English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Cólon

Cólon tradutor Turco

351 parallel translation
- inflamação no cólon.
Kolesistit.
Eram apenas espasmos no cólon.
Sadece bağırsaklarında kolit varmış.
Só sofro de espasmos no cólon!
Bağırsaklarımdaki kolitten başka bir şeyim yokmuş!
A IDADE DE OURO DA IRRIGAÇÃO DO CÓLON
KALIN BARSAK LAVAJININ ALTIN ÇAĞI
Ted Striker tem mais tripa no dedo mindinho do que nós temos no intestino grosso, incluindo o cólon!
Ted Striker burada bulunan herkesten çok daha taşaklı!
Então... para revermos... o desperdício sólido... esses nutrientes não são absorvidos pelo o estômago... pelo o intestino grosso... o intestino delgado, e o canal alicaratario... eles saem para fora pelo cólon.
Pekala... midede sindirilmeyen... katı artıklar... kalın bağırsak, ince bağırsak... ve sindirim kanalı sayesinde... ana kanala geçerler.
Não sei o que acham mas eu estou tão esfomeado que comia até bloquear o cólon.
Evet, gerçekten. Sizi bilmem ama, ben öyle açım ki bir kalın barsağı tıkayacak kadar yiyebilirim.
Eles também substituíram o baço e o cólon.
Dalağımı ve bağırsaklarımı da değiştirdiler.
É um nojo, mas consegui ver o cólon no écran.
Çok iğrenç bir şey, ama kalın bağırsaklarımı ekranda gördüm.
Retirem o cólon ascendente do cólon transversal.
Yukarı çıkan kolonu ayır çapraz kolondan.
Prossigam até ao cólon sigmóide e até ao apêndice.
Kalın bağırsağa doğru ilerle sonra apandisti bul.
Espero que tenha feito a biópsia à minha garganta e não ao meu cólon.
Umarım, boğazımdan biyopsi almışsınızdır, barsağımdan değil.
Tocas-lhe e enforco-te com o teu próprio cólon.
Kızıma dokunursan seni kendi bağırsağınla boğarım!
Encontrámos um pêlo púbico negro que não pertence à paciente durante o exame ao cólon.
Rektal muayene sırasında hastaya ait olmayan siyah kasık kılları bulundu...
Como está o cólon espástico?
Spastik sütun nasıl?
- Não. Vamos examinar o cólon.
- Hayır.Bir colonoscopy yapacağız.
Três cientistas, um, uma bela mulher, vão encolher até atingirem um tamanho microscópico. Depois, encontrar-se-ão no cólon descendente de Mr. Simpson.
3 bilimadamı.... bir tane güzel bir hatun mikroskopik boyutlara küçültülecek ve sonra Bay Simpsonun kalın bağırsağının sonunda buluşacaklar.
- Fazes lavagens ao cólon?
- Kolik yaptırıyor musun?
No cólon transverso.
Enine duruyor.
Uma vez viu-o a tentar ligar o ureter ao cólon sigmóide.
Bir defa onu sidik torbasıyla bir kolonunu birleştirmeye çalışmıştı.
Tem cancro no cólon e fez uma viagem de avião de 4 horas.
Kolon kanseri geçirmiş ve 4 saat uçak yolculuğu yapmış.
Sr. Stopack, precisa de ser visto por um especialista, para mais exames... para ver se não é uma úlcera no cólon.
Bay Stopak, bağırsak ülseri olup olmadığınızı anlamak için bir uzmana gitmelisiniz.
Não, mas limpo-lhe o cólon mais depressa do que burritos com guacamole extra.
Hayır ama seninkilerden birisi tetiğini yağlayamadan senin bağırsaklarından kokoreç yapmış olurum.
Agora dizem que 6 chávenas de café por dia evitam o cancro do cólon.
Günde 6 kupa kahvenin kolon kanserini önlediğini söylüyorlar.
