English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Cremá

Cremá tradutor Turco

49 parallel translation
Eu ia cremá-lo.
Onu yakacaktım.
Tinha uma reserva para um show de Natal no Sally's, vieram ter comigo e mostraram-me uma foto dela, assassinada e iam cremá-la, porque ninguém reconheceu o corpo.
Sally'deki Noel gösterisinde çalışacaktım, dedektifler onun fotoğrafıyla çıkageldi, öldürülmüştü. Cesedi teşhis etmeye kimse gelmediği için onu yakacaklardı.
Sim. Mas não te esforces muito com este. Vamos cremá-lo.
Evet ama üzerinde çok çalışmana gerek yok, onu yakacağız.
Raios! Agora "vamos cremá-lo"?
"Yakacağız" da ne demek?
Roubar o corpo do Branmer e cremá-lo sem que ninguém se apercebesse.
Branmer'in naaşını çalıp kimse fark etmeden yakmak.
Pouco me importa se é legal ou não, não vamos cremá-la nem atirar as cinzas de uma ponte onde não podemos visitá-la, depois de ser levada pelo vento...
Yasal olup olmadığı umurumda değil, onu yakmayacağız izi kalmayacak bir köprüden atmayacağız düşün, külleri yok olup gidecek!
" No solo, estão seres rastejantes. Cremá-lo-emos. Em breve, ele e todos os seus bens estarão no Paraíso.
" Onu yakacağız.Bir anda, O ve sahip olduğu her şey cennete gidecek.
Se não morreu, cremá-la foi um grande erro.
Eğer ölmediyse onu yakmak büyük bir hataydı.
Vão cremá-la quando eu lá chegar, e eu trago as cinzas.
Ben oraya gidince yapacaklar. Sonra da onu getireceğim. Peki.
Mandei cremá-lo e queria fazer algo especial com as cinzas.
Bedenini yaktırdım, külleriyle özel bir şey yapmak isterim.
Eu e o Carl queremos cremá-lo e espalhar as cinzas no cais de Santa Monica.
Karl ile ben yakılmasını istiyoruz. Küllerinin Santa Monica İskelesi'den saçılmasını.
Bem, não pode pensar em cremá-los a fim de devolver a tempo para a viúva.
Onu zamanında dul eşine vermek için yakmayı düşünmüyorsun herhalde.
O meu patrão queria cremá-lo.
Patron onun naaşını yakmak istedi.
Quem disse que você podia cremá-lo?
Kim dedi onu yakabileceğiniz?
Ele não foi enterrado. Mandei cremá-lo.
Gömülmedi, yakıldı.
Nós queremos cremá-la.
Yakılmasını istiyoruz.
Mas não te entusiasmes muito com este, porque vamos cremá-lo.
Bunun üzerinde çok uğraşma. Onu yakacağız.
Deveríamos ter feito isto muitas vezes quando ele estava vivo cremá-lo.
Bunu yaşıyorken yapmalıydı. Bedenini yaktırmayı.
Podíamos acender outro fósforo e cremá-los.
Onları yakmak için bir kibrit atıverebiliriz.
Mandei cremá-la, como ela pediu.
İsteği üzerine onu yaktırdım. Vazoyu bugün getirdiler.
Diz ao Ope que vou cremá-lo à noite.
Ope'a söyle, cesedi mesaiden sonra yakacağım.
Não vai nada cremá-lo.
Hayır, cesedi yakmayın.
Tens de reclamar o corpo ou vão cremá-la.
Gidip cesedi teşhis etmen lazım yoksa yakacaklarmış.
Ele foi mergulhado num líquido azul que devia cremá-lo.
Yanması için mavi bir sıvıyla kaplanmış olabilir.
É? Estás a pensar em enterrá-lo ou cremá-lo ou simplesmente atirá-lo pela sanita abaixo?
Evet onu yakmayı, gömmeyi yada tuvalete atıp sifonu çekmeyi mi düşünüyorsun?
Se não puder, em três semanas, o município irá cremá-lo.
3 hafta içinde kimliğini belirleyemezsen, bölge idaresi dosyayı kapatacak.
Mandei cremá-lo.
Onu yakmalarını istedim.
Fora do caminho, seu verme, ou mando cremá-lo.
Çekil yolumdan küçük sinek yoksa seni yakarım.
Vamos cremá-los no Skeeter?
Onları Skeeter'da yak.
Por isso mandei cremá-lo.
Cesedini yaktırdım.
Quando morreu, mandámos cremá-la. Enviámos as cinzas dela para o espaço.
Öldüğünde onu yaktık ve küllerini uzaya gönderdik.
Autoriza o Exército a cremá-la.
Orduya onun kalıntılarını yakması için yetki ver.
Fomos cremá-lo hoje no campo, na pira funerária lá atrás.
Bgün de onu tarla da yakacaktık cenazede odun yığınları geriye doğru yandı.
Vou cremá-lo na pira funerária. Com os gritos angustiados de 10 mil famílias ecoando como uma melodia auspiciosa.
10.000 ailenin çığlıklarıyla uğurlu çınlamaları ile...
Se repetirem, vão cremá-lo mais cedo.
Yeniden denerseniz onu erkenden kül edersiniz, tamam mı?
Você matou Amit de tal maneira que não pude nem cremá-lo.
Amit'i öyle bir öldürdün ki cenazesinde onu yakacak bedeni yoktu.
A agência funerária vai cremá-lo.
Cenaze evinde yakmak üzere götürecekler.
Ela vai mandar cremá-lo.
Phoebe onu yaktıracak.
Você os crema.
Onları yakıyorsunuz.
Crema-me.
Beni yak.
Crema-me e deita as cinzas num vento forte para o Leste.
Beni yak ve küllerimi güçlü bir doğu rüzgarına savur.
Alguma vez provou Crema Catalana, Alison?
Hiç Katalonya kreması yedin mi Alison?
Devíamos crema-la.
Naaşını yakmamız gerekir.
Independentemente ela recusou-se a crema-la.
Ne kadar uğraşıldıysa da, annesi yakılmasına karşı çıktı.
Claro que não contou com um crematório que na verdade não crema corpos.
Ama tabi aslında cesetleri yakmayan krematoryumun işleri bu hale getireceğini tahin edemediniz?
Tentaram cremá-la?
Yakmaya mı çalışmışlar?
A cinza é proveniente de Crema, uma popular marca dominicana.
Çakmağı bile yok. Bu kül Crema'dan geliyor. Popüler bir dominik sigarası.
Crema o corpo imaginário, sem provas.
Hayali cesedi yakarsın, hiç bir kanıt kalmaz.
Larga esse crema catalana e toca uma música, sim?
Crema catalana'yı bırak da bize bir şeyler çal. Haydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]