Translate.vc / Português → Turco / Classes
Classes tradutor Turco
349 parallel translation
Eles e os empregados säo as únicas classes aqui dentro.
Onlar ve yardimcilar buranin en saygin kisileridir.
Que têm as classes?
Zümrenin bununla ne ilgisi var?
A sério, pai. Quando penso no sistema de classes deste país...
Baba bu ülkenin sınıflı toplumunu düşününce...
Senhor Norton, em todas estas classes,... não há um só da plataforma de um trem.
Ama bay Norton, bunca intihar arasında, bir tane bile hareket eden bir trenin en son vagonundan atlama yok.
E como é o quarto marido? Os maridos das mulheres bonitas pertecem às classes criminais.
Güzel kadınların kocaları suçlu sınıfındandır.
Cinzia, tenho de lhe pedir desculpas pelo comportamento das classes mais altas na América.
Amerikan üst sınıfının davranışları yüzünden özür dilemeliyim. İtalyan üst sınıfı gibi davranıyorlar.
A raiva de cidades inteiras, quer gostem ou não, contra o princípio da desigualdade de certos povos sobre outros povos. Contra o princípio da desigualdade de certas raças sobre outras raças. Contra o princípio da desigualdade de certas classes sobre outras classes.
İstesinler istemesinler, bir takım insanların kural olarak... öbür insanlar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı,... bir takım ırkların kural olarak,... öbür ırklar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı,... bir takım sınıfların kural olarak,... öbür sınıflar üzerinde kurdukları... eşitsizliğe karşı.
Foi então proclamado um grande feriado em todo o reino... para que todos classes alta ou baixa... prestassem homenagem à pequena Princesa.
Sonra da, yurttaşlar küçük Prenses'e bağlılıklarını sunabilsinler diye tüm ülkede tatil ilan edildi.
Há distinção de classes na tortura?
İşkencede sınıf ayrımı mı yapılıyor?
Mas, chegará a contável, digo-lhe isso eu! Se aproveitar as classes da tarde...
Veznedar olursun ama gece okulunu asabilecek misin bakalım.
Sabe algo das classes?
Kurstan haber var mı?
As classes da manhã são às 8.
Dersler sabah sekizde başlıyor.
E posso dar classes particulares! Não o deixe, carinho!
- Hem özel ders de alabilirim.
Apenas uma troca de posição das classes.
Yalnızca bir sınıftan diğerine farkedilemez bir değişim.
É preencher a maior fenda que separa as diferentes classes... e diferentes almas.
Bu, sınıfı sınıftan ve ruhu ruhtan ayıran... en derin uçurumu kapatır.
Em termos bolcheviques, era entre os aliados e as classes alemãs altas.
Bolşeviklere göre Müttefiklerle Alman üst sınıfları.
Só achámos que ia gostar de ver como vivem as classes mais baixas.
Alt sınıfların nasıl yaşadığını görmek istersiniz diye düşünmüştüm.
As classes mais baixas são vocês?
Siz mi alt sınıfsınız?
E da luta de classes.
Bir de sınıf mücadelesinden.
Algumas classes são vitoriosas, outras são eliminadas.
Bazı sınıflar galip gelir, diğerleri ortadan kaldırılır.
Irá a luta de classes desaparecer sob a ditadura do proletariado?
Peki proletarya diktatörlüğüne geçince sınıf mücadelesi ortadan kalkacak mı?
Não. No seu discurso no Congresso dos Trabalhadores dos Transportes da Rússia, no dia 29 de Março de 1921, Lenine mostrou que a luta de classes não desaparecia sob a ditadura do proletariado, mas sim que ela revestia outras formas.
Hayır. 29 Mart 1921'de Rusya ulaşım işçileri kongresindeki konuşmasında Lenin göstermiştir ki proletarya diktatörlüğüne geçilince sınıf mücadelesi ortadan kalkmaz, sadece başka kisvelere bürünür.
Aquilo que me irrita mais é que o ensino é sempre um problema de classes, a cultura é uma cultura de classes.
Benim asıl midemi bulandıran şey eğitimin ta kendisi. Bu her zaman bir sınıf sorunu olarak kalmaya mahkum. Kültür, sınıf kültürüdür.
Fita de louvor de Prantares, classes...
Prantares Ödül Kurdelesi, derecesi...
Se a burguesia transformasse a humanidade em burguesia... não conseguiria triunfar numa luta de classes... nem com o Exército nem com a nação nem com a lgreja.
Eğer burjuva sınıfı, insanlığı burjuvalaştırma çabasında olsaydı, ne ordu ile, ne devlet ile ne de kilise ile, yapılan sınıf çatışmasını kazanma ihtiyacı duymayacaktı.
