Translate.vc / Português → Turco / Dêmos
Dêmos tradutor Turco
76 parallel translation
E como a Sra. Dukesbury e o livro de cheques dela... são inteiramente responsáveis por esta magnífica festa, sugiro que lhe dêmos uma grande salva de palmas.
Bu muhteşem partiyi Bayan Dukesbury'ye... ve onun çek defterine borçlu olduğumuza göre... onu alkışlamalıyız bence.
A Ruth tem medo de admitir que eu e ela dêmos as mãos.
Ruth, daha önce tanıştığımızı bile kabul edemeyecek kadar korkuyor.
Dêmos graças ao senhor pelo que vamos receber. Amén.
Yiyeceklerimiz için Tanrı bizi çok müteşekkir etsin.
Ou podem estar à espera que dêmos o primeiro passo.
Paul, belki de ilk hareketi bizim yapmamızı bekliyorlardır.
Foi por isso que nos dêmos bem no inicio, Frank.
Hayat bu. Bu yüzden başlarda iyi anlaştık Franck.
Recomendo que lhe dêmos um passe de 24 horas.
Efendim, 24 saatlik geçiş izni vermemizi öneriyorum.
Rezemos o terço pelos vivos, e dêmos graças pela própria vida.
Bu gece, yaşayanlar ve hayat için tespih duasını okuyalım.
Não dêmos muita importância a isto, ou não sobreviremos, esta noite!
Bu işi büyütmeyelim yoksa başaramayacağız.
A menos que lhe dêmos presentes que possa usar depois da gravidez.
Eğer bütün hediyeler hamileliğinden sonra kullanabileceği şeyler olursa...
Tonane, importas-te de dêmos uma vista de olhos..... enquanto Xe-Is toma a decisão?
Tonane, biraz etrafı kolaçan edebilir miyiz,..... Xe-Is kararını verirken?
Talvez vá explicar tudo ao meu bom amigo da Gestapo e ele ache piada e ainda dêmos umas boas gargalhadas.
Belki gidip, herşeyi Gestapo'daki iyi dostuma açıklarsam işin komik yanını görür ve bir güzel güleriz.
Os peixes vão implorar que lhes dêmos estas minhocas.
Balıklar bu solucanlara atlayacaklar.
- Dêmos-lhe $ 44.
- Sana 44 dolar verdik.
- Queres que dêmos cabo deles?
- İşlerini mi bitirelim?
Dêmos-lhe um segundo.
Bir saniye bekleyelim derim.
Importam-se que dêmos uma mão? Whoo-hoo!
Yardım etmemde sakınca var mı?
Foi por isso que nos dêmos bem no inicio, Frank.
Bu yüzden başlangıçta... uzun bir süre kendimizi iyi hissediyorduk.
Talvez dêmos graças pelas coisas que sabemos.
Belki tanıdığımız şeyler için şükran duyuyoruzdur.
E talvez dêmos graças pelas coisas que nunca saberemos.
Ve belki asla tanıyamayacağımız şeyler için de şükran duyuyoruzdur.
Dêmos uma festa pijama.
Yatıya misafirlerim vardı.
Não te importas que dêmos uma olhada no vosso quarto?
Odana biraz göz atmamızın bir sakıncası var mı?
Olhe, tudo o que peço é que dêmos uma espreitadela para ver o que há lá!
İzninizi iptal edebilir. Mezarı kaybedebiliriz.
Dêmos graças ao fabricante!
Üreticiye şükürler olsun.
Dêmos cerca de 15 litros de O2.
15 litrelik oksijene bağlı.
Não quer que dêmos uma vista de olhos para ver se falta alguma coisa?
Herhangi bir şey çalınmış mı diye bakmamızı da istemiyor musunuz?
Importa-se que lhe dêmos uma vista de olhos?
Bir göz atmamızın sakıncası var mı?
Vou levá-la a comer comida chinesa e depois talvez dêmos uma volta pelo parque.
Oh, Onu Çin Restoranı'na götüreceğim ve daha sonra belki parkta yürürüz.
Dêmos graças pelas suas famílias.
Aileleri için ne şükran günü ama.
Dêmos alguma privacidade aos senhores.
Beyleri rahatsız etmeyelim.
Então quer que dêmos as boas vindas a esta Nicole que costumava trabalhar aqui?
- Evet. Hepimizden, eskiden burada çalışan bu Nicole'a hoşgeldin dememizi istiyorsun?
Está tudo à espera que dêmos a volta a isto esta temporada, por isso a pressão aumenta.
Biliyorsun işte, herkes bu yıl işleri tersine çevirmemizi bekliyor, yani üzerimizde baskı var.
O Chefe quer que dêmos ao George um dos nossos internos?
Şef bizden George'a birer intörnümüzü vermemizi mi istiyor?
O que ele vai dizer quando souber que dêmos boleia à sua filha para não chegar atrasada à escola?
Ona kızını okula bıraktığımı söyleyeceğim ama tabi okula geç kaldırdığımdan bahsetmeyeceğim.
Só lhe dêmos boleia.
Yoldan aldığımız birisi.
Não podemos. Ela exige que lhe dêmos alta para que ela volte para o marido em casa.
Kocasının yanında olmak için taburcu olmak istiyor.
Dêmos graças aos Espíritos.
İyi Ruhlar'a şükürler olsun.
Vamos fazer isto... -... antes que dêmos demasiado nas vistas.
Fazla dikkat çekmeden bitirelim şunu.
Dêmos-lhe mais umas recordações.
Onlara bizi hatırlayacakları bir hatıra bırakalım.
Então dêmos graças, Irmão.
O zaman şükredelim kardeşim.
Optimo. Importa-se que dêmos uma vista de olhos aos cadáveres
Cesetlere bakmamızın sakıncası var mı?
O que digo é que dêmos à Callie a melhor hipótese que puder ter.
- Hayır, ben diyorum ki Callie'ye en iyi şansı verelim.
Queres que te dêmos boleia?
Seni bırakmamızı ister misin?
- Importas-te que dêmos uma olhada?
- Bakabilir miyiz?
Quer dêmos conta ou não, o nosso corpo está constantemente a proteger-se.
Farkında olun ya da olmayın vücudunuz sürekli kendisini korur.
Eu sei, querida, mas a agente imobiliária equipou a casa com mobília falsa e quer que dêmos uma espreitadela antes de abrir a casa ao público.
Biliyorum, bebeğim ama emlakçı, evi sahte mobilyalarla döşemiş ve alıcılar evi ziyaret etmeden kontrol etmemizi istedi.
Sempre dêmos as mãos antes.
El ele tutuşalım mı?
Quer que dêmos o nosso melhor?
İşimizde iyi olmamızı istiyorsun.
Dêmos o nome e a sua fotografia a todos os transportes que saem da cidade.
Adını ve yüzünü şehirdeki tüm toplu taşıma araçlarına yapıştırdık. Şu ana kadar hiç hareket etmedi.
Sim, quando não estão a beber e a jogar nas vossas reservas, as quais vos dêmos.
Sarhoş değilken ve size verilen ipoteğin üzerinden kumar oynamazken gururlu insanlarsınız tabii.
Dêmos as boas-vindas... ao Conde Girolamo Riario, emissário de Roma, ao nosso Éden, à nossa Florença!
Roma temsilcisi Kont Girolamo Riario'ya cennetimize, Floransa'ya hoş geldin demek istiyorum.
Não se importa que dêmos uma vista de olhos?
Alınmayın ama etrafa bir göz atacağız.