Translate.vc / Português → Turco / Business
Business tradutor Turco
223 parallel translation
Vamos para os famosos do Show Business, onde o apresentador é meu amigo, o velho narigudo em pessoa.
Haydi şov dünyasına, iyi dostum MC'nin olduğu Şöhretler Müzesi'ne gidelim meşhur Schnozzola!
Senhoras e senhores, temos cá hoje um dos maiores nomes do show business.
Bayanlar baylar bildiğiniz gibi bu gece tüm zamanların en iyi şovmenlerinden biri aramızda.
- Acabado para o show business.
Bittin! - Şov dünyasında işin bitti! - Oh, hayır, hayır.
O Better Business Bureau terá notícias de mim!
Sizi Müşteri Hakları Bürosu'na söylemezsem!
Minha mulher e eu, e por favor... Pode nos chamar de Donald e Donna, de agora em diante. Nos perguntamos se estaria interessada... em introduzir-se no show-business.
Karım ve ben... bundan sonra lütfen bize Donald ve Donna de lütfen... gösteri dünyasına girme hususunda... ne düşündüğünü merak ediyoruz.
Show-business?
Gösteri dünyası mı? !
! Bom... Um pouco parecido com o show-business.
Şey, bir çeşit gösteri dünyası diyelim.
Introduzirão sua mãe no show-business!
Anneni gösteri dünyasına sokacaklar!
Decidimos que já está pronta... para sua gloriosa introdução no show-business.
Gösteri dünyasına girip ortalığı yakıp yıkmanın... tam sırası olduğunu düşündük.
Mostra o que aprendes no curso de gestão.
"Business Management" te neler öğrendiğini göster.
Leio a Back Stage, Show Business e a Variety.
Back Stage, Show Business ve Variety okuyorum.
Além disso, também estava metida no "business" e já sabe como é a bófia, vão querer localizá-la e dar-lhe uns safanões.
Dağıtımın bir kısmını da kız yapmış. Polisler biraz da o yüzden kızı bulup hırpalamak istiyor.
Se precisa de dinheiro, posso metê-la num bom "business".
Birkaç iş ayarlayabilirim.
Não estou no ramo deles.
I'm not in their business.
Tenho uma mulher, um filho, um negócio, posso andar de cabeça erguida na rua.
I got a wife, a kid, a business. I can hold my head up in the street.
Li na Business Week sobre o negócio da Codex.
Business Week'de yeni bilgisayar sistemiyle ilgili haberi okudum.
Um homem de negócios deve viajar apenas com uma mala de mão.
Business Class yolcuları yalnızca seyahat bavullarına sığacak kadar eşya getirmelidirler.
- Não sabe nada de "show business"?
Eğlence sektörü hakkında hiçbir şey bilmez misin sen?
A pontualidade é a primeira regra do show business.
Zamanlama, eğlence dünyasının ilk kuralıdır.
Isto é show business?
Eğlence dünyası mı?
É licenciada pela Harvard Business School e a primeira mulher a encabeçar os Yakuza.
Harvard Yüksek İşletme'den mezun. Ve Yakuzaların başına geçen ilk kadın.
Agora vou entrar no "show business".
Gösteri işine giriyorum.
Recusa proteger a Rachel porque está no show business?
Şarkıcı olduğu için mi hayır diyorsun?
A política e o show business são a mesma coisa, hoje em dia.
Siyaset'le gösteri sanatı birbirine yakın bu aralar.
Ele não sabe nada do show business.
Sanattan hiç anlamıyor.
Deixas o show business?
Sahneyi bırakıyor musun?
Meteram a Harvard Business School?
Harvard İşletme Fakültesi öğrencisi mi geldi?
Está no show business?
Eğlence sektöründe misin?
Más notícias, Sharpe.
Bad business, Sharpe.
Era um drama musical acerca das tristes ironias do show business.
Niye reddedersin? Tükendin mi?
No argumento de Clifford Odets e Ernest Lehman o formidável colunista da rádio e da imprensa era para o show business o que o senador McCarthy era para a Guerra Fria.
Bu kirli şehri seviyorum. Burt Lancaster, J.J. Hunsecker adlı usta bir manipülatörü. canlandırıyordu.
Tu estás acabada no show business!
Gösteri dünyasında işin bitti.
Mas tu estás mais ligado a esta coisa do show business.
Ama sen şov dünyasına benden daha yakınsın.
- "Show business". Faça-lhe ver.
- Artistlerin hayatı böyledir.
Mas na minha profissão, vejo tipos como você o tempo todo.
But in my business, l deal with your type every other week.
Por que estamos assistindo o canal financeiro?
Monica, niye Business Channel'ı izliyoruz?
Gostaria de começar por dar com umas calorosas boas-vindas ao nosso amigo Bob Grossberg, que vem da Business Affairs, para se juntar a nós.
Tamam, millet bugün, aramıza Pazarlama Bölümünden katılan Bob Grossberg'e "Aramıza hoş geldin" diyorum.
Grana alta, show business.
Yığınla para. Gösteri dünyası.
É só show business.
Gösteriden söz ediyoruz.
Eu sou do show business.
Ben gösteri dünyasındayım, değil mi?
Eu estava a ler um artigo na Business Week que diz que o ioga é muito popular, se é que a imprensa liberal é credível.
Biliyor musun, Business Week'te okuduğum bir makaleye göre... yoga gerçekten popülermiş, eğer özgür basına inanıyorsan.
Isso é como um bilhete de 1ª classe para o fixe, com carisma à borla depois da partida!
Bu, havalıIık uçağına business class bilet ve kalkıştan sonra cazibe ikramı demektir.
Já lhe disse que vamos em Classe Executiva?
Business class uçtuğumuzu söylemiş miydim?
Há muita gente no show business que não é humana.
Gösteri dünyasında uzaylı gibi görünen bir sürü insan var.
Eu vim para cá em classe executiva com as minhas milhas acumuladas.
Buraya biriktirdiğim Advantage puanlarım ve Business Class'la uçtum.
- Está ligado ao show business?
Siz de sov dünyasından mısınız?
Ele traz novos negócios com ele.
New Business'i getirdi.
Ela é apenas uma rapariga que conheci, na faculdade nem sequer é do "show business".
Onu üniversitedeyken tanıyordum. Artistlik işinde bile değil.
O que foi muito desconfortável, mesmo na classe executiva!
Ki bu, business class'ta bile rahatsız edicidir. N!
É "show business", como eles dizem.
Turistik eylence. Dedikleri gibi, Sov Dünyası.. dostum.
Princeton.
Harvard Business.