English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Fiasco

Fiasco tradutor Turco

457 parallel translation
Nada mal para um fiasco.
Böyle bir fiyasko için fena değil!
Tentámos assaltá-Io! Que fiasco!
Biz de seni yolmaya kalktık!
UMA FRAUDE E UM FIASCO... pode sair com a filha de outro homem.
EVLİLİK, BİR HİLE VE HATADIR... hiç kimsenin kızını hiçbir yere götürmemeli bence.
A última execução de um duque, neste país, foi um grande fiasco.
Bu ülkedeki son dük idamı, beceriksizlik abidesi olmuştu.
No outro dia, dei uma vista de olhos na conta do banco, não sobrou muito, após o meu grande fiasco.
Geçen gün banka hesabımı kontrol ettim. O büyük fiyaskodan sonra fazla bir şey kalmamış.
Ainda acreditas nas minhas teorias depois do "fiasco" Jacobs?
Jacobs işinden sonra hala kararlarıma güveniyor musun?
Talvez seja um fiasco.
Çuvallayabilirsin.
Que fiasco.
Tam bir fiyasko.
- Achei que hojeseria um fiasco.
Bu akşamın boşa gitmesinden korkuyordum ben de.
Falhou, Sr. Vogler. Mas deve ficar agradecido pelo seu fiasco.
Başaramadınız Bay Vogler, ama fiyaskonuzla gurur duymalısınız.
Faz-nos um resumo do fiasco do teu menino querido.
Bize büyük Amerikan fiyaskosunu ayrıntılarıyla anlat.
Já fizemos oito passagens e foram todas um fiasco.
Şu ana kadar sekiz geçiş oldu ve hepsi de fiyasko. Bu sonuncuyu da denemeyelim.
Estreou - se numa peça algures nos arrabaldes, um fiasco total, por falar nisso, que nem sequer acabou a noite.
Bu oyunda rol almıştı, tam bir fiyaskoydu, o geceyi bile çıkaramadı.
Seja como for alegra-me saber que todos os filmes dela foram um fiasco, desde que parei de escrevê-Ios.
Herneyse... Hakkında yazmayı bıraktıktan sonra, tüm filmlerinin ucuzlaması beni tatmin etti.
Este jantarzinho que tu planeaste cheira mesmo a fiasco.
Planladığın o küçük akşam yemeğinin fiyasko olacağı belli oluyor.
Ficamos morando lá sozinhos... naquele fiasco enorme e vazio... até ele não agüentar mais olhar pra mim.
O kocaman, bomboş... başarısızlık anıtında, bir başımıza yaşadık. Ta ki bana tahammül edemez oluncaya kadar.
- Liga o motor. - # # Sucesso!
# # There's magic in the wake of a fiasco
Eu vejo um fiasco.
Bir fiyasko göreceğim.
Surpreende-me que tenhas latas para aparecer, depois do fiasco de ontem à noite.
Dün akşamki yenilgiden sonra sokağa çıkmana şaşırdım.
Toda a gente pode ter um fiasco de vez em quando, mas uns poucos de seguida pode conduzir a uma séria perda de confiança.
Herkes günün birinde bir fiyasko yaşayabilir ama iki tane olunca özgüveni bayağı yıpranır.
E a sua reorganização desde o fiasco da Guerra Finlandesa, estava bem encaminhada.
Fiyaskoyla sonuçlanan Fin Savaşı'ndaki eksiklikler de bir bir gideriliyordu. Peki morali ne seviyedeydi?
E afinal, todos perceberam que a Noruega, aquele fiasco de que esperávamos recuperar, ou de que fôramos salvos no último instante, fora ideia de Churchill.
Ayrıca, bütün umutlar bağlanan ama tam bir fiyaskoyla sonuçlanan Norveç operasyonunun fikir babası da Churchill'di.
Minhas senhoras e meus senhores, nenhumas boas-vindas podiam ser mais sentidas do que as que sem dúvida irão todos querer dar comigo ao fazer deste grande espectáculo um fiasco.
Bayanlar, baylar gösteri dünyasının bu büyük kasıntısına sunacağınız karşılamadan hiçbir karşılamanın daha sıcak bir karşılama olmayacağına eminim benimle katılırsınız.
É uma pena nos termos conhecido e decidido viver juntos, que fiasco glorioso!
Başlangıçtan bu yana ilk sorun seninle tanışmamızdı. Ve birlikte yaşamaya karar vermemizdi. Ne büyük bir fiyasko!
