English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Calígula

Calígula tradutor Turco

190 parallel translation
Isto faz-me lembrar um pouco o Palácio do lmperador Calígula.
Burası bana İmparator Caligula'nın sarayını hatırlatıyor.
- Lembras-te do Calígula?
- Caligula'yı hatırlıyorsun, değil mi?
O mercado de escravos está cheio pois Calígula, herdeiro e regente, vem comprar gladiadores.
Köle pazarı bugün kalabalık çünkü, yaşlı imparatorun varisi ve vekili genç Kaligula gladyatör satın almaya geliyor.
Mas, Cleandro, Calígula vem hoje comprar gladiadores.
Cleander, ama Kaligula bugün gladyatör satın alacak.
- Este é o pavilhão de Calígula.
- Evet, bu Kaligula'nın otağı.
Calígula?
Kaligula?
Calígula e eu já competimos antes e nunca perdi.
Kaligula ile önce de rekabet ettim. Ona hiç yenilmedim.
Ela contou-nos que tu e Calígula discutiram...
Marcellus bize Kaligula'yla tartıştığını söyledi...
- Calígula está zangadíssimo.
- Kaligula çok kızgın.
Falais do meu diferendo com Calígula?
Kaligula ile farklı düşünmemi mi diyorsun?
E pela tua atitude para com Calígula, estas ofensas mesquinhas, cortas-me as pernas, fazes a minha luta parecer uma querela pessoal.
Ama Kaligula'ya davranışın ve hakaretlerinle, benim mücadelemin kişisel bir kavga gibi görülmesine neden oluyorsun.
- É de Calígula.
- Kaligula'dan.
O que Calígula espera ter-te dado é uma sentença de morte.
Kaligula sana ölüm cezası vermiş.
Julgo que Calígula te tratou injustamente.
Kaligula sana haksızlık yaptı.
Faz Tibério jurar que não te dará a Calígula até eu voltar.
Tiberyus, ben dönünceye kadar seni Kaligula'ya vermeyeceğine söz versin.
Mas é boa demais para Calígula, não é?
O Kaligula için çok fazla, değil mi?
Por ti, intervim quando minha mulher quis dar-te a Calígula.
Karım seni Kaligula'ya vermek istediğinde, senin hatırına müdahale ettim.
Gosto tão pouco de Calígula como tu, mas darias uma excelente esposa para um imperador.
Kaligula'yı da ancak senin kadar severim ama sen yaman bir imparator karısı olursun.
Calígula é imperador.
Artık Kaligula imparator.
- Tens ordens novas de Calígula?
- Kaligula yeni emir verdi mi?
Calígula lançou um decreto contra nós.
Ama Kaligula bize karşı kanun koydu.
Achais que vai dizer a Calígula?
Kaligula'ya gidecek mi dersin?
Calígula não te pode matar, sem mais.
Kaligula seni hemen öldüremez.
Não desafies Calígula.
Kaligula'ya meydan okuma.
Porque só em Nápoles existem coisas tão belas. Por 2000 anos, desde Calígula, tem sido assim.
Çünkü Sadece Napoli'ler de böyle bir güzellik var 2000 yıldır, Caligula'dan beri, Bu böyledir
Bem, Quem é Calígula?
Peki, Caligula kim?
Calígula?
Caligula?
É onde Calígula viveu 2000 anos atrás.
Orası Caligula'nın 2000 sene önce yaşadığı yer
O que Joey quis dizer sobre Paulo ensinar uma ou duas coisas a Calígula?
Paolo, Caligula'ya bir iki şey öğretmiş demekle ne demek istedi Joey?
É o Calígula Minus!
Caligolaminus!
Calígula Minus está pronto, Caius Bonus.
- Caligolaminus artık hazır!
Cale-te, Calígula Minus! Tu serás o único a ser poupado, quando os gauleses atacarem.
Kapa çeneni, sadece Galyalılar saldırdığında kurtulacaksın, unutma!
Os gauleses vieram, viram... e levaram o Calígula Minus.
Selam, Galyalılar geldiler ve Caligolaminus'u kurtardılar.
Esperemos que Calígula Minus volte inteiro.
Umarım Caligolaminus bize kısa sürede döner.
Vem, Calígula Minus. Quero ver os efeitos produzidos por essa poção.
Benimle gel Caligolaminus, bu iksirin etkilerini görmek istiyorum.
A tua ideia é boa, mas Calígula Minus recusa-se a cooperar.
Fikrin kötü değil, ama Caligolaminus işbirliğini reddetti.
16 interpelações, 12 processos verbais, e só uma chamada de Calígula.
Caligula'dan sadece bir arama var.
Querubim chama Calígula.
Melek'ten Caligulaya.
Responda, Calígula!
Cevap ver.
Querubim chama Calígula. Responda, Calígula!
Bağlan, cevap ver, Caligula.
Querubim chama Calígula!
Melek'ten, Caligula'ya.
Querubim chama Calígula!
Melekten, Caligulaya.
Querubim chama Calígula!
Kapa çeneni.
- O seu sobrinho Calígula por exemplo. - Sim.
Yeğenin Caligula örneğin.
- Não. Calígula preenchia muitos dos requisitos da profecia, mas não morreu no ano predito por Trasilo, o astrónomo. E Trasilo nunca se enganava no que toca a datas.
Yalnız, Caligula birçok yönden kehanetin gereklerini yerine getirdi Thrasyllus'un tahmin ettiği yılda ölmemesi hariç üstelik, Thrasyllus tarihlerde asla yanılmazdı.
Os Guardas Pretorianos levaram o tio de Calígula, Cláudio, e proclamaram-no Imperador.
İmparatorluk Özel Muhafızları, Caligula'nın amcası Claudius'u İmparator ilan etmişler.
Uma República exige a morte de toda a família imperial, não só de Calígula.
Cumhuriyet demek, tüm İmparatorluk sülalesinin kökünün kurutulması demek... -... yalnızca Caligula'nın değil.
O que tem importância para mim é aquilo que ouvi. Que foi acordado entre vocês que apenas Calígula deveria morrer, mas que tu decidiste matar-nos a todos.
Kararımı etkileyen, duyduklarım yalnızca Caligula'nın ölmesi konusunda aranızda anlaşmışsınız.
Para mais, estava em Roma aquando do assassinato de Calígula, mas nunca se aproximou de mim.
Ayrıca, Caligula'ya suikast yapıldığında, o Roma'daydı ama yanıma hiç yaklaşmadı.
Tu estarás na bancada com Calígula e alguns amigos.
Sen, Caligula ve birkaç arkadaşıyla kabinde olacaksın.
Deves ir logo atrás de Calígula...
Mutlaka Caligula'nın arkasında olmalısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]