English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Exterior

Exterior tradutor Turco

3,837 parallel translation
Acho que temos de recorrer ao exterior para a questão do padrinho.
Bence vaftiz baba olmak için başka birini bulmamız gerek.
Não com o que está a acontecer no exterior.
Bu gelenler varken olmaz.
Referia-me ao meu laboratório no exterior, que construímos expressamente, para os procedimentos de clonagem.
Klonlama prosedürleri için inşa ettiğimiz laboratuvara başvurmayı düşünüyordum.
A câmara quatro é do curral. A câmara cinco é do exterior do celeiro. E a câmara seis está dentro do celeiro.
Kamera 4 ahırı, kamera 5 dış taraftaki ambarı ve kamera 6 da ambarın içini görüyor.
Procurem abrigo até ouvirem oficialmente que é seguro ir para o exterior.
Resmi kaynaklardan dışarının güvenli olduğunu duyana kadar gizlenmeye devam edin.
Achei isto no exterior da escola, onde o Isaac apanhou o Boyd e a Cora a reverterem.
Bunu okulun dışında Isaac'in, Cora ve Boyd'u geri çevirdiği yerde buldum.
O exterior do prédio é 100 % coberto.
Binanın dışı % 100 kayıt altında.
Não há ninguém no exterior da casa.
Evin dışında kimse yok.
O interesse exterior só ajuda a nossa causa.
Dış desteğin davamıza yardımı olur.
- Isto não vai caber. Tens que fazer os cantos primeiro, trabalhar o exterior.
Önce köşeleri uydurman lazım, dışarıdan içeriye çalış.
O laboratório exterior do Shockwave.
Shockwave'in dışarıdaki laboratuvarı.
Estamos aqui para te irar daqui, está bem? Ele mantem a luz da lua no exterior, certo?
Seni buradan götürmeye geldik, tamam mı?
Estou a tentar criar uma conta segura de e-mail para nos comunicarmos com segurança com o exterior.
Denizaşırı iletişim kurabilmek için güvenli bir e-mail hesabı oluşturmaya çalışıyorum.
Eles atacam e drenam contas no exterior.
Gizli kıyı bankacılığı hesap bilgilerini ele geçiriyor ve içlerini boşaltıyorlar.
Definitivamente tem de estar no exterior, não no interior.
Kesin dışarıdadır, içeride değil.
Cobre o lado exterior com o Rigsby e a Van Pelt, e chamem reforços.
Rigsby'yle Van Pelt'i alıp dışarıyı tutun ayrıca destek çağırın.
Pois, vou arranjar as imagens de videovigilância do aeroporto, do interior e do exterior, juntamente com os manifestos de vôo das chegadas na altura em que o Maki efectuou a recolha.
Evet, havalimanından kamera kayıtlarına alacağım. Hem içerideki, hem de dışarıdaki. Bir de Maki'nin orada bulunduğu saatte inen uçakların yolcu listelerini alacağım.
Se estás a pensar na escotilha são abertas pelo exterior, pelo que terias que sair.
Eğer servis kapağını düşünüyorsan onu dışarıdan sürgülüyorlar o yüzden kırmak zorundasın.
Se tivessem provas de que americanos com contratos de guerra fizeram atrocidades no exterior enquanto trabalhavam para o governo dos EUA, diria que matavam para manter isso em sigilo.
Peki, Eğer ABD hükümeti tarafından deniz aşırı ülkelerde istihdam edilen Amerikalıların satış sözleşmeleri ile zulüm işlediklerinin kanıtı olsaydı, olayları örtülü tutmak için onları öldürmek isteyenler olduğunu söyleyebilirim.
Contrabandeava ossos de dinossauro para fora do Wyoming e vendia-os no exterior.
Dinozor kemiklerini Wyoming dışına kaçırdı, ve denizaşırı ülkelerde sattı.
Estávamos a fotografar no exterior.
Bahamalar'a gittiğini fark etmemiştim.
No exterior?
- Dışarıda çekim yapıyorduk.
A finalidade do vidro colorido era nunca ver o mundo exterior.
Buzlu camın olayı dışarıdaki dünyayı göstermemesidir.
O inchaço e os hematomas na mão, do lado exterior do dedo mindinho.
Elinde, serçe parmağının üzerinde şişlikler ve morluklar var.
Parece que o Wellington vai levar o neto numa longa viagem para o exterior.
