English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Elegante

Elegante tradutor Turco

2,381 parallel translation
Não me parece que haja uma maneira elegante de fazer isto.
- Bunu yapmanın kibar yolu yok.
Não é o mais elegante, eu sei, mas vai manter-te quente.
Modaya uygun olmasa da seni sıcak tutar.
Não é elegante o suficiente para ti?
Senin için yeterince sosyetik değil mi?
Como te chamas, elegante?
Senin adın ne, yakışıklı?
Parece elegante.
Havalı görünüyor.
Diz você com a sua conversa elegante.
Havalı konuşmanla öyle diyorsun demek.
Elegante.
Şahaneymiş.
Caraças, pá, que elegante.
Ne oldu sana dostum?
É o adeus à casa elegante mas acolhedora em Westchester, com uma prestação sensata que posso pagar sem mexer nas minhas poupanças.
Ben de vazgeçiyorsam? Ya Westcehter'daki ucuza kiralayabileceğim sıcak ve narin yuvamdan vazgeçiyorsam? Hem de tasarruflara boğulmadan.
Com classe, elegante.
Klasikti, zarifti.
OLha como ele tem um traje elegante.
- Kıyafeti çok şık.
Diz-me como sou elegante.
Ne kadar yakışıklı olduğumu anlat.
É como se eu fosse uma alma elegante aprisionada neste corpo brutamontes.
Sanki bu ayı bedenimde, bu hayvansı bedenimde hapsolmuş, sıkışmış, kalmış incecik bir ruh gibiyim ya.
Vamos lavar os dentes, vestir roupas caras, vamos a esta festa elegante e vamos divertir-nos.
Dişlerimizi fırçalayacağız, pahalı giysiler giyeceğiz bu havalı partiye gidip bir güzel eğleneceğiz.
Que tenha bom gosto, seja elegante, mas adequado.
Her şey zevkli, şık ama uygun olsun.
A Igreja de St. Mark para a cerimónia e depois uma recepção elegante.
Tören için St. Mark's, sonrasında küçük ve zevkli bir resepsiyon.
Ele é muito elegante, não é?
Çok zarif bir adam, değil mi?
A minha mais pobre tentativa não é comparável a algo tão elegante, simples e considerativo.
Mütevazı çalışmam böylesi seçkin sade, duru, Doğruluk ve İyiliğin ışığıyla doldurulmuş bir şeyle kıyaslanamaz bile.
Tudo graças a um turista que chegou aqui só para escrever algum ensaio elegante. Como terminei este verão!
"Bu Yazı Nasıl Geçirdim" başlıklı havalı bir rapor yazacak bir turist için mi!
Pois, desenhos. Que descrição tão elegante e realista. Mas não passa dum livro, por isso...
Oldukça şık resimler var ama ne de olsa bir kitap.
Com o penacho elegante De Jefferson em Monticello
* Gösterişli Jefferson at Monticello'nun peruğu ile *
Estás elegante como sempre, Clive.
Her zamanki gibi çok yakışıklı görünüyorsun, Clive.
Ao ver a Maya neste vestido de noiva, fico impressionado em constatar que se tornou numa mulher bonita e elegante.
Maya'yı bu gelinlikle görünce büyüyüp ne kadar güzel ve zarif bir genç kadın olduğunu anlayıp büyülendim.
Eras divertida, elegante, refinada... chamavas-me de "Senhor".
Komiktin, zariftin, kibardın... Bana "efendim" diyordun.
No meu elegante vestido, ninguém vai suspeitar que na verdade estou numa missão para ajudar o meu primeiro escravo a fugir para a liberdade.
Zarif elbisem içinde, kimse benim aslında hayatımın ilk köle kurtarma görevinde olduğumu fark etmeyecek. "
E agora é a mulher mais elegante e popular do mundo!
Şimdi ise dünyadaki en asil ve popüler kadınsınız!
Robin Scherbatsky, pareces-te com a prostituta mais elegante e dispendiosa de sempre.
Robin Scherbatsky. Gelmiş geçmiş en zarif en pahalı fahişeye benziyorsunuz.
Este é bastante elegante.
Bu gayet şık.
Meu Deus, sim! Isso é elegante.
Tanrım, evet, zevk diye buna denir işte.
Isto é que é um nu elegante. Chama-se "Uma Saída Atrevida em Tottenham Court Square".
Adı "Tottenham Meydanı'nda şımarık bir gezinti."
Meu Deus, sim! Isso é elegante.
Aman Tanrım, evet, işte zevk budur!
Isto é que é um nu elegante.
İşte bu zevkli çıplak.
Por isso envolvi-me com um jovem elegante chamado Rodginald.
Ben de, Rodginald adında genç bir hanım evladıyla arkadaşlık etmeye başladım.
Há um alerta para um homem de fato elegante.
Parlak takımlara ilgisi olan bir adam için kaçak ilanı asılmış dışarı.
Pela minha experiência, requerem alguma coisa mais elegante do que o "jogo da cabra-cega".
Benim tecrübeme göre bu iş, duruma bakıp ona göre hareket etmekten daha zekice bir yöntem gerektirir
Saí agora de uma reunião com uma revista ligada à Time Life e vi uma figura elegante.
Time-Life grubundan bir dergide görüşmeden çıktım. Bir de kimi göreyim?
Estás tão elegante.
- Çok şıksın.
Fibra não entrelaçada de Kevlar. Elegante, confortável e térmico.
İpek gibi, rahat mı rahat termal olarak birleştirilmiş dokunmamış Kevlar iplik.
Estás muito elegante.
Çok şıksın.
Que elegante.
Çok hoş.
Era uma teoria bela, simples e elegante que descreve o comportamento das coisas próximas à velocidade da luz.
Işık hızına yakın hızlarda şeylerin nasıl davrandığını tanımlayan güzel, basit ve zarif teori, özel izafiyet teorisi vardı.
Elegante como um dálmata...
Bir dalmaçyalı kadar çekicisin...
Uma vespa parasita pode inserir o seu ferrão numa parte específica do cérebro da barata. Ela faz da barata uma escrava de uma forma muito elegante.
Parazit böcekler, iğnesini hamamböceğinin, beynine doğru belli bir noktaya sokarlar, bazen bu hamamböceğini onun kölesi haline getirir.
Comprei o fato numa loja. É elegante.
Bunu aşağıdaki dükkandan aldım.
Quando viu que podia ter vivido aqueles anos todos com o pai numa casa elegante, ficou mais do que lívido.
Onca geçen yılda babasıyla o güzel evde yaşayabileceğini fark ettiğinde kan beynine sıçradı.
Elegante.
Hoş.
Olhe, Dra. Temperance Brennan do Jeffersonian... que tal quando acabar com essas cenas de polícia e assim... vir ter comigo ao Clube Elegante... logo à noite, com os seus amigos professores?
Peki o zaman, Jeffersonian'dan Dr. Temperance Brennan, bu akşam neden sen ve öğretmen delisi arkadaşınla polisçilik ya da her neyse işte, bittikten sonra benimle hemen aşağıda ki Club Elegante'de buluşmuyorsunuz?
Trabalha na porta do Clube Elegante.
Club Elegante girişinde çalışıyor.
Esse dealer trabalha como porteiro no Clube Elegante.
Aynı adam Club Elegante'de koruma olarak çalışıyor.
Nada elegante.
Pek şatafatlı değil ama...
- Muito elegante.
Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]