Translate.vc / Português → Turco / Davos
Davos tradutor Turco
87 parallel translation
Nós os quatro fomos ao tiro ao alvo, em Davos, na Suíça.
Dördümüz İsviçre'de Davos'ta hedef atışı yapıyorduk.
D.C., Davos?
D.C., Davos?
- Em Davos.
- Davos.
Está rodeado de loucos e fanáticos . . . . . .mas confia em vós , Davos .
Etrafi aptallar ve fanatiklerle dolu ama sana güvenir Davos.
Sempre dei aos ladrões o que mereciam , como bem o sabeis , Ser Davos .
Gayet iyi bildigin gibi her zaman o hirsizlarin keyfine hizmet ettim Sör Davos.
Parece que o Clark está a caminho de Davos.
Görünüşe göre Clark Davos'a gidiyormuş. Buraya gelmekten başka her yere gidiyor!
O meu voo para Davos é em menos de duas horas.
Sayın Başbakan. Davos'a giden uçağımın kalkmasına iki saatten az zaman var.
Conto-lhe quando voltar de Davos.
Davos'tan döndüğümde anlatırım.
Deus, toda a gente está em Davos.
Tanrım, tüm dünya Davos'ta.
A história. DAVOS
Hikâyeye.
Vão-se rir enquanto comem os seus croissants em Davos.
Davos'ta oturup gülüşmeleri kesilsin.
Navegarei contigo, Davos Seaworth, és o contrabandista mais honesto que já conheci.
Seninle yelken açarım Davos Seaworth. Sen tanıdığım en dürüst kaçakçısın.
Sois um bom homem, Sor Davos Seaworth?
Sen iyi bir adam mısın Sör Davos Seaworth?
Como eu, Sor Davos.
Mesela ben Sör Davos.
As sombras não conseguem viver na escuridão, Sor Davos.
Gölgeler karanlıkta var olamaz Sör Davos.
Só existe um deus, Sor Davos, e só protege aqueles que o servem.
Sadece bir tanrı var Sör Davos o da yalnızca kendisine hizmet edenleri korur.
Admiro-vos, Sor Davos.
Sana hayranım Sör Davos.
Está rodeado de loucos e fanáticos mas confia em vós, Davos.
Onun etrafı aptallarla ve fanatiklerle dolu ama sana güveniyor Davos.
Sempre dei aos ladrões o que mereciam, como bem o sabeis, Ser Davos.
Hırsızlara hep istedikleri gibi hizmet ettiğimi iyi bilirsiniz Ser Davos.
Contudo, Davos... foste um bom pai.
Ama Davos, sen iyi bir babaydın.
Como puniríeis os infiéis, Ser Davos?
Kafirleri nasıl cezalandırırsınız Sör Davos?
Não desespereis, Ser Davos.
Ümidini kaybetme Sör Davos.
- Escolhestes as trevas, Ser Davos.
- Yürü! Karanlığı seçtin Sör Davos.
Sor Davos é um traidor.
Sör Davos bir hain.
Sabeis quem esculpiu e pintou esta mesa, Sor Davos?
Bu masayı kimin oydurup boyattığını biliyor musun Sör Davos?
A sua frota e o exército eram menores que as dos outros... mas ele tinha três dragões, seres mágicos, Sir Davos.
Herkesten küçük bir filosu ve ordusu vardı. Ama üç ejderhaya sahipti. Ejderhalar sihirlidir Sör Davos.
Muito bem, Sor Davos Seaworth.
Pekâlâ, Sör Davos Seaworth.
Vedes, Sor Davos?
Görüyor musun Sör Davos?
Podes culpar Ser Davos.
Sör Davos'u suçlayabilirsin.
Vistes, Sor Davos?
Gördün mü Sör Davos?
Ele ia para Davos, na Suíça, ao fórum econômico de lá.
O İsviçre'ye Davos'a yaptığı yolda idi. Orada ekonomik forum var biliyor musun?
Eu estou a ficar sem tempo, Sor Davos.
Zamanım tükeniyor Sör Davos.
Os que ainda flutuam, Ser Davos, não os que afundaram na Baía da Água Negra.
Hâlen yüzebilenleri sayıyoruz Sör Davos Karasu Koyu'nda batanları değil.
Não sou um senhor, Ser Davos Seaworth.
Ben lord değilim Sör Davos Seaworth.
- Ser Davos...
- Sör Davos...
Davos.
Davos.
Eu ensinei Ser Davos.
Sör Davos'a öğrettim ben.
Talvez devêsseis perguntar a Ser Davos a piedade que eu mostro aos infractores.
Yasayı çiğneyenlere gösterdiğim merhameti Sör Davos'a sor istersen.
Outrora, confiastes em Sir Davos e deixastes-me para trás.
Bundan önce bir kez Sör Davos'a güvenip beni geride bıraktın.
Chega de falar de batalhas, Sor Daνos.
Savaşı bu kadar konuşmak yeter, Sör Davos.
Retirei de Porto Real, Sir Davos.
Kralın Şehri'nde geri çekildim zaten Sör Davos.
Sor Davos, não temos razões para lutar.
Sör Davos, savaşmak için bir sebebimiz yok.
E a vós, Sor Davos, permitirei que viajeis para sul, como um homem livre, com um cavalo descansado.
Sana de Sör Davos, özgür bir adam olarak güçlü bir atla güneye sürmene izin vereceğim.
Está na hora, Sor Davos.
Vakit geldi Sör Davos.
Minha senhora, sou Ser Davos Seaworth.
- Leydim, ben Sör Davos Seaworth.
- Quão bem conheceis o Norte? - Conheço pouco, minha senhora.
Kuzey'i ne kadar iyi tanıyorsunuz Sör Davos?
Ele está em Davos.
Davos'ta.
Vistes, Sir Davos?
Gördün mü Sör Davos?
Davos, Suíça.
Davos, İsviçre.
Sor Davos.
Sör Davos?
Ser Davos.
Sör Davos.