- Foi um fiasco.
- Bir fiyaskoydu.
A actuação dos Chiefs vai ser uma desilusão amarga para estes 4.000 e tal fãs do Charlestown que apinharam este War Memorial, a pagarem bom dinheiro para assistir a este fiasco.
The Chiefs'performansı Stadı dolduran ve bu fiyaskoya çok para ödemiş olan bu 4 bin Charlestown taraftarını derinden hayal kırıklığına uğrattı.
Ele convenceu a Comissão de Apropriações Espaciais a alinhar no maior fiasco de todos os tempos.
Kongre Ödenekler Komitesinde bu yüzden fikirlerimiz çatıştı... Bana göre fikirleri tüm zamanların en büyük fiyaskosuna yol açacaktı...
Foi um fiasco completo, toda esta tarde.
Bu tamanlamıyla ziyan, tüm öğleden sonra.
Este julgamento... tem sido um fiasco.
Bu mahkeme tamamen bir fiyasko.
Como o fiasco de hoje.
Bu sabah yaşadığınız rezalet gibi.
Se esperarmos mais tempo, podemos acabar por ter outro fiasco.
Biraz daha zaman kaybedersek, yeni bir fiyaskoyla karşılaşabiliriz.
Só estou a pensar na segurança da Operação Fiasco.
Sadece Fiyasko Operasyonu'nun güvenliğini düşünüyordum.
Com o devido respeito, arrisca-se a que seja um fiasco.
Bana sorun. Yanlış anlamayın... ama bu küçük çaplı bir felâket olabilir.
Não se lembram do fiasco com aquele miúdo?
Sen ciddi misin? Bu çocuğun bir fiyasko olduğunu hatırlamıyor musun?
Vai ser um fiasco.
Bir fiyasko olacak.
Mas que belo fiasco...
Ne fiyaskoydu ama.
Se é que vai haver com uma merda de um fiasco destes.
Tabii bu fiyaskonun bir geri ödemesi olabilirse.
- E se o Flamingo for um fiasco?
- Peki ya Flamingo iş yapmazsa?
Kennedy assume publicamente responsabilidade pelo fiasco, mas em privado queixa-se que a CIA lhe mentiu para o obrigar a ordenar uma invasão americana a Cuba.
Kennedy, bu başarısızlığın sorumluluğunu halka karşı kabullendi. Yakın çevresindeyse, CIA'nın ona yalan söylediğini... Küba'ya bir Amerikan çıkarması yapması için baskı uyguladığını iddia ediyordu.
O Kennedy despediu-o em 61 devido ao fiasco da Baía dos Porcos.
Domuzlar Körfezi fiyaskosu yüzünden Kennedy 61'de onu kovmuştu.
David, não permitirei que transformes isto noutro fiasco, - como aconteceu no Irão.
Bunu bir başka fiyaskoya çevirmene izin vermeyeceğim İran'da yaptığın gibi.
- Não estou a falar desse fiasco mas do facto de tu te ires embebedar, enquanto eu fico com as preocupações!
- O fiyaskodan bahsetmiyorum. Sen arkadaşlarınla kafayı çekiyorsun, ben de seni merak ediyorum.
O nosso casamento é, de facto, um fiasco.
Evliliğimiz biraz fiyasko açıkçası, gerçekten.
O filme foi um fiasco.
Film çok zayıftı.
Näo me quero vangloriar mas sou uma das duas pessoas mais inteligentes deste fiasco.
Övünmek istemem ama bu fiyaskonun içindeki en zeki iki insandan biriyim.
Mas foi um fiasco.
Fakat başarısızdı.
Outra notícia de última hora, é o facto do Pres. da Câmara, Mr. Dinkins, ter despedido o seu principal consultor, Lloyd Braun, que se crê responsável pelo grande fiasco das etiquetas.
Diğer bir haber ise, Başkan Dinkins bir numaralı danışmanı Lloyd Braun'u etiket fiyaskosu sonucu kovdu.
Comprou-o no centro comercial local, por isso o fiasco apareceu nas notícias.
Bizim oradaki alışveriş merkezinden almıştı, o yüzden tüm gazeteler bunu yazdı.
Aquele fiasco.
Sen bir kuruş kaybetmedin, ama stüdyo iki milyon dolar kaybetti. İşte bomba.
Um fiasco após outro, lamento dizê-lo.
Söylediğim için üzgünüm.
- Que fiasco!
- Ne büyük fiyasko!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]