Sherman, vi na televisão qualquer coisa sobre limpeza do cólon. Todos deviam fazer uma.
Sherman, TV'de, bağırsak temizliği hakkında, bir şeyler duymuştum da herkesin, bir kez yaptırması gerektiğini söylüyorlar.
Estou a pensar fazer uma limpeza completa. Queres limpar o teu cólon?
Bağırsaklarımı, temizletmek için, randevu almayı düşünüyorum.
Agora o meu cólon está limpo.
Ben, kendi başıma temizlerim. İşte, Bağırsaklarım tertemiz.
Falaste em limpar o cólon!
Ama, bağırsak temizliği konusunu sen açtın!
- Tem o cólon cheio de gases.
- Kolonu gaz dolu.
Ainda fazem uma lavagem radioactiva ao cólon a um tipo com um hematoma.
Bir yeri morarmış bir adam radyoaktif kolon temizlemesi geçirecek.
Visualize as bandas transduodenal e peritoneal Ligadas ao cego e ao cólon ascendente.
Çekuma ve alt kolona bağlı transduodenal ve peritonal kordonları görmeye çalış.
Podemos voltar a pô-lo aí depois de os cirurgiões o tirarem do teu cólon!
Doktor fırçayı bağırsaklarından çıkarınca yerine koyarız.
Certo, ele foi para casa, com uma cratera no cólon do tamanho de uma costeleta
Eee, eve döndü, doğru. Kalın bağırsağında pirzola büyüklüğünde bir kraterle.
Vais bramir sobre os benefícios da irrigação do cólon?
Orada oturup kalın barsak hakkında saçma sapan konuşacak mısın?
Foi do "cólon ascendente". Pois, um feriado judeu. "Mazel tov".
Evet, ben uyuşturucu gibiyimdir.
- Fizeste a irrigação do cólon?
- Koloniğini yaptın mı?
Aqui no cólon. De qualquer maneira é para aí que vai.
Şu bağırsağın üstüne bırakın.
Se a bala atingiu o cólon, seria lógico que tivesse dores.
Kurşun kolonuna geldiyse, daha çok acı çekerdi.
Elizabeth, podes retrair o cólon descendente?
Elizabeth, ben periton zarını çekerken kalınbağırsağı açar mısın?
- "Sou o cólon do Jack." - " Tenho cancro.
"Ben Jack'in kalın bağırsağıyım." Evet. Kanser olursam, Jack'i öldürürüm.
Não comemos tofu. Nada de fibras. Não fazemos lavagem de cólon.
Tofu yapmayız.
A usar palavras como "Cólon irritável" e "emprego fixo".
"Bağırsak tembelliği", "sabit iş" gibi kelimeler kullanıyor.
Acabei de a retirar do cólon dele.
Evet. Adamın bağırsağından yeni çıkardım.
Tropecei no vosso pai numa visita ao meu cunhado, internado para extrair o cólon.
Eniştemi ziyaret ederken babanızla karşılaştım. Bağırsağını aldırmak zorunda kalmıştı.
- De cancro no cólon.
Kolon kanseri.
Tinha tumores nos rins não tinha cólon, os intestinos corroídos.
Böbrek tümörü vardı. Kalın ve ince bağırsakları çürümüştü.
- Quer dizer do cólon? - Diz ao que vens.
İkiniz iyi arkadaş mısınız?
Mas durante o mandato de Phlemming, putrefação e estagnação paralizaram esta vizinhança o cólon e o esfíncter.
Ama Phlegmming'in döneminde, pislik ve durağanlık bu mahalleyi öldürdü bütün kolonları ve temizlikçileri.
- Inflamação no cólon.
Kolesistit var.
Uma limpeza de cólon, entendeste?
Küçük Colonlar, anladın mı?
Espero que Satanás tenha um bom cólon, porque é aí que vocês vão viver!
- Isır benim parlak- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]