English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Elsa

Elsa tradutor Turco

1,153 parallel translation
Memsahib, Elsa está a brincar com os elefantes.
Memsahib, Elsa fillerle oynuyor.
Pouco depois, quando passavamos pelas ruínas de uma aldeia... vimos um dos resultados do'jogo'da Elsa com os elefantes.
Birkaç dakika sonra, köy harabesini geçtiğimizde Elsa'nın filler ile oynamasının sonucunu gördük.
Mas agora tive muito medo... que a Elsa tivesse sido pisada por algum elefante zangado.
Ama şimdi, Elsa'nın bir fil tarafından ezilebileceği ihtimali beni çok korkutuyordu.
A questão é, receio que não possam ficar com a Elsa por mais tempo.
Konu şu ki, korkarım, Elsa'yı daha fazla tutamazsınız.
Sei que acham que estou sendo tola, mas conheço bem a Elsa.
Saçmasapan konuştuğumu düşündüğünü biliyorum, ama ben de Elsa'yı biliyorum.
Se a Elsa fosse para a vida selvagem, teria que ser noutro lugar... e tivemos permissão para levá-la para uma reserva distante, uns 500 km... onde havia muita fauna selvagem e o melhor de tudo, muitos leões.
Eğer Elsa vahşi doğaya dönseydi, başka bir bölgede olmak zorunda kalırdı ve bizde, onu bu 340 mil uzaktaki bereketli oyunların ve hepsinden önemlisi birçok aslanın bulunduğu yere götürmek için gerekli yetkiyi alabilirdik.
Planeámos passar a primeira semana... levando a Elsa para se ir acostumando ao novo lugar.
Planımız, ilk hafta Elsa'yı alıp onu yeni yerine alışmasını sağlamaktı.
Elsa, que estás a fazer?
Elsa, ne yapıyorsun?
Vamos, Elsa, desce daí.
Hadi, Elsa, kalk bakalım.
Vá lá Elsa, desce!
Hadi Elsa, in aşağıya.
Se sobrar aguma coisa daquela carcaça, e a Elsa chegar lá... e com o senso de leoa nela, ela possa entender ideia.
Eğer avın ardında herhangi bir şey kaldıysa, ve Elsa da onu alabilirse ve aslanların kokusu da onun üzerinde varsa, o genel fikri anlayabilir diye düşünüyorum.
passaram-se horas antes de chegarmos perto dos restos da zebra... e levarmo-la mais à Elsa para junto do jovem leão.
Zebra cesetlerini almamıza ve Elsa'nın bekâr erkeğe dönmesine daha birkaç saat vardı.
Mas estava muito aborrecido com aignorância da Elsa sobre sobre etiqueta de leão. que deve oferecer o manjar, sentar-se... e aguardar até que seu amo e senhor esteja satisfeito.
Ama o Elsa'nın eve yemek getirip ardından onun efendisinin karnının doymasına kadar yanında oturan dişi aslan etiketinden oldukça rahatsızdı.
claro que a Elsa não sabia disso e foi correctamente punida.
Zavallı Elsa, elbette, bunun onu acımasızca cezalandırdığının farkında değildi.
Voltámos no dia seguinte e encontrámos a Elsa, sem o jovem leão e sem a comida.
Ertesi gün, sadece Elsa'yı ve genç aslanı ve onun yemeğini bulmak için geri döndük.
Mas para Elsa, encontrar outros animais era apenas um jogo que nunca levou a sério.
Ama Elsa'ya göre, başka hayvanları sinsice izleyip avlamak, onun hiçbir zaman ciddiye almadığı oyunlardan birisiydi.
E óbviamente ela divertia-se tanto que era difícil ficar irritado com ela.
Ve Elsa, besbelli ki kızgın olmanın onun için neredeyse imkansız olması durumundan hoşnuttu.
Mas ela não conseguia alimentar-se... forçava o George a deixar-lhe comida diáriamente... e percorrer uma grande distância até outro sitio... onde a caça desportiva era permitida.
Elsa'nın kendisini beslemesindeki yetersizliğinin anlamı, George'un araziyi her gün bırakması ve atış oyunun serbest olduğu bölgeye uzun bir yolculuk yapması demekti.
À medida que as semanas passavam... continuavamos a levá-la o mais possível para passar a noite... sózinha e encontrávamo-la pela manhã exactamente onde a deixávamos... esfomeada e muito feliz por nos ver.
Haftalar boyu, Elsa'yı her gece mümkün olduğu kadar çok, sabah onu bulduğumuz yerde aç ve mutsuz, ama bizi gördüğü için sevinçli bir şekilde yeniden bulmak için yalnız bırakmaya devam ediyorduk.
