Translate.vc / Português → Turco / Duty
Duty tradutor Turco
129 parallel translation
Está ali o carrinho para as compras livres de impostos.
Duty-free arabası orada.
Entro agora de serviço ao Púlpito.
Minber bu gece Duty izle.
Vai ao duty-free?
Sen de gümrüksüz alışveriş mi yapacaksın?
Vou poder ir ao Duty Free.
Gümrük vergisiz malların olduğu dükkana bile gideriz.
- Ao Duty Free?
- Gümrük vergisiz mallar mı?
O Duty Free é a maior aldrabice que há.
Gümrük vergisiz mallar satan dükkanlar kazıkçıdır.
Ainda assim, gosto de ir ao Duty Free.
Yine de gümrük vergisiz mallar satan dükkana uğramak istiyorum.
Gosto de ir ao Duty Free
# Gümrük vergisiz mallar satan dükkana uğramak istiyorum. #
Gosto de parar No Duty Free
# Gümrük vergisiz mallar satan dükkana uğramak istiyorum. #
Eu deivia ter sido descongelado em Hollywood para o milésimo aniversário da exibição de "Jury Duty ll".
Jury Duty II filminin 1000. yılı şerefine düzenlenen törende çözülmem gerekiyordu.
JURY DUTY II, COM O DR. PAUL SHORE GALA DE 1000º ANIVERSÁRIO Quando viram que não eras ele atiraram-te para uma vala.
O olmadığını anladıklarında sizi fırlatıp atmışlar.
Está no duty-free a comprar uma prenda à Ade.
Mağazadan Ade'e hediye alıyor.
Está no duty-free a comprar uma prenda à Ade.
Magazadan Ade'e hediye aliyor.
It's our duty to protect ECOBAN
ECOBAN'ı korumak görevimizdir.
Depois de a hospedeira dizer "duty-free", ele fica bem-disposto.
Hostes "vergisiz alışveriş" dedikten sonra keyfi yerine gelmiştir.
A seguir, exibiremos a gama de produtos duty-free.
Birazdan çeşitli duty-free satışlara başlıyoruz.
Bem-vindos à zona franca, Holligan 15.
Duty Free'ye hoş geldiniz Hooligan 15 Parfüm?
Eu vi a Kirsten Dunst no "duty-free" comprando Tylenol... muitos.
Kristen Dust'ı mağazada gördüm... Tylenol alıyordu... hemde çok.
é como se entrássemos numa loja duty-free!
Beleşçi dükkanı gibi!
O dever chama-me.
Duty aradı.
O meu jogo favorito tirando o Call of Duty.
Call of Duty'den sonra en sevdiğim oyun.
Depois, um jogo de " Call of Duty 4 :
Sonra bam! Call of Duty 4 :
És um dos melhores jogadores de "Call of Duty 4" da loja.
Morgan, bence bütün mağazanın en iyi Call of Duty 4 oyuncularından birisin.
Muito bem, vi uma correspondência da Infinity Ward no lixo, e o meu palpite é que recebeste uma demonstração antecipada do próximo Call of Duty?
Infinity Ward'dan bir e-posta geldiğini gördüm. Bir sonraki Call of Duty oyununun demosunu oyun piyasaya çıkmadan sana gönderecekler anlaşılan.
Tudo começou com o próximo Call of Duty.
Her şey yeni Cali of Duty oyunuyla başladı.
- Call of Duty 4.
- Neyi?
- O quê? - Call it duty 4.
- Call of Duty 4.
- Call of Duty 4. - Call of Duty 4?
- Call of Duty 4?
A área fechada do Call of Duty.
Call of Duty'nin muharebe bölümü.
Só estava a pensar se tinhas cinco a quarenta e cinco minutos para testar uma estratégia nova de Call of Duty?
Sadece 5 ila 45 dakikan var mı diye soracaktım. Yeni Call of Duty stratejisini test etmek için.
Tenho andado na preguiça... a jogar ao Call of Duty 4 e a comer gelados.
- Hz.İsa - Tabi canım. Şu salaklara bir baksana dinlemiyorlar bile.
- Ouviste do Call of Duty 4?
Call of Duty IV oyununu duydun mu?
- Call of duty 4.
- Call of Duty IV.
- Call it duty 4.
- Ne? - Call of Duty IV.
- Call of Duty 4?
- Call of Duty IV. - Call of Duty IV mu?
Os Call of Duty anteriores era baseados... na 2º Guerra Mundial. É um jogo de guerra.
- Savaş oyunu.
Mas este é no Iraque.
Diğer Call of Duty oyunlarının çoğu... 2. Dünya Savaşıyla ilgiliydi ama bu Irak'ta geçiyor. - Öyle mi?
O Heavy Duty acha que vocês deviam ficar por cá permanentemente.
Heavy Duty siz ikinizin burada kalıcı olmasını istiyor.
Deveria comprar as minhas gravatas em Paris, usá-las uma ou duas vezes e metê-las num saco de duty-free.
Tüm kravatlarımı Paris'ten alıp bir iki kez takıp vergiden muaf bir çantaya tıkmalıyım.
Este chama-se :
Bu, Call of Duty :
Call of Duty : Modern Warfare.
Modern Warfare.
Sou um mestre em Call of Duty.
Call of Duty'de uzmanlaşıyorum.
Sim, os jogos. Levaram o "Halo 1", o "Halo 2", o "Halo 3", "Call of Duty 1", "Call of Duty 2", "Call of Duty 3",
Halo 1, Halo2, Halo 3, Call of Duty 1, Call of Duty 2, Call of Duty 3, Rock Band, Rock Band 2,...
Tal como no "Call of Duty".
Call of Duty'deki gibi.
Não quero parecer indelicado. - O dever ( duty ) chama.
Kabalık etmek istemem ama görev çağırıyor.
Ho, ho...
Jury Duty II filminin 1000. yılı şerefine düzenlenen törende çözülmem gerekiyordu.
O Duty Manager do Burlington tem ligado, quer saber - se podemos acomodar os Junk Dogs.
Onlar bizim can damarımız.
- Ouviste do Call of Duty 4? - O quê?
Call of Duty 4'ü duydun mu?
- É sobre o quê? Os Call of Duty anteriores era baseados... na 2º Guerra Mundial. É um jogo de guerra.
- Konusu ne?
- Call of duty 4? - Call of Duty 4.
- Call it Duty IV mü?
Consegui boas coisas no Duty Free.
İstemediğini anlatabileceğini keşfettim. Büyük ikramiyeyi Duty Free'de buldum.