Translate.vc / Português → Turco / Dais
Dais tradutor Turco
116 parallel translation
Ela vai comprar dais bilhetes para o rodeo. para te ver.
Rodeoda seni izlemek için iki bilet alacak.
Compra dais bilhetes para o rodeo.
Rodeoya iki bilet al.
Vós, tribuno dais-me quatro contra um?
Siz kumandan bire dört verir misiniz?
Dais-me o fato e em troca comeis a vaca.
Bana bir takım elbise vereceksiniz, sonra da ineği yiyeceksiniz.
Se me dais licença.
İzninizle.
Dais-me a vossa palavra de não revelar o que aqui dizemos?
Söyleyeceklerimin aramızda kalacağına söz verir misin?
Dais mais valor à vossa própria dúvida do que às ordens do Rei?
Demek Kralın buyruğundan çok kendi şüphenize değer veriyorsunuz.
O pão nosso de cada dia nos dais hoje.
" Bugün de bize gündelik rızkımızı ver.
Tentei avisar-vos, mas não! Não me dais ouvidos!
Söylemeye çalıştım, ama hayır, beni dinlemediniz.
Mas se tiverdes de esperar por reforços, dais espaço de manobra ao inimigo.
Takviye kuvvet çağırtmak, düşmana soluk aldırır.
A primeira impressão que dais é que sois um pouco tolo e que nada vos interessa.
Herkeste biraz aptalmışsın gibi bir izlenim bırakıyorsun.
Não vos direi que estão na palha, pois nem isso têm, os pobres, mas dais-lhes tão pouca comida que mais não são do que fantasmas.
Samanların üstünde yan gelip yatıyorlar da diyemem, yatacak samanları da kalmadı hayvanların. Kusura bakmayın ama onları böyle bir perhize soktunuz ki artık hayalete benziyorlar. Yakında atlıktan çıkıp at gölgesi olacaklar.
Podeis escolher : ou me dais Mariane, ou não voltareis a ver o vosso baú.
Ya bana Marianne'ı verirsiniz ya da sandığınızı bir daha göremezsiniz.
Dais mais importância a um livro do que às pessoas?
Bir kitap sizin için insanlardan önemli mi?
Precisa falar assim? - É, Dais.
Bu şekilde konuşmak zorunda mısın?
Veja como fala.
Evet Dais. Dikkatli konuş.
Dais, ele guarda para ele e os rapazes.
Dais, onu arkadaşları için saklıyor.
- Dais, ele não vai gostar.
Dais, bundan hoşlanmayacak.
Dais?
Dais?
Dais.
Dais.
Ei, Dais?
- Kesinlikle. Hey, Dais?
Está tudo bem, Dais.
Tamam Dais, sakin ol lütfen.
- Não, Dais, eu guio. Me dá a chave, Kat.
- Hayır Dais, ben kullanırım.
Oi, Dais.
Selam Dais.
- Dais, sinto muito. Esqueci.
- Dais, çok üzgünüm, unutmuşum.
E por um soneto ou uma odezinha... - Vós dais um bolinho... - Um bolinhozinho!
Bir sone ya da küçük bir odeye bir tart ya da küçük bir kurabiye
Dais abrigo a proscritos?
Kanun kaçaklarını barındırmak ha?
Dais-me a honra?
Bu dansı lütfeder misiniz?
Meu Deus, dai-nos forças e recebei os nossos agradecimentos pelas boas coisas que nos dais.
Ulu Tanrı'm, bize verdiğin nimetlerinin değerini bilemediğimiz zamanlar senin bağışlayıcılığına sığınıyoruz.
Pai, é de livre e espontânea vontade que me dais a vossa filha?
Size baba dememe izin verirseniz, siz olsanız, özgür ve baskı altında kalmadan bu hanımı, kızınızı verir miydiniz?
Resposta bem estranha me dais!
Amma da tuhafsın!
Não me digais, Padre, que a isto dais vós ouvido, senão para dizer-me como poderei eu evitá-lo!
Kutsal peder, şimdi duydukların - nasıl önlenebilir söyle!
Dais-me licença por um minuto?
Bana biraz müsaade eder misiniz?
Dais, já deixaste alguém entrar no teu quarto?
Hey, Dais, odana kimseyi soktun mu?
- Dais-me a vossa palavra?
- Bana söz veriyor musun?
Dais-me um momento a sós, Monsieur Prouix?
Lütfen bir dakika verin.
Senhor dais-me a permissão para escrever á Anne?
Efendim Anne'e yazmama izin verir misiniz?
Dais-me licença?
Biraz sessiz olur musunuz?
" No baptismo, usamos a água, que haveis tornado um rico símbolo da graça que nos dais neste sacramento.
"Bu vaftiz töreninde, bize verdiğin lütufların bir sembolü olarak suyu kullanıyoruz."
Sei que dais valor ao modo como aqui trabalhamos.
Markiz'in bir yardımcıya ihtiyacı olduğunu biliyorsun.
Dais-me licença?
İzninizle.
Que clemência lhe dais, Antônio?
Ona merhamet göstermeniz mümkün mü Antonio?
Quem dera me tivesse pedido ouro, já que lhe dais tanto valor!
Sana duyduğum sevgi, sadece bir yüzükle sınırlı olmamalı. Gerçek sevgi, yürekte hissedilen sevgidir.
O pão nosso de cada dia nos dais hoje, perdoai-nos as nossas ofensas... assim como nós perdoamos a quem nos tem ofendido.
Bize o günü nasip eyle. Günahlarımızı affet ve bize kabahat işleyenleri affet.
Pão-nosso de cada dia nos dais hoje, perdoai-nos as nossas ofensas, assim como nós perdoamos a quem nos tem ofendido, não nos deixais cair em tentação, mas livrai-nos do mal
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi sen de bizim suçlarımızı bağışla ayartılmamıza izin verme, bizi kötü olandan kurtar...
Dais-me uma grande honra.
Bu büyük bir onur.
O pão nosso de cada dia nos dais hoje...
- Bize bu günü bağışla... - İyilikler üzerimize olsun.
Minha Senhora Buckingham, dais-me a honra de me deixar cavalgar com a vossas graça?
Leydi Buckingham, bilekliğinizi takmama izin vererek beni onurlandırır mısınız?
Daisy?
- Dais?
Dais bons conselhos.
İyi akıl verdin.
A mesada que me dais simplesmente não chega.
Masraflarımı eleştirmeniz, kesinlikle çok zalimce.