Translate.vc / Português → Turco / Closet
Closet tradutor Turco
69 parallel translation
Devia ter dito no "closet", isto é uma suite. Nunca minto.
Söylemeliyim, bu herşeyden önce bir süit.
Bem... tem a tia avó Nana... o tio Toby... e a amável dama Isabelina... e a freira que emparedaram no closet... e o bastardo de Oliver, que nunca saiu da biblioteca.
Büyük Nana Teyze var ve Toby Amca güzel bayan Elizabethan dolaba kilitlenen rahibe var bir de kütüphaneden hiç çıkmayan Oliver'ın piçi.
Depois o closet.
Sonra da dolaba bak.
Tudo o que queria era uma casa branca com um "closet".
Tek istediğim giyinme odası olan beyaz bir evdi.
Branca, com um "closet".
Beyaz, giyinme odası olan.
Anote. "Closet".
Yaz : giyinme odası önemli.
Um "closet".
Giyinme odası.
Se o meu guarda-roupa fosse assim, eu nunca saía dele.
Eğer benim dolabım böyle olsaydı içinden hiç çıkmazdım. ( Eşcinsel olduğumu gizlerdim. ) [coming out of the closet].
Prenda-a no closet.
Onu tuvalete kilitle.
É um dos que está no closet.
Hani şu gizli olanlardan biliyorsun, değil mi?
Diga-me que ele tem bombas no closet, Um Scrovian inflável ou uma Winona...
Bana onun klozete pompaladığını söyle, ya da şişme bir Skorviyalı ya da Winona ile uğraştığını
- O esqueleto no meu closet.
Dolabımdaki iskelet.
Você checa isto, a urina e as pegadas no closet?
Elektrik dolabındaki sidiği ve ayakkabı izlerini çektin mi?
Seu pai quiz te proteger te escondendo no closet.
Baban seni dolaba saklayarak koruyabileceğini ummuştu.
Um bom closet significa bons suprimentos.
İyi bir gardrop iyi yemek demektir.
Sou Christina, trabalho no Armário.
Ben Christina, Closet'te çalışıyorum.
- No Armário?
- Closet mi?
Vá buscá-lo ao Armário e leve-o para o estúdio.
Closet'a gidip onu sete getir.
Mas você nem entrou no closet ainda.
Ama sen daha dolaba girmedin.
Ben e Sara no closet!
Ben ve Sara dolaba!
Ben e Sara no closet! Ben e Sara no closet!
Ben ve Sara Dolaba!
Eu compraria uma cerveja, mas o dono do bar está no closet.
Sana bira ısmarlardım ama barmen dolapta
Jack e Marin no closet!
jack ve Marin dolaba!
Jack e Marin no closet! Jack e Marin no closet!
Jack ve Marin dolaba!
Mas ele me beijou no closet.
- Ama beni dolapta öptü. - Yaşasın!
Ou seja, criaremos um "closet" logo que tenhamos dinheiro.
Yeterli parayı bulduğumuzda tuvaleti değiştireceğiz.
É o Tobey, ele está consertando o meu closet.
O Toby banyomu tamir ediyor.
Muito bem, no final do corredor, há um closet de limpeza.
Tamam, koridorun aşağısında hademenin odası var.
Põe-no no closet.
Ceketini odaya koy.
Nunca liberou um espaço no seu closet para mim.
Dolabında bana yer açmadın.
O que descobriu próximo da rapariga do closet?
Dolapta bulunan kadın ile ilgili ne buldun?
Passei a noite toda dentro de um closet.
Düğünümden önceki geceyi tuvalette geçirdim.
Porque é um closet. Tem 2x1 metros.
... dolabıma yani 1 ya da 2 metre
Dormes num closet, como o Harry Potter?
Harry Potter gibi dolapta mı yaşıyorsun?
Eu comecei a desempacotar as coisas no meu quarto, e percebi que era um closet.
Odama yerleşmeye başlamıştım ve odanın içinde tuvalet olduğunu farkettim.
Aqui mantemos roupas de marca, e aqui é o closet de sapatos, separados por saltos, salto baixo, liso e mulas.
Burada kızımın kotlarını saklarız,... burası da ayakkabı dolabı,... topuklu, dolgu topuklu, düz tabanlı ve terlik olarak ayrılmıştır.
Encontrámos isto numa parede falsa do closet.
Bunu dolabın içinde sahte bir duvarın arkasında bulduk.
Mesmo quando pensamos que sabemos tudo sobre aqueles de quem gostamos, há sempre um esqueleto dentro do seu closet.
Hatta sevdiklerimiz hakkında her şeyi bildiğimizi düşündüğümüzde bile mutlaka bir köşede saklı sırları kalmış olur.
Como o tiramos do closet da casa em Virgínia e o levamos para Martha's Vineyard?
Hizmetçi aramış. Asıl soru şu : Onu Virginia'daki evinden Martha's Vineyard'daki evine nasıl götüreceğiz.
Estou a arrumar o meu closet.
Evet, dolabımı temizliyordum.
Ok, então estes são os óculos dela, e aquele é o toilete dela e aqui está o closet.
Pekâlâ. Bunlar güneş gözlükleri, orada banyo var dolabı da burada.
Aí é uma closet.
Sadece bir gömme dolabı var.
- Sou um homem. Bem-vindo ao closet dos disfarces.
Gizli odamıza hoş geldin.
- É o closet.
Ana dolap bu.
Poder ir passear no teu closet um dia e nunca mais voltar!
Bir gün dolabında yürüyüşe çıkıp bir daha dönmeyebilirsin!
Ninguém vai espreitar o closet.
Kimse dolaba bakmaz. Bilemezsin işte onu.
É nosso convidado. Não podemos pedir-lhe que organize o closet.
Misafir ama o, dolabımızı düzenle diyemeyiz ki.
The One With the Secret Closet
- The One With The Secret Closet çeviri : mos - senkronize : Quansis
Sim, tirei-o do closet do papai.
Bunu babamın dolabından aldım.
Se precisar de nós, estamos no armário.
- İhtiyacın olursa, Closet'tayız. - Harika.
Não podes atirar tudo para o closet.
Eline gelen her şeyi dolaba atamazsın ama.