Görünüşe göre Wellington torununu ülkenin dışında uzun bir gezmeye götürecek.
Se só tem alguns guardas no interior... Talvez a maioria esteja no exterior.
İçeride bir avuç muhafız var ise... o zaman çoğu dışarıda bekliyor olacak.
Só os nossos sistemas é que têm ligação ao mundo exterior.
Sadece bizim sistemimiz dış dünyaya doğrudan kablolarla bağlı.
Eu quero o lado Sul isolado do exterior.
Güneyden çıkışa kadar her yerin tutulmasını istiyorum.
Partidas, usar a voz exterior, assobios de mau gosto, e ficam riscados da lista.
# Skinner! # Eşek şakaları, dış sesini içten kullanma, keyifsiz ıslıklar listeden silinme sebebidir.
Neste momento... a hipótese mais provável é que ainda existam alguns homens do Andovers no exterior,
Şu an en mantıklı tahmine göre dışarıda başka Andover üyeleri olmalı.
- Então algo se passa no exterior.
Yani bu duvarların dışında bir şeyler oluyor. Bilmiyorum.
A patrulha encontrou um tipo no exterior das muralhas.
Devriye adamı duvarın dışında bulmuş.
Puseram "paparazzi" acampados no exterior do prédio deles durante semanas.
Haftalardır, binanın çevresi gazetecilerle kuşatılmış durumdaydı.
Querem a parte deles em uns e zeros, para transferirem o dinheiro para contas no exterior.
Kendi paylarına düşeni 1 ve 0 olarak istiyorlar. ... 401K'lerine transfer etmek offshore hesaplarına aktarmak istiyorlar.
E desta vez, o seu pessoal vão encontrar-me a perder tempo num passeio pelo exterior do clube pela câmara de vigilância.
Ve bu kez insanlar zamanlarını beni bir bardan çıkarken görüntülemek için harcamayacaklar.
O Greg começou por fotografar o exterior da cena do crime em primeiro lugar, como exige o protocolo.
Greg, protokoldeki gibi, ilk önce olay yerinin dış çekimi ile başlamış.
Parece que terminou o exterior depois das 6h00.
Dış çekimler 6 : 00'da bitmişe benziyor.
Depois o Sanders tirou as últimas 4 fotos no quarto e depois mais nenhuma até que as fotos do exterior foram feitas depois da cena discriminada.
Ve sonra Sanders yatak odasının 4 fotoğrafını daha çekti. Olay yeri bozulduktan sonra, dış çekimler yapmaya devam etmiş.
Que tipo de sócio decide interagir com as sucursais da empresa no exterior, sem avisar o outro sócio?
Ne biçim bir ortak diğerinin arkasından denizaşırı şirketlerle bağlantıya geçer?
Leve-o para o exterior
Onu dışarı çıkarın.
Ele acreditava que a única maneira... de conhecer a verdadeira natureza da pessoa, era furar a concha exterior,
Bir adamın gerçek doğasını anlamanın tek yolunun onun dış kabuğunu delmek olduğuna inanırdı.
200 000 dólares transferidos para a minha conta no exterior.
200,000 kablolu off-shore hesabıma.
Os pais das meninas basicamente compõem um grupo de empresários, celebridades, oficiais do exterior.
Kızların ailesi kısaca... Biri bir yerin CEO'su, biri ünlü, biri bir yerde yüksek rütbeli.
Obter nomes de agentes da CIA no exterior, não é barato.
CIA operasyonlarının isimlerini satın almak öyle ucuz olmaz tabii.
Wendy, pode que Kim esteja rellenita, mas a aparência exterior de uma mulher não é o único que importa, mkay?
Hayir Wendy, Kim, her seyiyle mukemmel olabilir ama bir kadinin dis gorunusu her seyi demek degildir, tamam mi?
Estão cerca de vinte homens na cave, e vinte no exterior.
Sığınakta 20 adam olmalı, tabi eğer dışarıdaki 20 adamı geçebilirsek.
No exterior da cidade.
Şehir duvarlarının dışında.
Estávamos a fotografar no exterior.
Dışarda çekim yapıyorduk.
No exterior?
Dışarda mı?
Tens de ficar no exterior a organizar tudo.
İşi yapmak için senin dışarda olman lazım.
Há sinais do alvo no exterior?
Dışarıda hedeften iz var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]