Translate.vc / Português → Turco / Cole
Cole tradutor Turco
5,160 parallel translation
O vencedor da 6ª feira anual da CTEM de Chicagoland é... O Leonard Cole.
6. geleneksel Chicago BTMM Fuarı kazananı Leonard Cole.
Wanda, diz ao Sr. Cole, para encostar mais à frente.
Wanda, Bay Cole'a sağa çekmesini söyle.
Wanda, diz ao Sr. Cole que vamos voltar a Banshee.
Wanda, Bay Cole'a bizi Banshee'ye geri götürmesini söyle.
Sr. Cole.
Bay Cole.
Era o que dizia aos meus pais sobre mim e o nosso vizinho.
Tabii. Ben de eskiden aileme komşumuz Cole'la ilgili aynısını söylerdim.
Mr. Cole está perdido no tempo e vai continuar perdido, se não conseguirmos ligar a nossa máquina.
Bay Cole zamanda kaybolmuş durumda ve biz makineye güç verene kadar neredeyse orada kalacak.
O Cole está preso no passado. Tenho de fazer algo.
Cole zamanda sıkıştı kaldı, bir şeyler yapmam lazım.
Não queiras ser como o Donovan, Cole!
Donovan olmak istemezsin, Cole!
Esta missão foi preestabelecida, Mr.
Bu görev önceden tasarlanmış, Bay Cole.
Cole. Fraulein, ele não está interessado.
Alman Bayan, ilgilenmiyor.
O destino escolheu-o a si, Mr. Cole.
Kader sizi seçti, Bay Cole.
O vírus ainda não está satisfeito, Mr. Cole.
Virüsün henüz bizimle işi bitmedi, Bay Cole.
E o Cole é fulcral.
Ve sen de anahtarısın.
Por isso, diga-me, Mr. Cole. Vai ajudar-me?
Söyleyin bana, Bay Cole bana yardım edecek misiniz?
Eu e o Cole ficávamos aqui, antes.
Ben ve Cole eskiden burada kalırdık.
Cole, o que estás a fazer?
Cole, ne yapıyorsun?
Eis o Cole que conheço.
Tanıdığım Cole bu.
A senhora não parece fazer esse género, e assusta-me o facto de precisar de ajuda divina para trazer o nosso rapaz de volta a casa.
Bayan, o tipte biri değilsin ve ikincisi, Cole'u getirmek için ilahî güce sahip olman gerekebileceği beni korkutuyor.
A última leitura põe o Sr. Cole na Chechénia em 2015,
Son verilerimize göre Bay Cole'un izleme sinyali 2015 Çeçenistan'ında.
Então está na hora de trazer o Sr. Cole de volta e reagrupar.
Bay Cole'u getirip yeniden toplanma zamanı geldi.
A travar nas coordenadas do Sr. Cole.
Bay Cole'un koordinatlarına kilitleniyor.
Faça o que fizer, monitorize as coordenadas do Sr. Cole.
Ne yaparsan yap, Bay Cole'un sinyaline kilitli kal.
Entre isso e os danos que o processo faz na fisiologia do Sr. Cole, vamos perder a ligação.
Bu ve Bay Cole'un bedeninin parçalarına ayrılma işlemi de olunca gerçek zaman bağını kaybediyoruz.
O Sr. Cole perde-se no tempo sem podermos trazê-lo de volta.
Bay Cole geri dönme imkânı kalmadan zamanda kaybolur.
Porque está tão motivado em trazer o Sr. Cole como eu.
Çünkü Bay Cole geri getirme konusunda sen de benim kadar isteklisin.
Se o Cole sobreviveu, se qualquer pessoa sobreviveu, eles serão os pacientes zero da pior praga já vista.
Çünkü eğer Cole hayattaysa, herhangi biri hayattaysa bu dünyanın görüp görebileceği en kötü salgının kaynağı olacaklar.
O que é bom para si, porque há muitas perguntas em relação a esse Cole.
Ki bu da senin için iyi çünkü bu Cole'la ilgili pek çok soru işareti var.
Estamos a ficar sem tempo para trazer o Sr. Cole de volta.
Bay Cole'u getirmek için vaktimiz azalıyor.
O Sr. Cole é a prioridade, depois preocupamos com o resto.
Önceliğimiz Bay Cole, çekirdeği sonra düşünürüz.
Cole!
Cole!
Cole, está aí?
Cole, orada mısın?
Se o Cole voltar, nós seguimos com a nossa vida.
Eğer Cole geri gelirse hayatlarımıza devam edebiliriz demek.
Vamos ter de trazer o Sr. Cole de volta.
Bay Cole'u geri getirmeliyiz.
Levou o avião para o deserto e testou a arma lá.
- Uçağı çöle götürdü ve orada denedi.
"Alfa", concentrem-se no deserto.
Alfa, çöle odaklanın.
O que te fez largar a tua casa e arriscar a vida para atravessar a praia do inferno?
Seni evinden ne çıkardı da cehennemden çıkma bu çöle sürüklendin ve hayatını riske attın?
Ao deserto, onde tudo começou.
Çöle, her şeyin başladığı yere döneceğim.
Expulsaram-me de Jerusalém e enviaram-me para o deserto, para morrer.
Onlar beni Kudüsten kovdular ve ölmem için çöle gönderdiler
Fugimos para o deserto.
Çöle kaçmak zorunda kaldık.
Desci a montanha e cheguei ao deserto, e corri tão depressa quanto pude, à procura em todo o lado.
Ben dağdan çöle indim, ve ben olabildiğince hızlı koşarak her yeri aradım.
Vou perdê-lo.
Yoksa Cole'u yitireceğim.
Mr.
- Bay Cole.
Cole.
- Sen kimsin lan?
Chamas-te Cole?
Adın Cole mu?
Por favor, Cole.
Lütfen, Cole.
Há milhares de Coles.
Milyonlarca Cole var.
O que vais fazer, Cole?
Ne yapacaksın, Cole?
Cole.
- Cole.
Mas e se o Cole...
Ama ya Cole...
O Cole sobreviveu?
- Cole hayatta mı?
Cole.
Cole.