Translate.vc / Português → Turco / Eisenhower
Eisenhower tradutor Turco
315 parallel translation
O fim veio em Túnis quando o Eixo foi pego entre os britânicos, os franceses e os americanos sob Eisenhower, e se renderam incondicionalmente.
Geri çekilme Tunus'ta son buldu. Eisenhower komutasındaki Amerikalılar, İngilizler ve Özgür Fransa
Não creio que Eisenhower nos atacará por mais um dia ou dois.
GüçIü Eisenhower'ın yakın zamanda saldırıya geçeceğini sanmıyorum.
Eisenhower não tentará até a primavera, é claro.
Eisenhower bahara kadar bir harekat yapmayacak.
Eles querem prendê-lo, assumir o governo e fazer paz com Eisenhower imediatamente.
Onu tutuklayıp hükümeti ele geçirmeyi... ve Eisenhower ile derhal barış görüşmelerine başlamayı planlıyorlar.
Eisenhower não fará paz separadamente.
Eisenhower müttefiklerinden ayrı bir barış anlaşması yapmayacaktır.
... E, quanto a mim, continuará a ter isso porque não acredito que o Presidente Eisenhower deixe Cuba enquanto tivermos mil milhões de dólares investidos.
... ve bu haberler sürecek. Başkan Eisenhower'ın Küba'dan çekileceğine inanmıyorum, bu ülkeye bir milyar dolarlık yatırım yaptık.
Não sou o Eisenhower.
Ben Eisenhower değilim.
Mas, General, desta vez, faz o papel de Eisenhower.
Ama general, bu sefer Eisenhower rolündesiniz.
Eisenhower nunca arriscaria.
Eisenhower bu riski asla almaz.
Venho de Paris com uma mensagem para o general Eisenhower.
Paris'ten geldim General Eisenhower'dan mesaj getirdim.
o que nos disse é exatamente o que o general De Gaulle tem dito a Eisenhower.
İşin gerçeği bize söyledikleriniz General de Gaulle'in Eisenhower'a... söylediklerinin aynısıydı.
Se o eliminássemos, acho que o General Eisenhower... lançaria a sua segunda frente contra nós em vez dos alemães.
Onu yok edersek, sanırım General Eisenhower... ikinci cepheyi Almanlara karşı değil, bize karşı açar.
Eisenhower!
Eisenhower!
- Eisenhower.
- Eisenhower.
Dwight D. Eisenhower
Dwight D. Eisenhower
Ligue ao quartel-general do General Eisenhower.
General Eisenhower'ın karargâhını bağlayın.
Já não espia para o Eisenhower, trabalha para mim.
Eisenhower'ı unutabilirsin, bana çalışacaksın.
Foi o General Eisenhower que mandou.
General Eisenhower'ın emriyle geldim.
Cá entre nós, Eisenhower mandou-me a Malta.
Eisenhower, Malta'ya gitmemi emretti ; ama resmen değil.
- Ainda nada do Gen. Eisenhower?
- Eisenhower'dan hâlâ cevap yok mu? - Hayır, efendim.
... E, quanto a mim, continuará a ter isso porque não acredito que o Presidente Eisenhower deixe Cuba enquanto tivermos mil milhões de dólares investidos.
... ve bu haberler sürecek. Başkan Eisenhower'in Küba'dan çekileceğine inanmıyorum bu ülkeye bir milyar dolarlık yatırım yaptık.
Num palco diferente, outro americano, o General Dwight David Eisenhower, era Comandante Supremo da Overlord, por ordem de Roosevelt.
Tüm bunlar yaşanırken bir diğer Amerikalı General Dwight David Eisenhower Roosevelt tarafından Overlord harekâtının başına getirildi [6].
Eisenhower liderara a expedição no Norte de África em 1942.
Eisenhower 1942'de, Müttefiklerin, Kuzey Afrika harekâtını yönetmişti.
Acho que temos sempre problemas, mas o General Eisenhower, como Comandante Supremo dos Aliados, ele tinha um jeito incrível para se dar com pessoas de outros países.
Her zaman sorunlarla karşılaşırsınız ancak General Eisenhower müttefiklerin başkomutanı olarak, farklı milletlerden askerlerle iyi geçinmek konusunda oldukça hünerliydi.
Eisenhower e os comandantes delineavam as estratégias.
Eisenhower, stratejik koordinasyonu sağlamak için sürekli komutanlarla buluştu.
O General Eisenhower deixou claro que queria ganhar confiança, não só no que podíamos fazer como meteorologistas, principalmente eu para ele, mas ele queria saber que confiança podia dar nas próprias palavras que eu usava e no meu tom de voz.
General Eisenhower çok önceden ona kişisel olarak bildirdiğimiz tahminlere meteoroloji uzmanları olarak bizim ve benim kullandığımız kelimelerden ve ses tonumuzdan yola çıkarak bu tahminlerin doğruluğuna ne derece güvenebileceğinden emin olmak istiyordu.
Na noite daquela quarta-feira, 31 de Maio, mesmo aí avisei o General Eisenhower que as condições para o fim-de-semana seguinte, principalmente na noite de domingo e na manhã de segunda, as alturas cruciais da Overlord, iam ser tempestuosas, mas continuámos a reunir-nos.
31 Mayıs çarşamba akşamı General Eisenhower'a havanın gelecek haftasonu özellikle pazar gecesi ve pazartesi sabahı yani harekâtın en kritik zamanlarında fırtınalı olacağını söylememe rağmen, toplantı yapmaya devam ettik.
Tinha de falar perante o General Eisenhower e seus comandantes, que se reuniam duas vezes por dia nestes dias fatídicos, 1, 2 e 3 de Junho.
