Translate.vc / Português → Turco / Faraday
Faraday tradutor Turco
335 parallel translation
Vi-o dar uma surra a Faraday em Orange a passada temporada.
Geçen sezonda Faraday'ı nasıl yendiğinizi izledim.
Vou ver o J. T. Faraday.
J T Faraday'i görmeye.
- Olá. Lewis Faraday, NASA.
Lewis Faraday, NASA.
Dr. Faraday, acho que deve dar uma olhadela nisto.
Doktor Faraday... Sanırım buna bakmanız gerekiyor.
- Dr. Faraday... como está o David?
Doktor Faraday... David nasıl?
Dr. Faraday, localizámos a garota McAdams.
Doktor Faraday? Stajyer kızın izini bulduk.
Aquele cretino do Faraday.
Faraday, o lanet olası!
Dr. Faraday pede que não saia de casa.
- Evet? Doktor Faraday, evinizden hiçbir şekilde ayrılmamanızı istedi.
Faraday falando, podem ser mais precisos na localização?
- Tabi. Ben Faraday, yerlerini tam olarak gönderir misiniz, alan çok geniş.
Faraday era um carpinteiro.
Faraday marangozdu.
Billy Faraday pode fazer Gershwin. A única moça que temos... é Todd Markham.
Billy Faraday Gershwin'i iyi oynar ama bu zamana dek elimizdeki en iyi saf kız Todd Markham oldu.
Os sapos estão a diminuir por todo o globo, Dr. Faraday. Não se sabe porquê.
Kurbağa nüfusu tüm canlıların yaşamını beraberinde dibe çekiyor, Dr. Faraday.
- Isso soa a alguma amargura. - É claro que há amargura.
- Sesiniz üzgün geldi, Dr. Faraday.
Conhece a vida selvagem em redor deste lago melhor do que qualquer pessoa, não?
Dr. Faraday, göl etrafındaki vahşi yaşamı herkesten iyi biliyorsunuz, değil mi?
O que é que anda aqui a fazer?
Tam olarak burada ne yapıyorsunuz Dr. Faraday?
Como está o Dr. Faraday?
Dr. Faraday nasıl?
Desculpe, Sr. Faraday?
Affedersiniz Bay Faraday?
Olá, Sr. Faraday.
İyi günler Faraday.
Isso é informação confidencial, Sr. Faraday.
Bu gizli bilgidir. Gizli selamlaşmayı bilmiyorsunuz.
Com força, Faraday.
Aferin sana Faraday.
Pode haver dez Michael Faraday, no norte da Virgínia.
Kuzey Virginia'da 10 ayrı Michael Faraday daha olabilir. Sen bilmeyebilirsin.
Se o pedisse à sua mulher, ela diria o mesmo.
Faraday, aynı şeyi karından istesen, yanıtı bu olurdu :
Faraday, Michael.
Faraday, Michael.
Sr. Faraday?
Bay Faraday!
Faraday?
- Faraday.
Michael Faraday.
Michael Faraday.
Não estão confirmadas suspeitas de que a bomba tenha algo a ver... com a morte da mulher do Sr. Faraday, uma ex-agente do fbi.
Yetkililer, bu bombalamanın, Bay Faraday'ın FBI ajanı olan ve ölen karısıyla ilgili olduğuna dair raporları onaylamadılar.
Estudantes e colegas dizem que o comportamento de Faraday... se tornara cada vez mais imprevisível, nestas semanas...
Öğrencileri ve iş arkadaşları Faraday'ın olay öncesindeki haftalarda tavırlarının dengesiz olduğunu belirtiyorlar. Çok gergindi.
Diz-se que Faraday culpou o fbi pela morte da mulher, há quase três anos.
Faraday aldığımız bilgilere göre karısının üç yıl önceki ölümünden FBI'ı sorumlu tutuyordu.
Carver acompanhava a mulher de Faraday, em Copper Creek.
Carver, Copper Creek'te Faraday'ın karısının ortağıydı.
E Faraday pode tê-lo considerado culpado.
Faraday onu sorumlu tutuyor olabilir.
Contudo, todos o descreviam como solitário, mas simpático, como um professor talentoso, fascinado com a América clandestina.
Ancak yine de herkes Faraday'ı yalnız ama dost canlısı biri olarak tarif ediyor. Amerikan'ın gizli hareketlerine ilgi duyan yetenekli bir profesör 10 yaşında bir oğul sahibi sevgi dolu bir babaydı.
Em 1831, na Inglaterra, Michael Faraday descobriu o princípio da indução eletromagnética, que tornava possível a geração de eletricidade.
1831 yılında, İngiltere'de Michael Faraday, elektrik üretimini mümkün kılacak olan elektromanyetik indüksiyon prensibini keşfetmişti.
Faraday descobriu que, se mexermos num circuito elétrico, qualquer alteração no campo magnético gera uma corrente elétrica que corre por um fio.
Faraday'a göre, bir elektrik devreniz varsa ve devre değişen bir manyetik alanın etkisi altında ise bu alan tellerde bir miktar akım indükleyecektir.
A Susanne fica com a Farraday e a Annabel, com a Travel ´ s Hotel.
Susanne, sen Faraday Springs ile ilgilen, ve Annabelle, seni Travellers Otelleri zinciri işinin başına getiriyorum.
Talvez por causa do mau da fortuna, Agente Faraday...
Belki de dostunun çok kötü bir talihi vardı, Ajan Faraday.
Talvez logo que o Agente Faraday... conseguir a declaração de meus crimes... te coloque numa jaula para cantar para mim...
Belki Ajan Faraday ben de alerji yapan konuları çözdükten sonra seni bir kafese koyup benim için şakımanı sağlayabilirim, ne dersin?
Está certo...
Faraday haklı Arrow.
Desculpe, ficamos entretidos no trabalho.
Üzgünüm, iş üzerindeydik. Özel Ajan King Faraday.
Agente especial King Faraday. Eu sou o novo contato entre o escritório da procuradoria geral e a Liga da Justiça.
Ben başsavcılık ofisi ile Adalet Birliği arasında yeni bağlantınızım.
Agente Faraday, O que está fazendo aqui?
Ajan Faraday, ne yapıyorsunuz burada?
Aqui fala o agente especial King Faraday
Özel ajan King Faraday konuşuyor.
- Doutor Faraday.
Doktor Faraday!
- Doutor Faraday. - Troy.
- Doktor Faraday?
- Faraday.
Faraday.
Faraday pôs a nave num hangar.
Wow! Faraday gemiyi bir hangarda tutuyordu ve içine David'i alıp havalandı. Tüm bildiğim şu :
O senhor é um biólogo.
Sen bir biyologsun, Faraday.
- Dr. Faraday?
- Dr. Faraday?
Grant Faraday!
Faraday, Grant Faraday.
Grant Faraday.
Grant Faraday.
Michael Faraday, de Reston, Virgínia.
Reston, Virginia'dan Michael Faraday.