Primeiro, o aumento das classes mercantis.
Bir, tüccar sınıfının yükselmesi.
São tempos de violência, mas, felizmente, Deus preservou-nos, e as nossas classes correram com normalidade.
İçinde bulunduğumuz çetin günlerde,.. ... neyse ki Tanrı yüzümüze baktı da,.. ... sınıflarımız dağılmadı.
A luta de classes é que tipo de luta?
Sınıfın sınıfla mücadelesi ne tür bir mücadeledir?
"Esta noite : A ascensão e queda das classes altas" "Um espectáculo cómico"
ÜST TABAKANIN İNİŞ VE ÇIKIŞI Komedi Gösterisi
Está aberta a seis classes de carros. Dos modelos mais pequenos aos maiores motores desportivos e protótipos. Todos a competir em simultâneo no mesmo circuito.
Yarış 6 kategoride araba var... en küçük seri üretim modellerden en büyük spor ve turbo motorlulara kadar... hepsi aynı pistte aynı anda mücadele ediyolar.
Há duas classes de ricos.
Zengin insanlar ikiye ayrılır.
Todas as classes eram encorajadas a terem as mesmas refeições :
Bütün sınıflar, ortak paydada hareket etmeye teşvik ediliyordu.
As classes abastadas, a direita, digamos assim, preferia os alemães aos seus próprios comunistas.
Hakim güç olan sağın sola bakış açısı Almanlar'dan pek de farklı değildi.
Assim, os espectadores são uma comunidade ideal, sem classes.
İzleyici bu yüzden, sınıf ayrımları olmadan ideal bir topluluk.
Aqueles que sobreviveram à deportação, ao trabalho escravo, à selecção para os campos da morte e à fome eram de toda a Europa, de todas as classes, de muitas religiões e muitos ideais políticos.
Sürülenlerden hayatta kalanlar, köle işçiler ölüm kamplarına seçilenler, açlığa terkedilenler Avrupa'nın her ülkesindendi. Her meslekten, farklı inançlardan, farklı politik görüşlerden...
Uma autocracia perpétua na qual as classes trabalhadoras...
Kendi kendini koruyan bir otokrasi, çalışan sınıfın- -
Lá vens tu com a conversa das classes outra vez.
İşte yine sınıf olayını karıştırdın.
Cada vez que vou Harry me dá classes de respiração.
Ne zaman evine gitsem, Harry bana soluk alma dersleri verir.
O planeta era tão rico em recursos que não havia separação de classes.
Gezegenin kaynakları o kadar zengindi ki, sınıflar arasında bir ayrım yoktu.
Em 1987, todos os ódios na Terra entre raças, classes e religiões atingiram o auge.
1987'de... Dünya'daki ırklar, sınıflar ve dinler arasındaki... düşmanlık... dayanılmaz bir hal aldı.
Conhece as classes dirigentes?
Yönetici sınıfların farkındasındır.
É possível que o talento, a sensibilidade e a personalidade não sejam mais o apanágio das chamadas classes superiores.
Belki de yetenek, duyarlılık ve karakter sözde üst sınıfların ayrıcalığı değildir artık.
Por que tenho de lidar com os casos sórdidos das classes baixas?
Neden hep alt sınıfların işleriyle uğraşıyorum?
E essa sombra, que reconhecemos, é geralmente representada, nas classes de terceiro ano, por dois quadrados ligados pelos vértices.
Ve görüyoruz ki ilkokulda çizildiği gibi iki kare dikeyde birleşiyor.
A guerra na que quer entrar IWW é a de classes! Não na da Europa!
İşçi birliği sizi Avrupa'daki savaşa değil sınıf savaşına sokmak istiyor!
Eu não disse "guerra santa", sim "guerra de classes".
Ben "kutsal savaş" değil "sınıf savaşı" dedim.
Bom esposo, mas também porta-voz das classes americanas.
Bir tarafta karın, bir tarata partin var.
Quantas classes existem?
Kaç sınıf var peki?
E as classes mais baixas também. Pode ajudar-me...
Bana yardımcı olabilir misin...
do que o Roger Planchon ou o Antoine Bourseiller, essas reformas serão inúteis, porque pertencem a uma língua morta, a uma cultura que é uma cultura de classes, que é um ensino de classes, uma cultura que pertence a uma dada classe e segue uma dada política.
Belli siyasetler izleyen bir sınıfın ürünü olan bir kültüre aitler. Belli bir sınıfa ait bir kültür.
Disse que não se dividiam em classes.
Sana söyledim ; burada insanlar soylu ve avam olarak ayrılmazlar.