1, 2, ve 3 Haziranda, savaşın en kritik günlerinde hiç olmasa günde iki kez toplanan General Eisenhower ve kurmaylarından önde olmam gerekiyordu.
À noite, a minha confiança na previsão para este período de acalmia tinha aumentado tanto com os relatórios seguintes que convenci o General Eisenhower e os comandantes que o bom tempo chegaria no fim da segunda-feira depois da tempestade de domingo e da manhã de segunda.
Akşam vakti, hava durumu hakkındaki bu öngörüm gelen diğer raporlar da hesaba katılınca bir hayli kuvvetlendi. Bu fasılanın, pazar gecesi fırtınadan ve pazartesi sabahından sonra, aynı gün geç saatlerde geleceğine General Eisenhower ve diğer komutanları ikna ettim.
Não estava na reunião, mas levei o general para lá.
Toplantıda değildim ancak Eisenhower'ı oraya götürdüm.
Os comandantes leram algo do General Eisenhower :
Birlik komutanı, General Eisenhower'dan gelen mesajı okudu.
Esperava-se que as baixas fossem de sete em cada dez, como Eisenhower bem sabia.
Muhtemel zayiatlarının çok ağır olması bekleniyordu, yüzde yetmiş nisbetinde. Eisenhower da bunu iyi biliyordu.
Mais tarde, o General Eisenhower disse : "Kay, é muito difícil olhar um soldado nos olhos sabendo que o podemos estar a mandar para a morte."
Sonraları General Eisenhower "Kay, bile bile ölüme gönderdiğin bir askerin yüzüne bakmak çok ama çok zordur, bilirsin." dedi.
Só a insistência de Eisenhower e do próprio rei impediram Churchill de ir à Normandia no Dia D.
Yalnızca Eisenhower'ın ve İngiliz Kralı'nın ayak diremesi Churchill D-Day'e iştirak etmesine engel oldu.
Eisenhower visitou o campo de batalha e escreveu :
Eisenhower savaş alanına dair gözlemlerini şöyle kaydetti :
Pedi ao meu amigo Bedell para pedir ao general Eisenhower para fazerem uma acção separada para libertar o resto da Holanda.
Arkadaşım Bedell Smith'den, Hollanda'nın kalan kısmını kurtarmak adına ayrı bir harekâta başlayıp başlayamayacaklarını General Eisenhower'a sormasını istedim.
Eisenhower disse : " Não me agrada.
Eisenhower, "Hayır. Bu fikri beğenmedim. Bu kıskaçvari bir hareket." dedi.
Eisenhower, ao guarnecer a frente de 1600 km, deixou pontos enfraquecidos.
Eisenhower, 1.600 kilometrelik hat boyunca, birliklerini küçük parçalara ayırmıştı.
Nesse dia, Eisenhower foi promovido a General de cinco estrelas. E o Marechal de Campo Montgomery pediu para ir a casa no Natal.
O gün Eisenhower Mareşalliğe yükseltilmiş Feldmareşal Montgomery, Noel'i İngiltere'de geçirmek üzere izne ayrılmıştı.
Eisenhower é recebido como um herói após a vitória na Europa.
Washington. General Eisenhower, Avrupa'daki başarıları nedeniyle, bir kahraman gibi karşılandı.
O general americano, Dwight D. Eisenhower era comandante supremo.
Amerikalı bir general, Dwight D. Eisenhower müttefik orduları başkumandanıydı.
No caminho, as tropas ouviram uma mensagem do General Eisenhower.
Yolda, askerler General Eisenhower konuştuğu bir yayın dinlediler.
De todas as batalhas do General Einsenhower, esta é aquela em que chegámos mais perto de uma derrota táctica.
General Eisenhower'ın muharebeleri içerisinde bu, bence taktiksel olarak yenilgiye en yakın olduğumuz andı.
Mas, em Março de 1944, ambas as forças de bombardeiros foram colocadas sob o comando de Eisenhower, para preparar o Dia D.
Lakin Mart 1944'te her iki bombardıman kuvveti, D-Day'e hazırlanmak amacıyla Eisenhower'ın tümüyle emrine verildi.
Logo, o controlo do continente estava nas mãos de três estranhos, visto que os ingleses apenas contribuíram com 25 % do total da força anglo-americana de Eisenhower.
Yani kıtanın fizikî kontrolü üç yabancının elindeydi. Çünkü her ne kadar Eisenhower'ın Anglo-Amerikan gücüne % 25 nisbetinde bir katkı verseler de, İngilizler de işin bir parçasıydı.
E dá-me vontade de rir tentarmos tão desesperadamente ser únicos quando somos todos iguais - Eisenhower, Kennedy, Johnson, eu, tu, não há gajo que não tenha tido uma gaja que lhe fez a vida negra.
Ama hepimiz aynıyken, umutsuzca eşsiz biri olmaya çalışmamız beni hep çok güldürür. Eisenhower, Kennedy, Johnson ben, siz, her adamın aklını başından alan bir piliç vardır!
- Do Eisenhower.
- Eisenhower.
Do Eisenhower.
Eisenhower.
Isto é sobre a campanha de Eisenhower em 1952. O Hunt esteve ligado a ela.
Oh, bunlar da Hunt'ın bağlantılı olduğu 1952 Eisenhower kampanyasıyla ilgili şeyler.
O interessante é que saí umas poucas vezes com uma mulher... do governo de Eisenhower.
Eisenhower hükümeti döneminde ilginç bir kadınla çıkmıştım.
Eu andava a tentar fazer-lhe a ela o que o Eisenhower andou a fazer ao país durante os últimos oito anos.
Çünkü Eisenhower'in sekiz yıldır ülkeye yaptığını ben de ona yapmaya çalışıyordum.