Translate.vc / Português → Turco / Esu
Esu tradutor Turco
90 parallel translation
Qual sua posição?
Staley'den ESU 2'ye.
ESU 2 : estamos a aproximar-nos do vagão com os reféns no túnel.
Mevkinizi bildirin? Konuşan ESU 2.
Equipa ESU, atirador um :
ESU 1'den Nişancı 1'e.
Avisa a direcção de estradas, a ESU e um negociador de refém. Aguarda por instruções adicionais.
Otoban polisine, ESU'ya ve rehine arabulucularına haber verin.
Mande o Serviço de Emergência ( ESU ) Ir ter connosco ao edifício.
Acil Durum Birimleri bizimle Woolworth Binası'nda buluşsun.
- O ESU já foi notificado?
- ADB'ne haber verildi mi?
O ESU vai abrir um buraco na parede da sub-cave.
ADB, bodrum duvarında bir delik açacak.
Não quero os tipos do ESU a espezinhar as provas, antes de examinarmos o local.
ADB'nin biz inceleme yapmadan oraya girip, delilleri kirletmesini istemiyorum.
- Mude para o canal 2-2 para o ESU.
- ADB için kanal 2-2'ye.
ESU, ESU?
Özel Tim, Özel Tim?
Quero que fales com o ESU.
Özel Tim ile konuş.
Onde é que está o sargento da ESU?
Özel Tim çavuşu nerede?
Quero que desvies as unidades ESU para a Broadway e mantém-nos lá.
Gelen Özel Tim'i Broadway'e yönelt ve orada beklet.
As unidades ESU estão a aguardar.
Özel Tim bekliyor.
- ESU, ESU, venham pela Rua 52...
- Özel Tim, 52. Cadde'den girin...
A ESU ( Emergency Services Unit ) está neste momento a recolher uma substância tipo gelatina de uma grelha de esgoto.
Şu anda ESU lahım kapağından jöle halinde bir sıvıyı kazıyor.
As únicas unidades da Polícia de Nova Iorque que utilizam esse tipo de munições são as unidades ESU e TARU.
Bu şekilde bir kurşunu NYPd'nin saha biriminin silahları ESU ve TARU atabilir.
ESU e a HNT estão no local.
EsU ve HNT geldiler.
Scott Strauss, ESU.
Scott Strauss, ADYB. Durumun nasıl? ( ADYB :
Sou o Scott, do ESU 5.
Ben Scott, ADYB 5'ten.
Avisa a direcção de estradas, a ESU e um negociador de refém.
Otoban polisine, ESU'ya ve rehine arabulucularına haber verin.
Contactem a ESU.
Acil Hizmetler'le bağlantı kur.
A ESU irá buscar os miúdos.
Acil Hizmet Birimi çocukları toparlayacak.
Aqui é unidade ESU 2.
Ben Staley, ESU 2.
estamos nos aproximando do vagão com os reféns no túnel.
ESU 2 : güney tünelinden rehine vagonuna yaklaşıyoruz.
ESU 4, qual seu tempo de chegada?
Ben Staley, ESU 4, konumunuz nedir?
ESU 2, aqui é Staley, qual a sua situação?
ESU 2, ben Staley. Genel durumunuz nedir?
ESU, Equipe um, atirador um :
ESU Takım 1'den Sniper 1'e :
Flack, chama a Unidade Especial.
Flack, ESu ile bağlantı kur.
A Unidade Especial diz que há mais um à solta.
ESU, hesaba katılmamış bir kişi daha olduğunu söylüyor.
Como é que esu estou?
Nasıl görünüyorum?
ESU, aqui é o Agente Ortiz.
Tüm birimler, Ben Ajan Ortiz.
A Unidade de Emergência e os cães da polícia vão vasculhar os túneis.
ESU ve K-9'lar yoldaki tünelleri arıyorlar.
A Unidade de Emergência não achou traços de radiação.
ESU, şahısta ya da evinde radyasyon izi bulamadı.
Solicito reforço e o esquadrão anti-bombas rápido.
Derhal, ESU ve Bomba İmha Ekibi istiyorum.
O esquadrão anti-bombas está pronto para tirá-lo de lá.
ESU, harekete geçmek ve onu oradan almak için hazır, Frank.
Sargento, diga para todos seguirem as ordens do detetive Reagan.
Çavuş ESU'ya, Dedektif Reagan'ın yönlendirmesini izlemelerini söyle.
Nem daria para perceber por toda a bajulação que recebi do sargento do anti-bombas, da SWAT, da força tarefa.
Kıçımın çiğnenmesinden bunu bilemezdiniz. Çavuşumdan, ESU çavuşundan, SWAT timinden, özel timden yardım aldım.
Deixa a vigilância electrónica à ESU.
Sen kendi işine odaklan, Lloyd. Elektronik izlemeyi bırak da teknoloji birimindekiler yapsın.
Terei uma equipe de elite e um ônibus a postos.
ESU ile ambulans gönderirim.
O corpo de Nosso Senhor guarde a tua alma para a vida eterna.
Corpus Domini nostri esu Christi custodiat animam tuam in vitam aeternam.
O corpo de Nosso Senhor guarde a tua alma para a vida eterna.
Corpus Domini nostri esu Christi custodiat animam tuam in vitam aeternam. Amen.
O corpo de Nosso Senhor Jesus Cristo guarde a tua alma para a vida eterna.
Corpus Domini nostri esu Christi custodiat animam tuam in vitam aeternam.
Liga para o ESU, eles conseguem facilmente.
ESU'yu ara, onlar izi takip edebilirler.
Eu estava, à procura do n ° da ESU, e tinhas, janelas abertas com artigos sobre uma criança morta, Gary Margolis.
Ben sadece... bilirsin, ESU'nun numarasına bakıyorum, ve senin, çocuk katili olan Gary Margolis ile ilgili internette araştırma yaptığını gördüm.
A ESU localizou o telemóvel da Naomi e depois perdeu-o.
ESU Naomi'nin numarasını buldu ve sonra kaybetti.
Diz à ESU que continue a trabalhar.
ESU'ya bu konuda çalışmalarını söyle.
Tanto o ESU como os engenheiros, dizem-me que estão perto de encontrar o seu sinal.
ESU ve taşıyıcı mühendisleri de sinyali bulmaya yakın olduklarını söylüyor.
ESU 4, qual a posição?
Staley'den ESU 4'e.
ESU 2, qual a sua situação?
ESU 2, konuşan Staley.
Vamos notificar a emergência e a Equipe de Negociação de Reféns no caminho.
Sizi ESU ve rehine müzakere ekibi yola çıkınca haberdar edeceğiz.