Translate.vc / Português → Turco / Buço
Buço tradutor Turco
67 parallel translation
mulheres com buço que usam três gabardinas e andam com sacos cheios de cordão.
Hafif sakallı, Üst üste üç ceket giyip Küçük file taşıyan...
Tinha manchas na cara e um buço proeminente.
Kabarmış bir cildi ve bıyığı vardı.
Alta, cabelo grisalho, com buço...
Uzun boylu, beyaz saçlı, biraz da bıyıklı?
Se Norton Kane não era a mulher do buço, quem era afinal?
Bıyıklı kadın, Norton Kane değilse o zaman kimdi?
O que acha do sistema de depilação do buço do Krusty?
Lady Krusty Bıyık Alma Sistemi hakkındaki düşüncelerin nedir Angelique?
É um pequeno buço.
O bıyık değil, şeftali tüyü.
Tipo, a minha mãe disse-lhe que ela precisava de cortar o buço dela...
Annem ona kedi bıyıklarının beyazlaması gerektiğini söyledi ve ben de şöyle dedim :
E eu disse, tipo, "Que buço?".
"Ne kedi bıyığı?".
O que é mentira, porque ela tem um buço enorme.
Kuyruklu bir yalandı. Çünkü onda babam kadar kedi bıyıklarından var.
- Cara com buço.
- Bıyık surat.
Era parecida com a Valerie Bertinelli mas, tu sabes, com uma touca na cabeça e uma pequena amostra do buço.
Saç filesi takardı ve belli belirsiz ama çok şirin bir de bıyığı vardı.
Também recebi um email para mudar a depilação do buço.
- Bıyık ağdası için randevu almamı istediğin bir e - posta daha geldi bana.
Matthew, eu não faço a depilação do buço.
Matthew. Bıyık ağdası yaptırmam ki ben.
Ela depila o buço com cera uma vez por mês e, por vezes, nascem-lhe uns pêlos nodosos.
O, um ayda bir bıyıklarına ağda yapıyor ve bazen içerde kalan kıllar sorun çıkartabiliyor.
Não tomes duche, não faças a depilação, deixa o buço crescer um pouco.
Duş alma, ağda yapma, şu bıyıklarını uzat azıcık.
- Tira o buço com cera?
Rujun.
Ninguém sai ao almoço só para depilar o buço, a menos que tenha acordado com uma bigodaça enorme.
Hiç biri yemeğe çıkmadan önce sadece ruj sürmez.. ... tabii uyandığında "Yosemite Sam" gibi sakallı görünmüyorsan.
A Barbie tirou finalmente aquele buço irritante?
Barbie'nin, minik, sinir bozucu bıyığını ağdayla almasını mı?
Estou a ver aí um pequeno buço.
Küçük bir bıyık görüyorum.
Pensei que tinha dito, quando vi este buço. - Buço?
Ufak kıllarını alcam
Gostas de osso de vitela à italiana, Charlie?
Osso buco sever misin Charlie?
Preparei osso buco.
Sana osso buco pişirdim.
Osso buco.
Osso buco.
Foi por causa do osso buco.
Yemek yemeye gittim.
Recusa-se a reconhecer o buco.
Bıyıkları olduğu gerçeğini kabul etmiyor.
Alguém quer osso buco?
Biraz osso buco isteyen var mı?
Vocês sabem... um buço, nada mais.
Bilirsiniz, tüy sorunu.
0 canelone parece o ossobuco.
Manicotti kulağa osso buco gibi gelir.
Onde aprendeste a fazer osso buco?
Hem sen "osso bucco" yapmayı nereden öğrendin?
Fizemos Osso Buco, Porco e Gnocchi, tudo receitas da Mãe do Tony.
Osso buco, domuz ve gnocchi yaptık Tony'nin annesinin tarifleri.
Temos o Osso Buco. Muito bom.
- Her neyse.
Deus sabe com quem aprendeste a ser assim.
Bu akşam... bu akşam, Osso Buco var.
Então... Como está o "osso buco"?
Osso Buco nasıl olmuş?
Temos osso buco, escarola com feijão... e rigatoni em salsa de lagosta.
Osso buco, escarole ve fasulye var. lstakoz soslu rigatoni de var. İstediğini seç.
- Estamos a fazer osso buco.
- Dana yahni yapıyoruz.
- Osso buco?
- Dana yahni mi?
Adoro osso buco.
Bayılırım.
Cada mensalidade inclui tudo... os filetes, o osso-buco, corte à Nova Iorque, assado Londrino e a magnífica costeleta de novilho.
Bir aylık paket herşeyi içeriyor, filetolar, pirzola New York kesimi, Londra eti ve kaburga kemiği.
Aquele seu osso buco era... - Realmente ótimo. - Bem...
Senin o Osso Buco'n... muhteşem birşeydi.
Começaremos a fazer nosso próprio Osso Buco.
Kendi Osso Buco'muzu yapmaya başlayacağız.
O Osso Buco precisa de guisar durante três horas.
Dana inciğinin üç saat kadar ağır ateşte pişmesi lazım. Onun dışında herşey hazır.
A vítima foi estufada como o osso buco.
Kurban, dana güveci gibi pişmiş.
Ossobuco.
Osso buco.
Sim, estava a pensar num italiano.
- Tabii, İtalyan lokantasına gideriz diyordum. Belki Morandi ya da Il Buco?
Talvez o Morandi ou o Il Buco? Se não quiseres ir para a baixa, podemos ir só até ao Tony's.
Şehir merkezine inmek istersen Tony's'e de gidebiliriz.
O filete é maravilhoso se tiveres vontade de carne ou de osso buco...
Canın et çekiyorsa fileto ya da incik yahnisi de harikadır.
Ferida de bala cérvico-buco-crânio-encefálica, recente, com saída do projéctil.
Servikal bölgeden girip kafatasından çıkan kurşun yarası.
Osso buco, vovô.
- Osso buco, dede.
Bossa nova, osso buco.
- Bosso nova, osso buco.
"La Iglesia de Nuestra Senora La Reina de Los Angeles". Isto significa que o teu buço cresce à noite?
Bunun anlamı bayan bıyığı bir gecede uzar mı?
É como tirar-te o buço...
Tıpkı bıyık ağdalamak gibi...