Translate.vc / Português → Turco / Drama
Drama tradutor Turco
2,611 parallel translation
A minha irmã estuda lá e diz que é divertido, as pessoas fazem muito drama sobre isso.
Ablam oraya gidiyor ve çok eğlenceli bir yer, diyor. Ama insanlar çok şey söylüyor orası hakkında.
Nomiei-os como minha familia, porque são outro drama e... o resto é historia.
Simpsonlar olarak. Ve gerisi malum.
Já não ouvia tanto drama polaco desde que cancelei a minha subscrição do centro de artes BAM.
- Müzikallere gitmeyi bıraktığımdan beri bu kadar ağır bir Polonya draması görmemiştim. - Neler oluyor? - Anladığım kadarıyla, Dorota'nın başı dertte.
Para mostrar que no meio de todo este drama, para as pessoas daqui há motivos para a esperança.
Tüm bu dram arasında burada yaşayan insanların umutlu olması için bir neden olduğunu göstermek.
É preciso este drama todo por causa de um hambúrguer de peru?
Bu kadar şey bir hindi burger için mi?
Fracassa como drama, como ficção científica e é pouco original.
Evet, drama / bilim kurgu olarak başarısız ve korkunç biçimde kurgulanmış.
- Ontem a noite foi um drama enorme, mas sabes como são os rapazes. Estão sempre a preparar alguma.
Dinle, dün gece tam bir tiyatro eseriydi, oğlanları bilirsin sürekli bir şey başlatıyorlar.
É um guião para um programa de televisão, um drama.
Yazdığım ilk şey.
Eu uma vez tive uma ideia para um guião.
Bir drama dizisi senaryosu.
É um drama muito sério sobre um pai solteiro que está a criar a sua filha de 4 anos.
Bu dört yaşındaki kızını büyüten dul bir baba hakkında ciddi bir drama.
Houve muito sangue e drama, mas o Graham não correu risco algum.
Çok fazla kan, çok fazla dram vardı, ama Graham için ölüm riski yoktu.
Todo este drama...
Neden ki? Tüm bu drama...
Tivemos um... tivemos um pequeno drama com a pessoa que substituíste.
Küçük bir... Senin yerinde çalışan elemanla küçük bir sorun yaşadık.
Tanto drama.
Bir dram, bir dram sorma.
Parece uma forma sem drama de lidar com isso.
Hiçbirşeyi dramatize etmeden, üstesinden geliyorsun.
Qual é o drama desta fotografia?
Bu fotoğrafa neden taktın bu kadar?
Honestamente, não sei porque é que estão a fazer este drama todo.
Neden bu kadar taktınız buna anlamadım.
Eu sei que sou um poço de drama. E não achei que gostasses de mim.
Tamam, başına pek çok dert açtım ve ben, ben benden hoşlandığını düşünmedim.
Sem senso de drama.
Yaratıcılık sıfır.
É muito drama.
- Ne dramatik!
Não sou um psicodrama.
Psikolojik bir drama da değilim.
- Comemos todos a mesma coisa Drama.
- Hepimiz aynı şeyi yedik, Drama.
O Drama ainda está trancado de fora do negócio.
Drama hâlâ işsiz.
Não, mas acho que temos que tentar uma aproximação diferente contigo, Drama.
Hayır ama bence senin durumuna farklı yaklaşmalıyız, Drama.
Drama.
Drama.
E toda a gente sabe que o Johnny Drama gosta de um bom pedaço de carne.
Ve herkes Johnny Drama'nın güzel eti sevdiğini bilir.
Na verdade, só o Drama é que está, já que ele é o único desempregado.
Aslında sadece Drama tutar, çünkü tek işsiz o aramızda.
Eu vou ler cada um os guiões que passarem esta porta, Johnny Drama.
Buraya gelen her senaryoyu okuyacağım, Johnny Drama. Söz veriyorum!
Equipa Drama.
Drama Takımı.
Eu importo-me, Drama, por isso é que ainda estou aqui.
Umursuyorum Drama, umursamasam burada dikilmezdim.
Ainda não encontraram um guião que gostassem ou ainda não encontraram um guião que gostassem para ele?
Henüz hoşlarına giden bir senaryo bulamamışlar mı yoksa Drama için hoşlarına gitmemiş mi?
Talvez eles não queiram fazer um programa contigo, Drama.
Belki de seninle bir dizi çekmek istemiyorlardır Drama.
Desculpa, Drama, mas vão.
Çük üzgünüm Drama ama çekiyorlar.
Acho que nem eu consigo fazer com que isso aconteça, Drama.
Bunun olmasını benim bile sağlayabileceğimi sanmıyorum Drama.
Todo este drama?
Bütün bu vurma, çarpma işleri?
A única razão que levou a NBC a fazer o "The Girlie Show" foram as críticas que tiveram de grupos femininos depois de terem passado o drama de acção "Caçador de Gajas"
NBC'nin Girlie Şovu yayınlamasının tek nedeni "Sürtük Avcısı" adlı aksiyon draması sonrası kadın gruplarından aldıkları eleştiriymiş.
Harvard tem grandes clássicos, Yale tem grande drama,
Harvard'ın büyük klasikleri, Yale'in büyük Drama'sı,
O que foi? Se voltas com incertezas sobra drama e desastres para todos.
Eğer oraya kararsız bir kalple gidersen sonu herkes için dram ve felaket olur.
Eu acredito que não tenha enviado o e-mail, mas não posso ignorar os dramas que trouxe ao meu campus e que aumentaram desde chegou cá.
O e-maili senin göndermediğine inanıyorum, ama senin peşinden kampüsüme taşınan ve geldiğinden beri daha da gürültüyle artan drama dozunu görmezden gelemem.
É o meu drama pessoal.
Bu benim özelliğim işte.
Então, que cena é essa de fingir um drama na vossa relação?
Peki ilişkindeki şu olay da neyin nesi?
Salta o drama adolescente e vai ao que interessa.
Gençlik krizini geç de sadede gel.
Drama atingiu principalmente as terras no Oceano Índico.
Hint okyanusunda..
Mas o drama é tão excitante.
Ama fırtına çok tahrik edicidir.
Pois, o drama é giro durante um tempo, mas com os meus outros namorados, todas as grandes cenas e zangas. Eventualmente tornaram-se reais, e acabaram com as coisas.
Evet, fırtınalı ilişkiler bir süreliğine eğlenceli olabilir ama eski erkek arkadaşlarımla olan bütün o olay çıkarmalar ve kavgalar nihayetinde gerçeğe dönüştü ve ilişkiyi bitirdi.
Descobri uma forma de amenizares o teu drama sempre que quiseres. Sem nos desestabilizar.
İlişkimizi bozmadan fırtınalı ilişki saplantını düzeltecek bir yol buldum.
- Qual é o drama?
- Niye büyütüyorsun?
Gostas é de fazer drama.
İyi olmana sevindim Saul.. Melankoli kraliçesi.
É um drama.
Bu bir drama.
Mary J. Blidge diria, "Chega de drama".
Artık drama yok.
- Drama, tem calma.
İyi seyirler dilerim. Drama, sakin olur musun bir?