.
El Ece Bra muito longe.
El Ece Bra çok uzak.
Detective Bra...
Detektif Bra...
Um bra....
Kollarında...
- Pensei que, para isso, era preciso fazer coisas boas.
Ünlüyüz işte bir şekilde nåt bra för att bli kändis?
Vai, força!
Bra jobbat, kom igen, Rickie.
Isto sempre foi bom entre nós.
Vi var alltid bra på det här.
Mitzi Del Bra, A Srta. Felicia Jollygoodfellow.... e a Srta. Bernadette Bassenger :
Bayan Mitzi Del Bra, Bayan Felicia Jollygoodfellow ve Bayan Bernadette Bassenger.
Bravo!
Bra-vo!
Óptimo, é excelente!
Bra-vo. Oh, Tanrım.
O meu primeiro professor, o mestre jaffa Bra'tac, ele sabia muito bem que os Goa'uid eram falsos deuses.
İlk hocam, üstad jaffa Bra'tac... Goa'uld'ların sahte tanrılar olduğunu çok iyi biliyor.
O meu primeiro professor, Bra'tac.
İlk hocam, Bra'tac.
Se calhar o Bra'tac está um bocado cansado, devíamos parar para descansar...
Belki Bra'tac yorgun düşmüştür, belki biraz dinlenmek ister.
Bra'tac... Podes ouvir os meus últimos desejos?
Bra'tac... son arzumu duymak ister misin?
Segue os conselhos de Bra'tac e da tua mãe e aprenderás a ser um grande guerreiro.
Bra'tac ve annenin sözünü dinle. Büyük bir savaşçı olmayı öğreneceksin.
Não podes passar, Bra'tac.
Geçemezsin Bra'tac.
Não tenho palavras para te agradecer Bra'tac.
Sana teşekkür etmek için söz bulamıyorum, Bra'tac.
Somos co... bra. e na co... bra, está "cool".
Bizim adımız Karayılanlar ve Karayılanlar her zaman "COOL" olurlar.
- Tek-matte Bra'tac.
- Tek-matte Bra'tac.
Têm-na, Mestre Bra'tac.
İzin senindir, Üstad Bra'tac.
Bra'tac, cumprimentos da Terra.
Bra'tac, Dünya'dan selamlar.
Mestre Bra'tac!
Üstad Bra'tac!
Como podias não saber disto, Bra'tac?
Bunu nasıl bilemezsin, Bra'tac?
- O que acha, Bra'tac?
- Ne düşünüyorsun, Bra'tac?
Estou com o Bra'tac desta vez.
Bu konuda Bra'tac ile aynı fikirdeyim.
Bra'tac, fica aqui com Drey'auc e o rapaz.
Bra'tac, burada Drey'auc ve çocukla kal.
Antes do nosso filho ser levado,..... ele estava a treinar com o Mestre Bra'tac.
Oğlumuz kaçırılmadan önce, Üstad Bra'tac ile çalışıyordu.
Foi o meu professor Bra'tac quem me falou deles.
Hocam Bra'tac bana anlatmıştı.
Bra'tac?
Bra'tac?
Parvos!
( Bra'tac ) Aptallar!
Tek matte, Bra'tac.
Tek matte, Bra'tac.
Hmm Bra'tac, mencionou alguma coisa sobre...
Um, Bra'tac, sen sanki... dünyayı kurtarmaktan bahsettin, değil mi?
Bra'tac.
( Bozuk ) Bra'tac.
Bra'tac, como te através a trair-me?
Bra'tac, bana ihanet etmeye nasıl cüret edersin?
Observem.
( Bra'tac ) Gözle.
Bra'tac!
Bra'tac!
Mestre Bra'tac... não é possível exprimir por palavras a nossa gratidão.
Üstad Bra'tac,..... minnettarlığımızı kelimelerle açıklayamayız.
Nem sequer é um Bra-oon.
"Bra-oon" marka bile değil.
Bra'tac pagou um grande preço por essas palavras.
Bra'tac bu sözler için ağır bir bedel ödedi.
Tu dirás que eu falarei na casa de Bra'tac ao amanhecer!
Onlara şafak vakti Bra'tac'ın evinde konuşma yapacağımı söyleyeceksin.
Mestre Bra'tac.
Efendi Bra'tac.
- Bra'tac.
- Bra'tac. - İnsan.
Cavalheiros, voltando ao assunto em questão esta não é a hora nem o local para o chefe Bra...
Beyler, konumuza dönelim. Kıdemli şef Brashear, bunun ne yeri, ne de zamanı...
- Recebemos o IDC do Bra'tac.
Bra'tac ın tanımlama kodunu alıyoruz efendim.
- Do Bra'tac?
Bra'tac mi?
Bra'tac...
- Bra'tac.
O mestre Bra'tac abriu o Chapa'ai mas não pôde acompanhar-me.
Üstad Bra'tac geçidi açtı fakat bana eşlik edemedi.
Bra'tac contou-me muito sobre os Tauri.
Bra'tac bana Tauri hakkında çok şey anlattı.
O Bra'tac estava enganado quanto à sabedoria dos Tauri.
Bra'tac Tauri'nin bilgeliği konusunda yanılmış.