Translate.vc / Português → Turco / Durante
Durante tradutor Turco
56,723 parallel translation
Durante o funeral. Sim, eles pulverizam.
Cenaze sırasında spreyliyorlar.
E não só durante uma semana, um mês, um ano, é nos dito que temos de as tomar para sempre.
Üstelik yalnızca bir hafta, bir ay ya da bir yıl için değil. Size ömrünüzün sonuna kadar ilaç almanız gerektiği söylenir.
Problemas como a hipertensão, que não tem de tomar a medicação durante o resto da sua vida e estar sempre doente.
Tansiyon gibi durumlarda, hayatınız boyunca ilaç almanıza ve sonsuza kadar hasta olmanıza gerek yok.
Aquilo era a minha vida profissional durante muito tempo até ter cancro da tiroide e tudo mudou a partir daí.
Ve uzun süre kariyerim bu yöndeydi, tiroit kanseri olana kadar ve sonra her şey değişti.
Tem sido tão frustrante para mim porque fui a muitos médicos diferentes pedir ajuda e experimentei tanta medicação diferente para ajudar-me com a asma e nada ajudou, acabei presa no sofá durante os últimos 10 meses sem conseguir respirar e agora em duas semanas, 14 dias,
Bu benim için çok can sıkıcıydı çünkü yardım almak için çok sayıda doktora gittim. Astımıma yardımcı olması için çok çeşitli ilaçlar denedim ve hiçbiri işe yaramadı. Nefes zorluğu çekerek son on ayımı kanepeye bağımlı geçirdim ve şimdi iki hafta, 14 gün içinde ilaçlarımı bıraktım.
Tudo está melhor, a minha pele mais limpa, mantive-me bem cuidado durante os nove anos em que faço isto.
Her şey daha iyi. Cildim düzeldi. Bunu yaparak vücudumu dokuz yıl korudum.
O meu amigo Jason Lester e eu fomos os primeiros a fazer este desafio chamado Epic Five, que envolvia a participação em cinco Ironmans em cinco ilhas havaianas durante uma semana.
Arkadaşım Jason Lester ve ben, Epic Five adı verilen maceraya atılan ilk kişileriz. Epic Five, beş Havai adasında, bir haftadan kısa bir sürede beş Ironman yapmak anlamına geliyor.
Durante dez minutos, hoje, o Chuck não me odiou.
Bugün 10 dakikalığına Chuck benden nefret etmedi.
E da próxima vez, vamos tentar negociar durante o horário de expediente.
Ayrıca bir dahaki sefer mesai saatlerinde buluşalım olur mu?
- Ele disse-me durante o jantar.
Bana akşam yemeğinde söyledi.
Em nome da Promotoria, estamos felizes com a decisão de manter Annalise presa durante o processo. Um jovem foi morto.
Bölge Savcılığı adına, Annalise Keating'in duruşma gününe kadar olan süreyi gözetim altında geçirmesine ilişkin mahkeme kararından memnunuz.
Vou ter saudades tuas quando estiveres morto, mas só durante um minuto.
Öldüğünde seni özleyeceğim, ufak bir an için ama.
Como? Um fio por dia da minha roupa durante quatro anos.
- 4 yıl boyunca giydiğim üniformadan bir iplik.
Não durante o meu turno.
Benim vardiyamda olmaz!
Construímos este lugar juntos durante todos esses anos.
Bunca yıldır, bu firmayı bir yerlere getirdik.
E, durante todo esse tempo, apoiei-te, admirei-te e segui a tua liderança.
Tüm bu süre boyunca seni hep destekledim. Sana imrendim.
Durante bastante tempo.
Uzun zamandır.
Quando pensava que o Daryl me traía, ele fechava os olhos durante o sexo. E eu tentava imaginar em quem ele estaria a pensar.
Daryl'ın beni aldattığını düşündüğümde sevişirdik, gözlerini kapatırdı, ben de hep kimi düşündüğünü hayal etmeye çalışırdım.
Muita coisa mudou durante os quatro anos que estiveste preso.
Ogygia'da kapalı kaldığın dört yılda çok şey değişti, Michael.
Achas mesmo que sobreviveremos durante 500 km num comboio através do território do Daesh?
ILİD bölgesinde bir trende 500 kilometre boyunca hayatta kalabileceğimize inanıyor musun?
Durante a viagem de comboio, só temos de passar despercebidos.
Trene binince yolculuğun geri kalanında dikkat çekmeden dururuz.
Durante dez anos na equipa Olhos no Céu.
10 yıl boyunca Gökteki Göz ekibinde çalıştım.
Não podes ir durante a noite.
Akşam vakti oraya gidemezsin.
Sabe, antes da operação, eu não saí de casa durante um ano.
