Translate.vc / Português → Turco / Canyon
Canyon tradutor Turco
799 parallel translation
Säo 200 acres ao pé de Terry Canyon em ambos os lados de Willet Creek.
Terry Vadisinde 100 hektarlik bir arazi. Willet Nehrinin etrafinda.
- Em Terry Canyon?
- Terry Vadisinde mi?
Este campo, será situado na terra e arredores do riacho conhecido como Willet Creek em Terry Canyon
Bir nehrin kenarina...
com o propósito de juntarjovens de todos caminhos da vida, de várias partes do país.
Terry Canyon'daki Willet Nehrinin kenarina yapilacak bu kampla... yurdumuzun degisik yerlerinden gelen... her kesimden çocugu biraraya getirmek amaçlanmistir.
Secçäo 40 : uma apropriaçäo para divergir e reter as águas de Willet Creek em Terry Canyon. 5 milhões de dólares.
Madde 40 : Terry Vadisindeki Willet Nehrinin... yataginin degistirilmesi ve istimlaki. 5 milyon dolar.
Se vieres ao 7244 de Laverne Terrace, mostro-te onde elas foram parar.
Laurel Canyon yolundaki 7244 Laverne Terrace'a gel kurşunların nereye gittiğini göstereyim.
Saíram disparados à procura de água em direcção ao canyon com ele atrás.
Su bulmak için kanyona gitmiş. Tabii burada hiç su bırakmamış.
Vamos para o norte, para o Canyon White Spring.
White Spring Canyon'ın kuzeyine gidiyoruz.
Olhe ali, o Box H era a divisão do Canyon Feserley até a mais ou menos 400 milhas de Open Range até a alguns anos atrás.
İşte geldik,... Feserley Vadisi'ne kadar,... olan topraklar, yıllardır Box H'e ait idi. Hemen hemen 400 millik bir alandı. Bir de şimdi bir bak.
O que está fazendo longe do Canyon Feserley, Tip?
Feserley Canyonu'ndan uzakta ne yapıyorsun, Tip?
Bem, conhece os fundos do Box H que acabam no canyon?
Şey,... Box Vadisi'ni biliyorsun,... bu kulübenin arka tarafında. - Evet.
Sim! Bem, cercámos o canyon durante todo o verão para salvar as pastagens.
Şey,... bu yaz orayı çitle çevirdik,... sürüyü korumak için.
E então, há cerca de uma semana voltámos e tocámos toda a manada da Della para o canyon.
Ve sonra,... ve yaklaşık bir hafta önce,... biz dönünce,... Della'nın sürüsünde sorun kaldı.
Eu disse ao Miles que, se ele cercasse todo o canyon ele poderia capturar o gado acidental... acidentalmente depois de por fogo no pasto.
Ben,... Miles'a söyledim, çit- -... çalı çitler,... vadinin ağzında. Yanlışlıkla t- -... yanlışlıkla tutuştu,... yangında,... çalılar yandı- -
O gado vai correr do incêndio direito para o canyon. A idéia foi sua YorDy.
Sence bu nasıl bir fikir, Yordy?
Pegue num cobertor e vá acampar no Falls Canyon esta noite.
Battaniyelerin al ve Falls Vadisi'ne git,... bu gece boyalı çitlerin yanında kamp kuracaksın.
Mandei o Leach vigiar o gado no canyon.
Leach'i biraz önce vadiye gönderdim,... sığırlara bakması için.
Disse-lhe para vigiar o gado no canyon.
Neredeydin, Leach? Sana Falls Vadisi'nde kamp kurmanı söylemiştim.
Quero que vá ao registo de Tipperly... e registe o Canyon Feserley para nós.
Gidip, devralmanı istiyorum, Tip Henry'nin evini,... ve "Feserley Vadisi" ndeki araziyi.
Homestead, Feserley Canyon?
Ev arazisi, Feserley Vadisi?
Falls Canyon foi incendiado ontem e todo o gado de Della foi exterminado.
Ama neden? Falls Vadisi dün gece yandı,... Della'nın iki yaşındaki bütün sığırları öldü.
Lembra-se daquela diligência no Cons Canyon?
Cons Vadisi'ndeki baskınını hatırlıyor musun?
Há meia dúzia de andaimes e um grande canal de água no canyon.
Onların, kanyonun aşağısında altın çıkartırken kullanılan malzemeleri olduğundan eminim.
Coloque os homens para cavalgar a linha... e conferir todo o pé de cerca daqui a Blackstone Canyon.
