Translate.vc / Português → Turco / Carta
Carta tradutor Turco
15,849 parallel translation
Querida cheeky, esta é a última carta que vais receber até chegarmos a Z.
Güzel karıma... Bu, biz Z'ye ulaşana kadar sana yazacağım son mektuptur.
Mas vi que tem uma carta de recomendação do Dr. Branum de Princeton.
Fakat Princeton'daki Dr. Branum'dan tavsiye mektubun olduğunu gördüm.
Uma carta para a Ms. Jane Bennet.
Bayan Jane Bennet'a mektup var.
Escrevi-lhe uma carta, na noite antes de mudarmos o caixão para o Capitólio.
Ona bir mektup yazdım. Tabutu meclis binasına getirilmeden önceki gece.
Tiraram-me a carta. Estava suspensa.
Ehliyetim askıya alındı.
Vamos a isto. Certo, já tenho a minha carta.
Tamam, oynuyorum.
Nem tens a tua carta!
Ehliyetin bile yok!
Arranjamos um novo quando tiveres a carta.
Ehliyetini alınca yenisini alırız.
Recebi uma carta.
Bir mektup var.
A última carta que se vira é a que importa.
Pokerde en son açtığınız kart en önemli karttır
Eu iria sozinho, mas apreenderam-me a carta.
Kendim giderdim ama ehliyetimi kaptırdım.
Os sacanas da DGV ficaram-me com a carta por causa das cataratas, mas ainda consigo acertar numa bola de golfe.
Orospu çocukları ehliyetimi aldı. Neymiş efendim, gözümde katarakt varmış. Hâlâ babalar gibi golf oynuyorum ama!
Nem te apreenderam a carta, pois não?
- Ehliyetin alınmadı bile, değil mi?
Eu não tenho carta, porque penso : "É mais fácil arranjar quem me leve."
Bende ehliyet yok çünkü neden insanlar beni getirip götürmesin diyorum.
Era uma carta particular, Jake.
O özel bir mektuptu Jake.
Preciso da cópia da carta de condução e dados de conta. Posso tratar disso agora mesmo.
Sürücü belgene ve iptal edilmiş çeke ihtiyacım var hemen şimdi alabilirim aslında.
Dê-me a carta.
Şu mektuba bir bakayım.
Sei dizer quando pedir, parar e dividir. Aprendi a contar cartas e prever a próxima carta.
Ne zaman 21 olacağini, duracağini, böleceğini, yeniden böleceğini, sonra kart saymayi, kart dağitmayi, kapali karti söyleyebilirim.
Pela tua carta de condução.
Ehliyetinde gördüm. Adım Evan.
Estava literalmente a escrever uma carta de despedida à Natalie.
Resmen Natalie'ye elveda mektubu yazmaya başladım.
Memoriza a carta e quando estiveres pronto volta a metê-la no baralho.
Hazır olduğunda kartı yerine koy.
Não posso saber qual é a tua carta, porque não a vi. Mas...
Kartı bilmemin hiçbir yolu yok çünkü onu görmedim. Ama...
Baralhando e cortando, milagrosamente... a tua carta.
... Karıştıralım, ikiye bölelim, mucizevi olarak kartın.
Não é a carta dele. Não és mago nenhum.
Bu kart değil.Sen sihirbaz değilsin.
A tua carta era o rei de copas, certo?
Kartın kupa papazıydı, değil mi?
- A tua carta é esta?
- Bu kart mıydı? - Gördün mü?
Tira esta carta da minha mão.
Kartı elimden al.
Se tirares a carta, vives.
Kartı alırsan, yaşarsın.
Tens uma carta.
Sana mektup var.
Isabel, uma carta. Eu admiro-a demais para arrastá-la para o terreno da minha escuridão.
Ruhuna, karanlığımla ona gölge düşürmeye kıyamayacak kadar hayranım.
Recebi a sua linda carta.
Güzel mektubunu aldım.
Por que alguém iria escrever uma carta como esta, se não fosse verdade?
Doğru olmasa niye böyle bir mektup yazmaya zahmet etsin?
A Sra. Roennfeldt recebeu esta carta a semana passada.
Bu, geçen hafta Bayan Roennfeldt'e gönderilmiş.
Se leres esta carta, é porque eu já parti.
Artık bu dünyadan göçtüm. O yüzden bu mektubu okuyorsun.
Troque uma carta.
Bir kart seç.
- Tem a carta de condução?
- Ehliyet yanında mı?
Messala... espero que esta carta te encontre bem, quanto muito.
Messala umarım bu mektup ne olursa olsun eline ulaşır.
Anda a lutar com eles para poder guiar e nem tem carta de condução.
Milletle kamyon süreceğim diye kavga ediyor ve daha ehliyeti bile yok.
O Sr. Rand sabe que não tens carta?
Bay Rand ehliyetin olmadığını biliyor mu?
Eles sabem que não tens carta?
Ehliyetin olmadığını biliyorlar mı?
Perguntei se o Sr. Rand sabe que não tens carta.
Bay Rand ehliyetin olmadığını biliyor mu diye sordum.
Dás-me a carta, por favor?
Mektubu alabilir miyim, lütfen?
Michelle, sabe que eu e a Rachel estamos a torcer por ti... e, se precisares de nós, podes sempre ligar, enviar uma carta ou uma SMS.
Michelle, bil ki Rachel'la ben yanındayız ve bize ihtiyaç duyarsan her zaman arayabilir, mektup veya mesaj atabilirsin.
Onde tiraste a carta? Podes desligar o botão, por favor?
Kapatma kolunu çeker misin?
Eu escrevo-te uma excelente carta de recomendação!
Sana mükemmel bir tavsiye mektubu yazabilirim.
Esta declaração universal dos direitos humanos pode tornar-se a Magna Carta internacional para os homens em todo o mundo.
Bu evrensel insan hakları sözleşmesi her yerde yaşayan insanlar için yeni bir uluslararası Magna Carta olabilir.
Elvis? Roeste a minha carta!
Elvis, mektubumu çiğnemişsin.
"Querida Max, " muito obrigada pela sua carta.
Sevgili Max mektubun için çok teşekkür ederim.
Tiraram-lhe a carta.
Ehliyetine el konulmuş.
- Escolhe uma carta.
- Birini seç.
Escrevi uma carta à Eleanor Roosevelt para teres uma fotografia assinada, ela respondeu-me e quer conhecer-nos, faz as malas porque vamos para Nova Iorque!
Senin için bir fotoğraf istedim. Cevap yazdı. Tanışmak istiyor.