Ameliyattan önce, bir sene evden çıkmadım.
Aguente durante sete e, depois, expire, pelo nariz, durante oito.
Yedi saniye tut ve burnundan sekiz saniye nefes ver.
Só queria dormir durante um bocado.
Sadece biraz uyumak istemiştim.
Ela sofreu abusos durante toda a sua infância.
Bütün çocukluğu boyunca tacize uğramıştı.
Ele esteve disfarçado durante um ano inteiro.
- Bir yıldır gizli görevde.
Estavas a chorar durante o filme?
İzlerken ağlıyor muydun?
Depois andei pela festa durante uma hora com o cagalhão na mão e a apresentá-lo às pessoas, do género :
Sonrasında bir saat kadar partide kaldım. Ortalıkta bokum elimde dolanıp onu insanlarla tanıştırdım.
Durante 18 anos, fizeste-me acreditar que podia ter uma vida normal.
Normal bir hayat yaşayabileceğime 18 yıl boyunca beni inandırdın.
Escondi a Taça durante 18 anos.
Kupa'yı 18 yıl boyunca sakladım.
Eu e a Clary fomos a tua prioridade durante 18 anos.
18 yıl boyunca Clary ile beni hep ilk sıraya koydun.
Durante o ataque à Cidade dos Ossos, o Jace lutou com bravura e, a Clave, na sua sabedoria, exonerou-o de todos os crimes.
Kemikler Şehri'ne yapılan saldırıda Jace yiğitçe savaştı ve bu nedenle Meclis de hakkındaki tüm suçlamaları düşürdü.
Durante a minha subida na carreira na Clave apaixonei-me por uma mulher.
Meclis'teki kariyerimde basamakları tırmanırken bir kadına aşık oldum.
No nosso banco preferido, durante o dia...
Güneşin altında en sevdiğimiz banktayız...
Durante séculos, ouvimos a lenda de um grande líder.
Müthiş bir lider efsanesini asırlar boyunca dinledik.
Um vampiro que consegue caminhar durante o dia.
Gün ışığında yürüyebilen bir vampirle ilgiliydi.
Longinus é o nome geralmente associado ao centurião romano que picou a lateral de Cristo durante a crucificação.
Longinus adı genellikle çarmıha gerildiği sırada İsa'nın yüzünü delen Romalı askerle özdeşleştirilir.
Não sei, mas lembra-te que ele planeou durante séculos.
Bilmiyorum ama şunu unutmayın, o bunu yüzyıllardır planlıyordu.
Levas esta moça contigo durante todas as tuas provas e aflições numa qualquer ilha.
Bu kız bir adadaki tüm sıkıntı ve çilelerinde yanındaydı.
Durante 3 anos, trabalhaste sozinha.
3 senedir tek başına çalışıyordun.
Durante os últimos três anos, tens tentado entender isso porque tens medo do que aconteceu contigo. E do que te tornaste. Por isso estás a fugir.
Geçtiğimiz 3 sene boyunca bunu idrak etmeye çalışıyordun çünkü başına gelen olaydan ve dönüştüğün şeyden korkuyordun bu yüzden ondan kaçıyorsun.
Os homens do Sonus capturaram-na e torturaram-na durante duas semanas, para que, se ela não saísse da Polícia, fosse afastada por trauma psicológico.
Sonus'un adamları Tina'yı yakalayıp iki hafta boyunca işkence etmişler. Yani polislikten istifa etmeseydi bile psikolojik travma yüzünden meslekten süresiz uzaklaştırılırdı.
Lavei cobertores numa mesquita, durante uns tempos.
Bir süre bir camide halı yıkadım.
Ela faz um filme e rende durante uma década.
Bir filmde oynasın, on yılı kurtulur.
Eles limpam-no, mas durante cinco horas, estou no inferno de merda de cão.
Temizlediler ama beş saat boyunca köpek boku cehenneminde yaşadım.
E fiquei ali sentada, sozinha, na esquina, no escuro, durante o que me pareceu uma eternidade.
Köşe başında tek başıma karanlıkta oturuyordum. Orada geçirdiğim süre bitmek bilmedi.
No outro dia, deixei o telemóvel no carro durante uma hora e não me passei.
Geçen gün telefonum arabada kalmıştı, bir saat boyunca kafayı yemedim.
É difícil imaginar-me em Nova Iorque durante algumas semanas, longe de LA.
Ama birkaç hafta Los Angeles'tan uzakta, New York'ta olma fikri bir türlü aklıma yatmıyor.
Mas, durante o caminho, voltaste para a tua casa em Starling City, mas não tiveste coragem de encarar a tua família. - Como é que sabes disso?
- Bunu nereden biliyorsun?