Adamlar hat boyunca devriye gezsin ve burayla Blackstone Canyon'u arasındaki tüm çit boyunu kontrol edin.
Quero toda a cabeça de gado da região ao norte do fim das Blackstone Canyon... e quero-as lá rápido.
Tüm sığırların Blackstone Kanyonu'nun kuzey ucunda olmasını istiyorum ve elinizi çabuk tutun.
A Companhia de Ackroyd-Singleton está reunindo todoo seu gado... e visam que cavalgue para lá para pisá-lo até à morte no Blackstone Canyon.
Ackroyd-Singleton'lar tüm sığırlarını topluyorlar....... senin üzerine sürüp Blackstone Kanyonu'nda öldürmek niyetindeler.
Desça-as para o Canyon.
Kanyona sürün onları.
Escondido num velho abrigo em Rock Canyon, nas cataratas.
ªelalenin orada Rock Kanyonu'ndaki bir kulübede saklaniyor.
Vamos para Rock Canyon.
Rock Kanyonu'na gidiyoruz.
Os cavalos roubados estão num grande canyon. A venda aos sulistas é feita em South Fork todos os meses.
Yakaladıkları atları buranın 45 mil güneyindeki bir kanyonda saklıyorlar ayda bir kez onları Bear Creek'e götürerek orada Konfederayonun adamlarına teslim ediyorlar.
Em Carbon Canyon.
Karbon Kanyonu'na.
Acho que vou até o Creek Canyon.
Creek kanyon'a gidebilirim diye düşündüm.
Esta noite vamos acampar neste canyon.
Bu kanyon bu geceki kamp için uygun.
- Estamos a estender arames... desde Smith Canyon até ao leito do rio, do outro lado.
Onlardan kanyon nehir yatağının üzerinden geçti.
Se eles não passaram por aqui, será que Bell conhece, o atalho pelo Canyon?
Buradan geçmedilerse kanyondan geçen Bell Road yolunu mu biliyor mu dersiniz?
Vamos fritar esse juiz. se pegou o atalho pelo canyon, estaremos esperando por ele na planície.
Yargıcı kuşatıp yakalayalım,... kanyonun iki girişini de kapatalım o zaman düzlükte beklemek zorunda kalacak.
Voltamos pelo canyon e armamos a resistência.
Kanyona geri dönelim, bir siper bulalım.
Vai recolher o corpo do Kenley. Está no Canyon Falls.
- Canyon Falls'dan Kenley'nin cesedini getirin.
Canyon de la Muerte, certo?
Ölüm kanyonu, değil mi?
Canyon da Morte apache.
Apache ölüm kanyonu.
Era só o espaço entre uma caixa... mas para mim era o Grande Canyon e as Grutas Mammoth juntas.
Esasen azıcık bir mesafeydi. Gene de bana Büyük Kanyon ve Mamut Mağaraları birleşmiş misali geliyordu.
Depois de San Marcos Pass, tomas a estrada de Winthrop até Canyon Diablo.
San Marcos Geçidi'nden sonra, Diablo Kanyonu'na doğru, Winthrop yolundan.
Tirei-o a um mineiro que encontrei no Canyon Diablo.
Diablo Kanyonu'nda bir madenciden aldım.
Quem não quiser continuar, é livre para voltar... e cavalgar de volta para o desfiladeiro.
Böyle düşünmeyen biri varsa, geri dönüp Canyon'dan aşağıya doğru atını sürmekte serbesttir.
Como ontem, no desfiladeiro?
Dün Canyon'daki gibi mi?
Passámos o Verão no Grand Canyon.
O yaz Büyük Kanyon'da tatildeydik.
Há cerca de 8 ou 10 meses atrás, uns mexicanos foram supostamente massacrados por apaches em Rattlesnake Canyon.
Yaklaşık on ay önce, Rattlesnake Canyon'unda bazı Meksikalılar katledildi. Bunu Apache'lerden bildiler.
Então, certa noite, uns de nós despimo-nos, cobrimo-nos de lama e encaixotámo-nos em Rattlesnake Canyon.
Böylece bizden bir grup aradan sıyrılıp, onları, Rattlesnake Canyon'da pusuya düşürdük
O Canyon Feserley não.
Feserley Vadisi'ni almak zor.
Tudo o que nos trouxe foi problemas. Ele trouxe-lhe de volta o Canyon Feserley.
Buraya sadece bela getirdin.
Forçou o Tip Henry a deixar as terras.
O, Feserley Canyon'u kurtardı.