Translate.vc / Português → Turco / Cabaret
Cabaret tradutor Turco
115 parallel translation
Por trazer este cabaret?
Onu neden o kabareye götürdün?
- Cabaret. Está bem.
- Meyhane.
Cabaret.
Pekala, meyhane olsun.
Acontece a bailarinas de cabaret.
Bu kabare dansçılarına olur.
Diz-lhe que ela foi ao cabaret depois de teres ido embora e tem estado, desde então, a olhar pela janela para o mar.
Sen buradan ayrılınca o da bara indi. O zamandan beri sürekli camdan denizi gözetliyor.
Bloco, temo que terei de o interromper porque temos alguém que tem feito cabaret na floresta nova, da América, dêem as boas-vindas a uma secretária Chippendale.
Kütük, korkarım kesmemiz gerek çünkü aramızda yeni ormanda kabare yapan biri var alkışlarınızla Amerika'dan bir Chippendale yazı masası.
Veículos de Cabaré e Quatro Estrelas em observação...
Cabaret ve Fourstar araçları gözlemde...
Im Cabaret, au Cabaret, ao Cabaret.
"lm Cabaret, au Cabaret, Kabare'ye."
E agora apresentamos as raparigas do Cabaret.
Ve şimdi karşınızda Kabare kızları.
Im Cabaret
" lm Cabaret
Au Cabaret
" Au Cabaret
Ao Cabaret.
"Kabare'ye."
Bem, passo todo o dia a correr e à noite trabalho no Cabaret.
Bütün gün boşum, akşamları da Kabare'de çalışıyorum.
A vida é um cabaret, velha amiga.
" Hayat bir kabaredir, eski dostum
Vem para o cabaret.
" Kabare'ye gel.
Por isso, vem para o cabaret.
" Haydi, kabare'ye gel.
A vida é um cabaret, velha amiga.
" Hayat bir kabaredir eski dostum.
Vem para o cabaret!
" Kabare'ye gel.!
Não passa de um cabaret, velha amiga
" Yalnızca bir kabare.
E eu amo um cabaret.
"Ve ben Kabare'ye bayılırım."
Num cabaret com uma senhora chamada Saida.
Saida adlı bir kadınla bir kabaredeydi.
- Até gosto do ambiente de cabaret.
Kabareyi severim.
É um teatro cabaret.
Bu bir kabare tiyatrosu.
- Cabaret?
- Kabare?
- Todas as terças à noite há um maldito cabaret no bar apresentado por uma minúscula magricela espanhola com coxas de 20 cm e uma enorme tarte de frutas no cabelo a escorrer brilhantina e um grande cu, a apresentar flamenco aos estrangeiros.
Kısa boylu, kara kuru, 25 cm. lik kıçı olan bir Latin'le iri, şişko, saçı briyantinli, koca götlü bir karı yabancılar için flamenko gösterisi yapar. - Lütfen susun.
É perfeitamente possível para pessoas, cães, elefantes, bailarinas de cabaret.
Bu kesinlikle mümkün, insanlar için, ya da köpekler, filler, bando şefi kızlar için.
- O que é isto, um cabaret?
Nedir bu, kabare mi?
Preparado cozinhado Culinária cabaret
Beceriyle hazırlar ve sunarız Bu mutfak kabaresini.
É Bertolt Brecht, cabaret e rock-and-roll.
Ama siz Bertolt Brecht'siniz. Bu bir kabare, bu rockroll.
Lembraste daquele número de cabaret que fizemos em Bradford?
Bradford'da yaptığımız kabareyi hatırladınız mı?
O cabaret que vos convenci a fazer para os amigos do meu pai.
Babamın arkadaşlarıyla yapmak için sizi ikna ettiğim oyun.
Um cabaret subaquático com confetis e serpentinas... fumo e raparigas nuas.
Konfetili, flamalı, dumanlı ve çıplak kızların olduğu... bir su altı kabaresi.
Experimentou vários trabalhos... chofer de táxi... tocar piano num bar, cantar nas ruas, dançar num'cabaret'...
Taksi şoförlüğünden barlarda piyano çalmaya sokaklarda şarkı söylemekten gece kulüplerinde dans etmeye kadar her türlü işi yapmış.
Actuamos no Club Cabaret todas as sextas e sábados.
Her cuma ve cumartesi Club Cabaret'de çıkıyoruz.
É a primeira vez que venho a um cabaret...
- ilk gelişim. - Evet, evet.
Devias saber que metade da festa acha que trabalhas num "cabaret".
Şu an partideki insanların yarısı striptiz klübünde part-time bir işte çalıştığını sanıyorlar.
É tempo de fazer a vida num cabaret!
Taverna'da para kazanma anı!
Voltem ao cabaret, o do namorado da Sonya, e vejam o que esconde.
Siz yine Sonya'nın sevgilisinin olan bara gidin ve oranın neyin paravanı olduğunu öğrenin.
As raparigas do cabaret de Nice fazem isso.
Nice'teki kabare kızları öyle yaparlar.
É a última oportunidade de entrar no Cabaret.
Bu, kabaredeki son fırsatın.
Bem-vindos à noite do Cabaret.
Kabare Gecesi'ne hepiniz hoş geldiniz.
Desculpa ter-te chamado bicha superficial, obcecada com a idade, saída de um cabaret.
Adi kabare kraliçesi dediğim için üzgünüm.
Vens hoje à noite, e eu arranjo-te os bilhetes para o "Cabaret" para a semana.
Bu akşam geliyorsun. Ben gelecek hafta için sana Cabaret'e bilet alırım.
Tenha uma vizinha que o filho trabalhava na produção, e sei que vos arranjo os melhores lugares para o "Cabaret" para a semana, o que seria um prazer.
Komşumun oğlu prodüksiyon ekibinde ve eminim gelecek haftaya sizin için, en iyi koltuklardan birinde Cabaret'a bilet bulabilirim. Hem de zevkle.
O bando dele das Tríades estará hoje à noite no cabaret.
Tüm Triad çetesi bu gece kulüpte.
- Fala agora. Ou deixa mensagem para me ligar... e cantamos The Money Song do Cabaret.
Ona çağrı at, beni cep telefonumdan arasın.
Sim, estava atrás de Cabaré.
Evet, Cabaret'in arkasına.
A querer dar nas vistas com comportamento de vaca de cabaret.
Bayağı yarışma ineği tavrınla caka satarak yürüyorsun.
Depreendo que o "Grand Jue" seja um cabaret!
Le Grand Jeu kabare mi?
A minha nova amiga, Helen, de quem te falei, arranjou lugares à última da hora para o "Cabaret".
- Hayır, dinle. Arkadaşım Helen,... - Saçmalama.
E sabes que ando morta para ir, por isso estava a pensar se
... sana sözünü ettiğim Cabaret'e son dakika bileti buldu. Ve biliyorsun, ben de gitmek için ölüyordum.