Translate.vc / Português → Turco / Estrada
Estrada tradutor Turco
15,448 parallel translation
É uma longa estrada.
Hiç bitmeyen.
Conheço essa estrada.
Bu yolu tanıyorum.
São 19 km até à estrada principal e, depois, são mais 32 km até à coisa mais próxima.
Ana yola 19 kilometre var, oradan en yakın yer de 32 kilometre ötede.
Parado na estrada
# Yolun ortasında #
A dar concertos, na estrada.
Tura çıkacağız, yollara düşeceğiz.
Gulbahar Yousofy, faz-se à estrada.
Gulbahar Yousofy yollara çıktı.
Ouve, tenho de me fazer à estrada.
- Evet. Dinle, yola çıkmak zorundayım.
Mantém-te acima dos 110 km / h. Deixa-te ir do lado certo da estrada.
Bravo! Tamam! Şimdi 70'in üzerinde tut.
É por aquela estrada cerca de uma hora mais ou menos.
O yol üstünde. Bir saat falan sürer.
Parece uma estrada.
Artık püfür püfür soğuk vurur kafadan, he.
Capotaste para fora da estrada.
Şarampole yuvarlanmıştın.
Atirou-me para fora da estrada, e arrastou-me para aqui.
Beni yolun dışına sürdü ve sürükleyip buraya getirdi.
Tentei passar e... Foi por isso que saíste de estrada.
Seni geçmeye çalıştım ve yoldan çıkmana sebep oldum.
Eu ligo-te da estrada, Kirby, prometo.
Yolda seni ararım Kirby, söz.
Faz-te à estrada, Jack.
Yollara düş.
Muito bem, velhote, sai da auto-estrada 78 ao quilómetro 114, vai para norte em direcção ao deserto.
Tamam ihtiyar, 78. otobandan 114. milde ayrıl, kuzeye git, çölün içine.
Não a deixes ir para a estrada.
Yola çıkmasına izin verme.
Quando passas a maior parte do tempo na estrada, precisas de espairecer das merdas.
Hayatını yoluna soktuğunda, birşeyler yapmak zorunda olduğunun farkına varmalısın.
Ou me mostras o que consegues fazer, ou deixo-te na berma da estrada.
Ya yapabileceğini gösterirsin yada, seni yolun karşısına koyarım.
Sim. Ela cresceu Na berma da estrada
Evet. # Yolun karşısında büyüdü
Adaptado do livro de Saroo Brierley "A Longa Estrada para Casa"
SAROO BRIERLEY'NİN "EVE GİDEN UZUN YOL" KİTABINDAN UYARLANMIŞTIR
LION A LONGA ESTRADA PARA CASA
ASLAN
Sai da estrada, palhaço!
Sokakta dolanmasana, serseri!
Vamos para a estrada.
Turneye çıkmak üzereyiz.
Outras notícias, fontes da polícia afirmam que não excluíram actos ilícitos das causas da morte da estrela de filmes para adultos Misty Mountains, cujo carro saiu da estrada na madrugada da última terça-feira.
Öte yandan polis sözcüsü, geçen Salı erken saatlerde arabası yoldan çıkan porno yıldızı Misty Mountains'ın ölümünde suikast ihtimali göz ardı edilmiş değil dedi.
Carros de estrada com estilo.
- Tarzı olan yol lastikleri.
Estamos numa cabana, algumas milhas da estrada.
Birkaç kilometre ilerideki bir kulübede kalıyoruz.
Vai-te levar diretamente para a estrada principal.
Seni doğrudan ana yola götürür.
Não há nenhuma estrada.
Yol yok ama.
Não há nenhuma estrada, caralho.
Yol yok lan!
Não há um caralho de uma estrada aqui!
Burada yol falan yok!
Vai-te foder Winston. Não há um caralho de uma estrada aqui!
Amına koyayım Winston!
Preciso de me manter concentrado na estrada.
Gözlerimi yolda tutmalıyım.
Só porque alguns saloios organizaram uma orgia de Halloween no meio da maldita estrada.
Çünkü bazı hillbilly setleri Bir Cadılar Bayramı la-la kadar Tanrım lanet yolun ortasında...
Que tal moveres essa merda para o lado da estrada?
- Bu boku nereye götürüyorsun?
Escolha essa estrada
Bu yolu seç "
A estrada que o leva a um lugar onde não tem mais preocupações
Bu yol seni tüm endişelerinin dineceği yere götürecek. "
Enquanto caminhava na estrada de repente apareceu uma curva e apenas num segundo deixei tudo para trás
"Yolda yürürken" "Aniden bir dönüş gelir" "Sadece tek bir an için"
Esta estrada vai diretamente para Dolavira.
Bu yol doğrudan Dolavira'ya gidiyor.
E depois voltamos à estrada.
Sonra da tekrar yollara düşeriz.
Está dividida em dois por uma estrada.
Ve bu yol da onu ikiye bölüyor.
O Sensei Shredder está na estrada.
Sensei Shredder hareket etti.
Vamos numa auto-estrada com o criminoso mais perigoso do mundo e não carregas a caçadeira!
Bizi gezegenin en tehlikeli suçlusuyla bir otobana gönderiyorsun ve tüfeği doldurmuyorsun!
Parece-me melhor do que guiar do lado errado da estrada no escuro.
Karanlıkta yolun yanlış tarafında sarsılarak gitmekten daha iyi görünüyor.
Diz-lhes que é onde há uma construção... - Viemos pela estrada velha.
Çalışma olduğunu, eski yola saptığımızı söyle.
Não... Estava a chover e havia alguma coisa na estrada.
Hayır, yağmur yağıyordu ve yolda bir şey vardı.
- Já quase ninguém utiliza esta estrada.
Artık kimse bu yolu pek kullanmıyor.
- Houve um acidente na auto-estrada...
Otoyolda büyük bir enkaz var.
Porque estaria na estrada? Sabe-se lá?
Neden yola atladı ki?
Estamos na estrada.
Yoldayız.
- Estamos na estrada velha.
Eski yoldayız.