English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Comê

Comê tradutor Turco

1,694 parallel translation
Gosto dos hambúrgueres onde costumamos comê-los. Não podemos presumir que gostarei dos hambúrgueres daqui.
Sürekli yediğimiz yerlerdeki hamburgerleri seviyorum diye buranın hamburgerini de seveceğim varsayımında bulunamazsın.
Bem, eu ia comê-lo.
Seni yiyecektim.
E ninguém chegou a comê-la.
ustelik kimse tadina bakamadi.
Porque acho que ele está a comê-las.
Çünkü kurbanlarını yediğini düşünüyorum.
"Eu estou a comê-las" era o resto.
"Onları yiyorum" da diğer kısmı.
Eu vou comê-la.
Düdüklemek istemiyor musun?
Não queres comê-la? Eu vou comê-la aqui mesmo.
Onu burada düdükleyeceğim.
- Agora, experimenta comê-los juntos.
- Şimdi, ikisini birden dene.
Enquanto estão a comê-la, podemos correr até lá!
Onlar beslenirken hızlıca kaçabiliriz.
Nunca soube fazer visitas a doentes, sou do tipo de trazer uvas e de comê-las eu.
Hastane ziyaretini konusunda hiç yetenekli değilim. Ben, hastaya üzüm getirip kendi yiyenlerdenim.
Eu não vim comê-lo!
Onu yemek için gelmedim!
Então, deves comê-lo.
Pekala, o zaman yemelisin.
- Sim, eu vou comê-la.
- Evet, onu alacağım.
Poderia comê-la viva.
Onu çiğ çiğ yiyebilirim.
Gosto de comê-los com o meu café da tarde.
Öğleden sonraları kahveyle birlikte iyi oluyorlar.
Estavas a comê-la quando isto aconteceu?
O sırada onu mu beceriyordun?
Como se fosses comê-lo! Faz apenas o que quiseres.
Öyle şeyleri ne zaman yemeye başladın yemeye?
Lembram-se da história do pretinho Sambo, que tinha uma belas roupas novas, e andava pela selva a exibi-las, quando um tigre sai detrás de um arbusto e ameaça comê-lo.
Hikâyeyi bilirsiniz. Küçük siyah Sambo'nun yeni giysileri vardır. Onları göstermek için ormanda gezintiye çıkar.
Vou comê-los.
Yumuluyorum.
"Julgo haver mais barbaridade em comer um homem vivo... do que comê-lo morto."
"Bence bir insanı canlı canlı yemek öldürüp yemekten daha büyük barbarlıktır." demiş.
Porquê educá-las se podemos comê-las?
Onları kullanmak varken neden yetiştirelim ki?
As pessoas dizem, "se não podes matá-los, não deves comê-los."
"Eğer öldüremiyorsan, yememelisin" derler.
Não pode comê-las.
Onları yiyemezsin.
Acho que não ia conseguir comê-la.
Sanırım şimdi boğazımdan kolay geçmez.
- Eu vou comê-lo!
- Onu yicem!
Então é melhor comê-los agora...
Şimdi yersen daha güzel olur.
Pois se não comê-lo, nós vamos pegá-lo...
Eğer yemezsen, zaman geçmek bilmeyecek.
Se comeres os meus globos oculares, eu não posso estar a ver-te comê-los.
Gözbebeklerimi yersen, seni izleyemem ki.
Vamos procurar aquela squaw atrevida e comê-la toda.
Şu küstah kızılderiliyi bulalım ve içini dışını yiyelim.
- Queres comê-la?
Evet.
O Brett e eu íamos comê-la.
Biz onu becerecektik.
Deus, está a comê-lo!
Aman Tanrım, O'nu yiyor!
Andas a comê-la?
Onunla yattın mı?
Podias andar a comê-la durante os dois meses antes de ires embora.
Buradan ayrılmadan önce onu iki ay kadar düzebilirsin.
O quê, eu estou a comê-lo!
- Ne oldu? Tamam yiyorum. - Geldiğinden beri sorun çıkarıyor.
Trouxe um pouco de comida chinesa, se gostar, pode comê-la.
Biraz Çin yemeği aldım, yemek istersen.
Se disseres alguma coisa, corto-te a língua e obrigo-te a comê-la.
Eğer bir şey söylersen, dilini keser ve sana zorla yediririm.
Andas a comê-la?
- Onu düdüklüyor musun?
Porque andavas a comê-la?
Onu beceriyor olman mıydı?
Mike... Andas a comê-la?
Yoksa vuruyor musun?
- Vou comê-los.
- Yiyeceğim.
Caso o coração fosse mais pesado que a pena, Ammit, o Devorador de corações, comê-lo-ia.
Eğer kötülük yaptıysanız, kalbiniz terazide ağır basar ve "Yok Edici" sizi ortadan kaldırırdı.
Delinda, nenhum homem dá uma prenda cara a uma mulher a menos que esteja a tentar comê-la.
Hiç bir erkek bir kadına pahalı elbiseler hediye etmez. Tabii, o kadınla yatmaya çalışmıyorsa.
Como dizia, elas devem ser úteis para determinarmos a hora da morte, a menos, é claro, que meu assistente resolva comê-las antes.
- Ölüm saatini belirlemeye yardımcı olurlar. Tabii asistanım onları yemeye karar vermezse.
Eu também gosto de comê-las com a minha boca pequena.
Sizi küçük dilimle yemeyi de seviyorum.
50 dólares em como ele acaba por comê-la.
50 Dolarına bahse girerim, işin sonunda onunla yatacak.
Percebe-se porque queria o Colin Firth comê-la toda.
Colin Firth'ün onunla neden yatmak istediğini görebiliyoruz.
Posso comê-lo?
Onu alabilir miyim?
Acho que, se jogar em Dallas como na última sexta, vão comê-lo vivo.
Dallas'ta da geçtiğimiz Cuma günkü gibi oynarsa onu kahvaltı niyetine yerler bence.
Já disse que não posso comê-lo.
Ne? Daha mı?
A menos... que eu deva comê-las. É claro, faz sentindo!
Hepiniz harika bir iş çıkarıyorsunuz...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]