English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Caligula

Caligula tradutor Turco

172 parallel translation
Isto faz-me lembrar um pouco o Palácio do lmperador Calígula.
Burası bana İmparator Caligula'nın sarayını hatırlatıyor.
- Lembras-te do Calígula?
- Caligula'yı hatırlıyorsun, değil mi?
Porque só em Nápoles existem coisas tão belas. Por 2000 anos, desde Calígula, tem sido assim.
Çünkü Sadece Napoli'ler de böyle bir güzellik var 2000 yıldır, Caligula'dan beri, Bu böyledir
Bem, Quem é Calígula?
Peki, Caligula kim?
Calígula?
Caligula?
É onde Calígula viveu 2000 anos atrás.
Orası Caligula'nın 2000 sene önce yaşadığı yer
O que Joey quis dizer sobre Paulo ensinar uma ou duas coisas a Calígula?
Paolo, Caligula'ya bir iki şey öğretmiş demekle ne demek istedi Joey?
16 interpelações, 12 processos verbais, e só uma chamada de Calígula.
Caligula'dan sadece bir arama var.
Querubim chama Calígula. Responda, Calígula!
Bağlan, cevap ver, Caligula.
Querubim chama Calígula!
Melek'ten, Caligula'ya.
- O seu sobrinho Calígula por exemplo. - Sim.
Yeğenin Caligula örneğin.
- Não. Calígula preenchia muitos dos requisitos da profecia, mas não morreu no ano predito por Trasilo, o astrónomo. E Trasilo nunca se enganava no que toca a datas.
Yalnız, Caligula birçok yönden kehanetin gereklerini yerine getirdi Thrasyllus'un tahmin ettiği yılda ölmemesi hariç üstelik, Thrasyllus tarihlerde asla yanılmazdı.
Os Guardas Pretorianos levaram o tio de Calígula, Cláudio, e proclamaram-no Imperador.
İmparatorluk Özel Muhafızları, Caligula'nın amcası Claudius'u İmparator ilan etmişler.
És u perigo para os assassinos.
Caligula'nın katilleri için tehlikesin sen.
Uma República exige a morte de toda a família imperial, não só de Calígula.
Cumhuriyet demek, tüm İmparatorluk sülalesinin kökünün kurutulması demek... -... yalnızca Caligula'nın değil.
Todos os oficiais envolvidos na conspiração foram presos e aguardam julgamento e execução.
Caligula suikastine karışmış tüm subaylar tutuklandı yargılanıp infaz edilmeyi bekliyorlar.
O que tem importância para mim é aquilo que ouvi. Que foi acordado entre vocês que apenas Calígula deveria morrer, mas que tu decidiste matar-nos a todos.
Kararımı etkileyen, duyduklarım yalnızca Caligula'nın ölmesi konusunda aranızda anlaşmışsınız.
Para mais, estava em Roma aquando do assassinato de Calígula, mas nunca se aproximou de mim.
Ayrıca, Caligula'ya suikast yapıldığında, o Roma'daydı ama yanıma hiç yaklaşmadı.
Tu estarás na bancada com Calígula e alguns amigos.
Sen, Caligula ve birkaç arkadaşıyla kabinde olacaksın.
Deves ir logo atrás de Calígula...
Mutlaka Caligula'nın arkasında olmalısın.
Assim que ele entrar na passagem, tu tropeças ou deixas cair algo, qualquer coisa que nos dê tempo de fechar os portões por fora, separando Calígula dos guardas.
O, kapalı yola adım atar atmaz, sen tökezleyeceksin ya da kapıları kapatmak için bize zaman kazandıracak bir hareket yapacaksın Caligula korumasız kalmış olacak.
Quem morre com Calígula?
Caligula'yla birlikte kimler ölecek?
Seja o que for que pensem de Calígula, não descansarão enquanto não apanharem os seus assassinos.
Caligula için ne düşünürlerse düşünsünler, onun katillerini ortadan kaldırmak zorundalar.
É apenas Calígula ou nada feito.
Ya tek Caligula, ya da hiç.
Se estão de acordo quanto a Calígula, também estão para os outros.
Caligula için eyleme katılan, ötekiler için de katılmıştır.
Até o Calígula o admitiu.
Üstelik kardeşi Caligula bile böyle söylemişti!
Com o teu irmão, Calígula?
Erkek kardeşin, Caligula'yla?
- Entre outras coisas, previu o reinado de Calígula e a sua morte.
Hangi kehanetler var içinde? Hepsi bir yana, Caligula'nın yöneteceğini ve öleceğini öngörmüş.
É tão louco como o meu sobrinho Calígula.
Yeğenim Caligula kadar zırdeli o da.
Acredito que és filho de Calígula.
Caligula'nın oğlu olduğuna inanıyorum.
Quando eu morrer, ele tentará matar-te, como Calígula matou Gémelo e é por isso que me tenho comportado contigo desta maneira.
Ölümümden sonra, seni öldürmeye çalışacak, Caligula'nın Gemellus'u öldürdüğü gibi. Sana ters davranışlarımın nedeni, işte bu.
O nobre Gaio Calígula deseja ver o Imperador!
Soylu Gaius Caligula, İmparator'la görüşecek!
Penso que foi Calígula quem lho comprou.
Caligula satın almış ona.
Aquele rapaz provoca-me arrepios.
- Caligula tüylerimi diken diken ediyor.
A última vez que falou comigo foi quando Calígula incendiou a casa.
Benimle en son konuştuğunda, Caligula evi ateşe vermişti.
Talvez para com Calígula. Mas com Druso e Nero sois frio e nunca perguntais por eles.
Caligula'ya belki ama Nero'ya ve Drusus'a karşı soğuksun, hal hatır sormuyorsun.
- Calígula.
- Caligula.
E porque ele será o próximo Imperador.
Ve çünkü, bundan sonraki İmparator, Caligula olacak.
E Calígula tem dois irmãos mais velhos.
Üstelik Caligula'nın iki ağabeyi var.
Ele diz também, que Tibério escolherá Calígula como seu sucessor.
Kahin, Tiberius'un kendisinden sonra, yerine Caligula'yı seçeceğini de söyledi.
Dizeis que suportais Calígula porque ele vai ser o próximo Imperador.
Caligula'yla iyi geçindin, çünkü bir sonraki İmparator o.
É por isso que tolero Calígula.
Bu yüzden Caligula'ya karşı hoşgörülüyüm.
Calígula esteve aqui.
Caligula buradaydı.
Restará Calígula.
Geriye halledilecek bir tek Caligula kalıyor.
- C-Calígula, onde estiveste?
Caligula.
Ouve, Calígula.
Dinle. Caligula.
- Claro que sim.
Caligula, fırsatın olursa, onlarla ilgili açık açık konuşmalısın.
Eu o farei meu sucessor, Gaius Caligula!
Yerime seni geçirteceğim, Gaius Caligula!
A caixa estava no quarto do meu sobrinho, Calígula.
Sandık, yeğenim Caligula'nın yatak odasındaydı.
Que engraçado.
Caligula'dan hoşlanır mısın?
É apenas Calígula.
Yalnızca Caligula.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]