Translate.vc / Português → Turco / Filé
Filé tradutor Turco
322 parallel translation
Não comeria nada que não fosse um bom filé.
Herkes besliyor, yakında New York bifteğinden başka şey yemez.
- Como um filé cortado.
Bol et vermek gerek.
Aquela sobre a razão de não se encontrar um elefante morto na selva.
Ormanda neden tek bir ölü file rastlanmadığını anlatan masal.
Monta-o como se tivesse muita experiência.
File bir usta gibi biniyor.
Sem dúvida, mas nem sempre se necessita urgentemente de um elefante.
Kazığı yedik, ama bu file acilen ihtiyacımız vardı.
- O File?
- File ile mi?
Não, não o File, ele nem sequer sabe que vivo na Terra.
Yoo, File mı? Benim varlığımdan haberi bile yoktur.
E pode ser o File.
Bu birisi de File olabilir.
- Vai me ouvir, File?
- Dinler misin beni, File?
File, você mete-me nojo.
File, midemi bulandırıyorsun.
Vejo-o mais tarde, File.
Sonra görüşürüz, File.
- Olá, File.
- Selâm, File.
- Viva, File.
- Selâm, File.
File, como vai o seu poker?
File, iyi poker oynar mısın?
Hey, File, o que é isso pendurado da sua camisa?
Hey, File, gömleğinden sarkan şey ne öyle?
Entendeu, File? Nada.
Anladın mı, File?
Sinto muito, File.
Kusura bakma, File.
Sua mulher não morreu, File.
Karın ölmedi, File.
Disse ao File às 7 : 00, espero.
File'a saat 7 : 00 de dediniz mi?
Que horas acha que o File vai chegar?
File ne zaman burada olur dersiniz?
- O File não vem?
- File gelmiyor.
Pop disse : "Venha para o jantar hoje à noite, File."
Babam dedi ki, "Bu gece yemeğe gel, File."
File foi mesmo amigável.
Gerçekten dostça davrandı.
File bateu-lhe.
File yumrukladı.
Não, que se dane o File e raios os parta a todos.
Allah, File'ın da, ötekilerin de cezasını versin.
O File é cego?
File kör mü?
- Olá, File!
- Selâm, File.
- Já disse isso esta tarde, Fie.
- Bunu öğlenleyin söylemiştin, File.
- Hey, File!
- Hey, File.
Não era preciso, File.
Boş ver, File.
File está cá, hein?
File gelmiş ha?
Porque veio, File?
Ya ne için geldin, File?
- Eu sei disso, File.
- Bunu biliyorum, File.
- Está cá, File?
- Burada mısın, File?
O que estou fazendo... ficando tão séria consigo, File?
Senle ciddî şeyler konuşarak ne yapıyorum ben, File?
E não foi culpa do File.
File'ın da değil.
- Olá, File.
- Hey, File.
Um pouco tarde para visita, não é, File?
Pek de ziyaret saati değil, ne dersin, File?
Não me soa como sendo um criminoso, File.
Kanuna aykırı bir şey yapmışa benzemiyor, File.
- Pode ir por nós, File.
- Bize de bakmalısın, File.
Isso é verdade, File?
Bu doğru mu, File?
Obrigado, File.
Sağol, File.
Então eu disse para aquele elefante :
Bunun üzerine o file dedim ki :
Sam, já dizia o cego ao elefante, há muito tempo não te via.
Sam, körün file dediği gibi, görüşmeyeli uzun zaman oldu.
Posso ficar com o elefante bebé?
... bebek file bundan sonra ben bakabilir miyim?
E, nos momentos de lazer, pensem em como dar leite ao elefante.
Zamanınız kalırsa file nasıl süt vereceğinizi düşünün.
Tinha 3 anos quando montei o meu primeiro elefante.
İlk defa file bindiğimde, üç yaşındaydım.
'A traitor who stole the Ipcress file.
'Ipcress dosyasını çalan bir hainsin.'
O meu maior desejo é caçar um elefante.
Bir file sahip olmak için her şeyimi verirdim.
Assim o quefazemos é amarrarmos as cordas nas grades e no elefante, e ele puxa a parede inteira fora.
Yapacağımız şey şu. Hücrenin demirlerine ip bağlayıp file vereceğiz ve o duvarı dışarı çekecek.
Eu dava isso ao elefante bebé primeiro, se fosse a si. - Porquê?
Senin yerinde olsam onu önce bebek file verirdim.