English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Fillory

Fillory tradutor Turco

209 parallel translation
Isto era Fillory.
Orası Fillory'di.
O Martin achava que precisavam de Fillory. Não,
Martin Fillory'e ihtiyaçları olduğunu sanıyordu.
Olha para isto. " Fillory e Mais :
Şuna bak.
- Há cinco livros de Fillory, Julia.
- Beş Fillory kitabı var Julia, beş.
Escreveste uma tese sobre a glória de Fillory.
Çünkü kabul denemeni Fillory şanına yazdığını bilmiyordum.
Não ias acabar com a porcaria de Fillory? Tu gostavas de Fillory.
Fillory saçmalığından vazgeçmeye ne oldu?
E a paramédica que me deu o sexto livro?
Peki bana "Fillory : Altıncı Kitap" ı veren sağlık memuru?
" Fillory e Mais :
Altıncı Kitap. "
O que Fillory tem de curioso é que não somos nós que decidimos quando lá vamos, é ele que decide.
Fillory'le ilgili komik olan şey, ne zaman gideceğine karar veremezsin. Hak edersen o karar verir.
O selo na minha mão apareceu quando estava a desenhar coisas sobre Fillory.
Elimdeki şey, mühür Ben Fillory'i hayal ederken belirdi.
Está bem. E se tiver vindo de Fillory?
- Ya gerçek Fillory'den geldiyse?
Há outros mundos, mas Fillory é apenas ficção.
Yani dışarıda başka dünyalar var ama Fillory sadece bir kurgu. Hayır.
Este foi um de vários eventos dolorosos para Christopher Plover, DEV FLEISHMAN, AUTOR De " FILLORY E MAIS :
Bu sadece Christopher Pilover'ın yakasını bırakmayan sancılı olay serilerinden biriydi.
E se Fillory existir?
Ya Fillory gerçekse?
" Fillory e Mais :
- Fillory ve Ötesi :
- As coisas de Fillory são assim.
Fillory'le ilgili şeyler bu yönden komik.
Fillory é real?
- Fillory gerçek mi?
Fillory? Antes do ataque? Como um aviso.
Saldırıdan önce bir uyarı gibi Fillory'i gördün.
" Em toda a Fillory, havia um mágico que enlouquecia todos os outros mágicos.
Tüm Fillory'de bir sihirbaz diğer tüm sihirbazları delirtebilir.
Na primeira viagem a Fillory, jogou damas com uma poderosa bruxa.
Fillory'e ilk yolcuğunda güçlü bir cadıyla satranç oynadı.
Este Mike não é de Fillory.
Bu Mike denen herif Fillory'den değil.
É do quarto livro de Fillory.
Bu dördüncü Fillory kitabından.
A Jane estava sozinha em Fillory pela primeira vez e foi atacada por um assassino Lorian.
Evet, Jane bir Lorian süikastçisi tarafından saldırıya uğradığında ormanda ilk kez yalnızdı.
São de um reino vizinho, o que é interessante, porque Fillory é o nome da terra e também de um dos estados soberanos.
Komşu krallıktan. Aslında epey ilgi çekicidir çünkü Fillory hem kıtanın adıdır hem de hükmeden krallığın da adıdır.
A faca com que o Penny foi atacado é de Fillory.
Penny'nin bıçaklandığı bıçak Fillory'den.
Os livros são um retrato infantil de Fillory.
Kitaplar Fillory'nin çocuklar için olan hali.
Quer controlo. De Fillory e de todas as portas que vão lá dar.
Fillory'yi ve oraya giden tüm kapıları kontrol etmek istiyor.
"Fillory e Mais - Livro 6".
"Fillory ve Ötesi, Altıncı Kitap"
Foi tudo o que ela levou para Fillory.
Fillory'ye götürdüğü tek şey oydu.
"Fillory e Mais - Livro Um." A primeira edição.
"Fillory ve Ötesi" ilk kitap, ilk baskı.
Não podes esconder-te para sempre em Fillory.
Sonsuza kadar Fillory'de saklanamazsın.
Podes trancar as portas que quiseres, mas há sempre uma porta para Fillory quando precisamos.
İstediğin kadar kapıyı kilitleyebilirsin ihtiyacın olduğunda her zaman bir kapı daha olacak.
Penny, acho que estiveste em Fillory.
Penny, sanırım Fillory'deydin.
Estiveste em Fillory.
- Fillory'deydin.
- Estiveste em Fillory.
Fillory'deydin... - Kes!
- Pára. - Fillory não passa de...
- Fillory sadece...
Não há Hobbits em Fillory.
- Fillory'de Hobbit yoktur.
O brasão significa que estiveste num castelo de Fillory.
Çizim, taç senin belli bir Fillory Kalesi'nde olduğun anlamına geliyor.
Depreendo que a tua ida a Fillory não fossem férias planeadas.
Çünkü Fillory'ye planlı bir tatil için gitmediğinden eminim.
Ninguém sabe mais sobre Fillory do que o Quentin.
Kimse Quentin'den fazla Fillory'i bilmiyor.
Gostas tanto de Fillory, que espero que consigas lá ir.
Fillory'i çok seviyorsun umarım oraya gidersin. Cidden isterim.
Acho que tentei convencer-me de que o Penny está enganado sobre Fillory, apesar de ter lá estado.
Penny'nin gerçekten orada olmasına rağmen Fillory'le ilgili yanıldığına dair kendimi ikna etmeye çalışıyorum galiba.
Acredito que Fillory te tenha ajudado a ultrapassar muito em miúdo.
- Gerçekten üzgünüm. Fillory'nin seni çocukken tükettiğine eminim.
Se falares de Fillory, mato-te.
Fillory hakkında bir kelime et de seni öldüreyim.
Fillory precisava deles.
Ama hayır, Fillory'nin onlara ihtiyacı vardı.
Livro Seis - Os Mágicos ".
" Fillory ve Ötesi, Altıncı Kitap :
Tinha aqui um caderno.
Burada bir not defterim vardı. " Fillory ve Ötesi :
Chatwin. De Fillory.
Fillory'den Chatwin.
Fillory for real?
Ya Fillory gerçekse?
E é de Fillory, que existe mesmo.
Ve Fillory'den geldi ki o da gerçek.
Claro que existe.
Tabii ki Fillory gerçek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]