Translate.vc / Português → Turco / Disparo
Disparo tradutor Turco
1,979 parallel translation
Mais um disparo e mato-a.
Biri daha ateş ederse, kız ölür.
Uma pistola é boa para um disparo a curto alcance.
Silahla yakın mesafeden tek bir atış yapabiliriz.
- Dêem mais um passo e disparo.
- Bir adım daha atarsan vururum!
De qualquer forma, todos nós vimos que o disparo foi um acidente.
Hepimiz silahın kazayla ateşlendiğini gördük.
- Belo disparo.
- İyi atıştı.
Eu disparo sobre ti.
Seni vururum.
É muito pesada para a abrir com um disparo.
Patlatıp açmak için çok ağır.
O padrão dos restos de fragmentos indicam que não foi disparo de proximidade.
Saçmaların dağılımına bakılırsa, pek de yakından ateş edilmemiş.
Eu fechei imediatamente a seguir ao disparo
Vurulma olayı olduktan hemen sonra kapattım.
A patilha de disparo é mais curta do que vem referido no manual de fabricante
Tüfeğin horozu standart üretim boyundan daha kısa.
Ou disparo por violar o toque de recolher ordenado por Ming.
yoksa Ming'in sokağa çıkma yasağını bozma suçundan seni vururum.
Pare ou disparo.
Dur, yoksa ateş ederim.
Estava a desenhá-lo quando ocorreu o disparo, segundo diz a mãe.
Annesine göre olay sırasında da çizim yapıyormuş. Her neyse.
Fala ou eu disparo!
Cevap ver yoksa beynini yere sererim!
Responde ou eu disparo!
Söyle yoksa beynini yere sererim!
Foi um erro. Um disparo acidental.
Kazara oldu.
Tu dás a lista, ou eu disparo em ambos.
Listeyi gönder yoksa ikinizi de vururum.
Continuo a estar em vantagem. Alguém que me dê a lista, ou disparo no Chuck.
Biri listeyi versin, yoksa Chuck'ı vururum.
- Afasta-te ou eu disparo!
Geri çekil yoksa ateş ederim!
Disparas contra mim, eu disparo contra ela.
Beni vurursanız, ben de onu vururum.
Para a próxima disparo. Prometo.
Söz veriyorum, bir dahaki sefere yaparım.
Sim, mas estranho ou não alinha o disparo.
Garip olsun ya da olmasın, kesinlikle atış hizasında.
Chama o teu cão ou disparo!
Çek köpeği yoksa öldürürüm!
Olha que disparo!
Öldüreceğim!
- Começa a falar ou eu disparo.
Söyle yoksa ateş ederim!
- Disparo.
- Ateş edeceğim.
Vou avançar para o local de disparo ideal.
Bileşiği dışarı çıkarıp kendini yakmasına izin vereceğiz.
Apenas disparo com uma arma limpa e com balas limpas...
Sadece temiz silahı temiz kurşunlarla bir kez çeker...
Não ouvi nenhum disparo.
Hiç silah sesi duymadım.
O que foi aquele disparo?
O silah sesi neydi.
Vocês viram de onde o disparo veio?
Ateşin nereden açıldığını gören var mı?
Bom disparo, um edifício destruído.
Atış başarılı, bir bina yok edildi.
Olhe que eu disparo!
Ateş ederim.
- Pois disparo!
- Vuracağım!
Quem ordenou o disparo?
Öldürme emrini kim verdi?
Um unico tiro atingiu a area temporal superior, provavelmente enquanto dormia... a almofada foi pressionada contra a cabeça para abafar o disparo.
Şakağın üst kısmında bir kurşun yarası. Muhtemelen uyurken vurulmuş. Silah sesini boğmak için başına bu yastıkla bastırılmış.
Apenas não há tantas quanto eu esperava, e se enfias a arma numa almofada para abafar o som do disparo, deveria haver mais queimaduras de pólvora.
- Beklediğim kadar çok yok. Silah sesini bastırmak için silahı yastığa dayarsan daha çok barut yanığı olur.
Como modo de abafar um disparo, isto não seria muito eficaz.
Silah sesini susturmak için etkili bir yol değil.
Não tentava abafar o disparo. Apenas queria tapar o rosto da vitima.
Silah sesini susturmaya değil kurbanın yüzünü örtmeye çalışıyordu.
O Canhão A foi desenhado para ter um grande alcance de disparo.
Top A, büyük bir atış menzili var.
- Afaste-se, senão, disparo! Eu disparo.
Vururum.
Oficial das Armas, quero uma solução de disparo.
Weps, bana ateş çözümlerini getir.
Quando chegámos aqui, ouvimos um disparo. Um disparo.
- Kapıya geldiğimiz zaman silah sesi duyduk.
Nós ouvimos o disparo.
Bir silah sesi duyduk.
E em relação à porta trancada? E ao disparo?
Peki ama kilitli kapı ve silah sesi?
- E em relação ao disparo? Do interior do quarto.
Peki odanın içinden gelen silah sesi?
Você estava no corredor com testemunhas quando eles ouviram aquilo que pareceu um disparo.
Koridorda tanıklarla birlikteydin, fişek patlayınca, çıkan sesin silah sesi olduğunu sandılar.
Se alguém se mexer... Eu disparo.
Kıpırdayan olursa ateş ederim.
Os outros fugiram mal houve o disparo.
Geri kalanlar ateş edilir edilmez kaçmış.
Tem dois minutos, depois eu disparo os seus homens ao calhas.
Aşağıya ateş edeceğim.
Trauma devido ao disparo.
Suyu geliyor.