English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Doughnuts

Doughnuts tradutor Turco

42 parallel translation
É a única coisa sensata a fazer. Cornelius! Bem, conheço uma loja de "doughnuts"...
- İstasyonda bir kurabiyeci biliyorum.
Loja de "doughnuts"!
- Kurabiyeci mi?
E de Mile Forty, na Saskatchewan, onde agora tem uma loja de doughnuts, o número 15, ex-detentor do recorde de minutos de faltas da Liga Federal desde 1960 até 1968 inclusive, o Gilmore Tuttle.
Ve Mile Forty, Saskatchewan'dan, kurabiyeci işlettiği yerden, 15 numara, 1960-1968 yıllarının Federal Lig eski penaltı tutanakları rekortmeni, Gilmore Tuttle.
- Estes doughnuts são frescos?
- Şu çörekler taze mi?
Eu não pago ás pessoas para comerem os meus doughnuts.
İnsanlara çöreklerimi yedikleri için para ödemem.
Ela faz doughnuts na igreja.
Kilisede çörek yapardı.
Foram doughnuts a mais.
Yağlı çöreklerden çok yedin herhalde.
E odeio esta porra destes doughnuts.
Bu boktan çöreklerden de.
Vi agora o Joe DiMaggio no Dinky Donuts.
Az önce Joe DiMaggio'yu Dinky Doughnuts'ta gördüm.
- No Dinky Donuts?
- Dinky Doughnuts'ta?
Não se vai sentar no Dinky Donuts!
Dinky Doughnuts'ta oturmaz.
Talvez goste do Dinky Donuts.
Belki Dinky Doughnuts'ı seviyordur.
Não imagino o Joe DiMaggio sentado ao balcão, no minúsculo, nojento e fedorento Dinky Donuts.
Joe DiMaggio'yu Dinky Doughnuts'ın küçük, dar, kirli, kokan tezgahında oturmasını anlayamıyorum.
O tipo dormiu com a Marilyn Monroe e está no Dinky Donuts...
Marilyn Monroe ile yatan adam. Ve o Dinky Doughnuts'ta.
Vai buscar um pacote de doughnuts.
Git kendine bir paket çörek al.
Vi o Joe DiMaggio no Dinky Donuts, novamente mas, desta vez entrei.
Joe DiMaggio'yu Dinky Doughnuts'da tekrar gördüm. Ama bu sefer içeri girdim.
Lembras-te da noite em que encontrei os teus doughnuts?
Seni Dinky Donut'da nasıl bulduğumu hatırlamıyor musun?
Tem doughnuts da Entenmanns na mala.
Çantasında Entenmanns donutlarından taşıyor.
Andas com doughnuts na mala.
Çantanda donutlar taşıyorsun.
Costumávamos ir á "Safeway", e éramos apanhados a roubar donuts.
Safeway gidip, doughnuts çalmaya çalışırdık.
"Ali" estão as rosquinhas.
"There are the doughnuts. ( Çörekler var )"
Olha, uma loja de'doughnuts'.
Bir kurabiye dükkanı.
Homer Simpson, é acusado de comer metade da população do Planeta dos Donuts.
Homer Simpson! Bugün burada Doughnuts gezegeni nüfusunun yarısını yemekle suçlanıyorsun.
Donuts.
Doughnuts.
Já está. Trouxe café e... uns doughnuts com compota feitos pela Mãe.
Biraz kahve ile annemin ev yapımı reçelli hamurlarından aldım.
A não ser os doughnuts com geleia.
Sadece reçelli hamurlar.
Doughnuts.
Donutlar...
Nós chamamos-lhes doughnuts.
- Biz onlara doughnut deriz.
Quero comer bolos redondos e doughnuts. E quero ter uma carruagem em ferro.
Tekerlek keklerle doughnut yemek ve demirden bir şaryo istiyorum.
Luke, precisamos de dois doughnuts, e daquelas pernas que a Heather Mills vai enviar para a Croácia.
Birkaç çörek verir misin Luke? Bir de Heather Mills'in Hırvatistan'a gönderdiği bacaklardan istiyoruz.
Fico aqui e fecho os olhos, como doughnuts.
- Burda durup gözlerimi kapayıp, yiyebilirim.
- Queres dar-me doughnuts?
Beslemek mi?
- Donuts, chefe?
- Doughnuts, patron mu?
Trouxe doughnuts.
Hey, çörekler var.
Disse que não gostava da minha cara e não parava de se empanturrar com doughnuts.
Tipimi beğenmediğini söyledi ve o çörekleri boğazına tıkıştırdı.
Como se tivesse passado a vida fechada numa casa de doughnuts.
Ömrü boyunca bir çörekçide kilitli kalmış gibiydi.
Licor Dounuts.
Liquor Doughnuts ile öğrenirsiniz.
Liquor Donuts, que mais poderiam pedir?
Liquor Doughnuts, Size bi sorum daha var?
Tentativa de assalto relatada no Liquor Dounuts.
Soyguna teşebbüs Liquor Doughnuts ihbar var.
Ouve um incidente no Liquor Dounnuts.
Liquor Doughnuts ta bir olay çıkmış.
Bebidas e Dounuts.
Liquor and Doughnuts.
"Doughnuts".
Çörek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]