Era Elsa, e era evidente que tivera um encontro... com outros leões, ou talvez um leopardo, e não tinha corrido nada bem.
Elsa çıkageldi ve besbelliydi ki Elsa diğer bir grup aslanla, ya da leoparlarla karşılaşmış, ve bu ona çok iyi gelmemişti.
Temos que levar a Elsa, e deixá-la pelo menos uma semana... e mudar o acampamento de modo a que ela não nos consiga encontrar.
Elsa'yı dışarı çıkarmak ve onu en az bir hafta yalnız bırakmalıyız bu sırada da kamp malzemelerimizi toplayıp gitmeliyiz ki böylece bizi bulamasın.
Mesmo que num momento temêssemos que ela morresse... Elsa recuperou.
Buna karşın, bir keresinde, onun öleceğinden dolayı çok endişeleniyorduk ama Elsa bunu atlattı.
Graças ao John... que foi muito gentil, apesar da sua reserva. recebemos uma extensão de tempo... bem como autorização para levá-la para outro sitio. apenas a 55 milhas de onde ela tinha nascido.
Bize Elsa'nın doğduğu yerden 35 mil uzağa, aynı zamanda George'un vahşi oyununu oynadığı yere Elsa'yı götürebilmemiz için zaman verdiğinden dolayı, tüm şüphelerine rağmen bize çok nazik olan John'a teşekkürler.
Elsa e seus leõezinhos ficaram connosco toda a tarde... e vimos que estava feliz por estar connosco novamente.
Elsa ve bebekleri tüm öğleden sonra bizimle birlikte kaldılar ve o bizimle birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu çok açık bir şekilde ifade etti.
Estava ansiosa por pegar neles, como fizera com a Elsa e as suas irmãs.
Onları alıp sarılmak, kucaklamak için ölüyordum, tıpkı Elsa ve onun kızkardeşlerine yaptığım gibi.
Pula, Elsa.
Zıpla, Elsa.
A nossa amiga... Elsa!
Arkadaşımız, Elsa.
Sim, por causa do Aragon. Se o P.C. francês está mais brando é por causa do louco do Elsa.
Aragon'a gelince, Komünist Parti gevşediyse eğer bunun müsebbibi Elsa'nın delisiydi.
Elsa, sou eu.
Elsa, benim.
Vê como estás velha, Elsa!
Kaç yaşında olduğuna bir bak, Elsa!
Dá-me essa casa de volta, Elsa!
Bu evi geri ver, Elsa!
Chama-me Elsa.
Bana Elsa de.
Tenho um plano, Elsa.
Bir planım var, Elsa.
Lohengrin desce ao campo para defender Elsa... Mas é mais fácil um duelo do que escrever uma carta.
Lohengrin, EIsa'yı savunmaya hazır ama düelloda savaşmak, bir mektup yazmaktan daha kolay.
De que Elsa estás a falar? Quem é essa Elsa?
Hangi'EIsa'hakkında konuşuyorsun?
Nunca me chama Sophie, só Elsa, desde o princípio.
Bana asla Sophie demedi, sadece EIsa.
"Elsa, graciosa com um cisne."
"Elsa, bir kuğu ile yüzüyor."
A tia Elsa também vai e ela estava ansiosa por nos ver.
Elsa teyze yemeğe geliyormuş. Özellikle de bizi görmek için sabırsızlanıyormuş.
" mas talvez deva falar-te um pouco da Elsa Opel.
"Belki sana Elsa Opel" den bahsetsem iyi olacak. "
Posso levar-te, a ti e à Elsa, a almoçar, amanhã?
Sizi yarın yemeğe götürebilir miyim?
Um momento. Elsa!
Bekle bir dakika.
Espera!
Elsa! Bekle!
Olá, Elsa.
Selam Elsa.
- Elsa.
- Elsa.
Elsa, por que não te afastas e dás ao rapaz mais espaço para respirar?
Elsa, neden kenara çekilip, oğlanın biraz nefes almasına fırsat vermiyorsun?
- É a pequena Elsa?
- Bu bayan, ufak Elza olabilir mi?
Bom dia, Tia Elsa. Como está?
Bugün nasılsın, Elsa hala?
Elsa Manny, 12 julgamentos por roubo de lojas.
Elsa Manny, 12 adet mağaza hırsızlığı vakanız var.
- Dra. Elsa Schneider.
- Dr Elsa Schneider.
Eu sou Elsa.
EIsa benim.
- Olá, Elsa.
- Selam Elsa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]