English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Drops

Drops tradutor Turco

67 parallel translation
Fazemos biscoitinhos de galinha e drops crocantes de atum.
Tavuk parçacıklı kurabiye yapıyoruz.
Tasty Drops! ?
Leziz Daneler mi?
Estou aqui com um drops colado na cabeça!
Burada kafama bir şeker yapıştı.
CSI : Crime Scene Investigation Season 06 Episódio 05
Gum Drops Ciklet Taneleri
"Gum Drops" Data original de emissão : 20 OUT 2005
Alt Yazı Çeviri :
Drops.
Ben Drops.
Que foi agora?
Şimdi ne var? Drops için geldim.
Estou aqui para falar com o Drops. Desliga.
Bekle.
Estava a ir buscar uma encomenda para o Drops.
Drop için afişleri topluyorduk.
Apelida-se de "Drops".
Kendisine "Devirici" der.
Drops.
"Deviren."
O sangue no assento indica... que a vítima estava sentada aqui, do lado esquerdo, com o Drops algures do lado direito.
Koltuklardaki kan, kurbanın burada, solda oturduğunu gösteriyor. Deviren'de sağda bir yerlerdeymiş.
Parece que a história do Drops se confirma até agora.
Deviren'in hikayesi doğruymuş gibi gözüküyor.
E, evidentemente, o Drops não nos disse isso.
Anlaşılan, Deviren bize gerçekleri söylemiyormuş.
Tens o apelido de "Drops" ( entregas )... porque quando vendias as drogas, fazias muitas entregas.
"Deviren" takma adını da... "Kronik" sattığın zamanda yerlere devirdiğin biri sürü kişi yüzünden aldın.
E quanto ao Drops?
Peki ya Deviren'de?
Não corresponde às roupas do motorista nem do Drops, por isso havia pelo menos mais um passageiro naquela limusina e precisamos de interrogar o Aaron James.
Şoförün ya da Deviren'in kıyafetlerine uymuyor, bu da demektir ki, o limuzinde en azından bir tane daha yolcu varmış. Aaron James'i sorguya çekmeliyiz.
Por causa do Drops.
"Deviren" yüzünden.
Assim como o Drops.
"Deviren" de öyle.
Ok, ela aproximou-se do Drops no "Gold Square".
Tamam, Gold Meydanında Deviren'in yanına geldi,
O que é que um tipo como o Drops... está a fazer numa lixeira como o "Gold Square"?
Deviren gibi bir adam, Gold Meydanı gibi bir çöplükte ne arıyordu?
O Drops cresceu nesse bairro.
Deviren, o mahallede büyüdü.
O Drops tinha andado a tentar abrir a sua própria discoteca.
Deviren, kendi klübünü açmaya çalışıyordu.
Antes de receber o meu dinheiro, um tipo como o Drops... nem diria "Hei" a mim, quanto mais convidar-me para sair e falar sobre negócios.
Paramı almadan önce onun gibi biri, bırak iş konuşmak istemeyi... bana "nasılsın" bile demezdi.
Toda a gente sabe que... o Drops acaba sempre as suas noites no clube de strip.
Deviren'in gecelerini striptiz klübünde bitirdiğini herkes bilir.
Tens o apelido de "Drops"
"Deviren" takma adını da...
Não corresponde às roupas do motorista nem do Drops, por isso havia pelo menos mais um passageiro naquela limusina, e precisamos de interrogar o Aaron James.
Şoförün ya da Deviren'in kıyafetlerine uymuyor, bu da demektir ki, o limuzinde en azından bir tane daha yolcu varmış. Aaron James'i sorguya çekmeliyiz.
O Aaron tomou a decisão de passar tempo... com o Drops.
Ve Aaron. Aaron Deviren'le takılmaya kendi karar verdi.
Por que o único nome no aluguer é o do Drops, e ele tem um bom álibi.
Kira sözleşmesindeki tek isim Deviren... ve onun gerçekten çok sağlam görgü tanıkları var.
- Drops.
Deviren.
"D" de Dana ou Drops?
"D" Dana mı, Deviren mi?
- Drops.
- Deviren.
A Valinda leva a J.J. para abanar a família do Drops por algum dinheiro.
Valinda, J.J'i Deviren'in ailesinden biraz para tırtıklamak için götürmüş.
Drops!
Deviren!
- O que deste ao Drops?
! Deviren'e ne verdin?
Temos uma pista na carrinha que levou o Drops. Está registada em nome de Walter Jaynes.
Deviren'i alan steyşın arabayla ilgili bir ipucu bulduk.
O Drops deve ter algo que ele quer. O dinheiro.
Deviren'de istediği bir şeyler olmalı.
- O dinheiro do Drops!
! - Ben de hiçbir şey yok!
Muito bem, Drops, acabou.
Tamam, Deviren, bu kadar.
- Drops In The Fall.
Drops In The Fall. Muhteşem.
Drops, não.
Drops, gitme!
Porque iria esse miúdo, o Drops, morder a mão que o alimenta?
Bu Drops denen çocuk neden nankörlük yapsın ki?
Eu fico... Eu aproximo-me da porta... e iste ímpeto, não um dos bons, e este zunido nos ouvidos... and then the bottom just drops out.
Kapıya iyice yaklaşıyorum, ve heyecan basıyor, iyi anlamda değil, kulaklarımda da uğuldama başlıyor, bu nedenle her seferinde vazgeçiyorum.
- Pontos de encontro e dead drops?
Dead drop noktaları, buluşma yerleri?
Depois ouvi uma música antiga, a Pearly Dewdrops Drop.
Sonra bu eski şarkıyı duydum Pearly Dew Drops Drop.
Jackhammer, Applejacks, Coin Drops, Rubber Bands, Turtles, 1990s.
Tek el jump, Applejacks, Kopter Rubber bands, Turtles, 90'lar.
O Aaron tomou a decisão de passar tempo... com o Drops. E o Aaron...
Ve Aaron.
- O Drops?
Hani şu gece kulübü işletmecisi olan?
E o Drops?
Peki ya Deviren?
O GPS do Drops voltou a dar sinal.
Deviren'in GPS'i az önce devreye girdi.
Há quanto tempo, Drops. Esta ganza é tua.
Seni özledik, Drops.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]