English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Flake

Flake tradutor Turco

75 parallel translation
O Bud encontrou um Corn Flake e não quer dividir.
Anne, Bud buzdolabı ve tezgâh arasında bir mısır gevreği buldu ve benimle paylaşmıyor.
E parece que vou ter... um distintivo da policia que brilha no escuro.
ve corn flake`simden gerçek bir polis rozeti çıkacak gibi görünüyor.
Snow Flake.
Snow Flake.
Não vai ser o Rush, o Flake ou ali o'Sr. Reservado'.
Rush veya Flake olmayacak. "Sorma, söyleme" de olmayacak.
Fogo. Há quanto tempo cá estás, Flake?
Ne zamandır buradasın, Flake?
Estes são o BB Rush e o Reno Flake.
B.B. Rush ve Reno Flake'i selamlayın.
O Flake é um recruta normal, com reacções muito básicas.
Flake suratsızın tekidir.
E ontem o Flake matou o seu primeiro civil.
Ve dün Flake ilk sivilini hakladı.
Flake, o que estás a ler?
Hey Flake, ne okuyorsun?
Flake, o que sentes sobre a hajji que despachaste?
Hey, Flake. Öldürdüğün arap hakkında ne düşünüyorsun?
Mas queres a verdade? - Quero, Flake.
- Ama doğrusunu söylemek gerekirse...
- Cumpriste o teu dever. Olha que não seduzes muita gente a despachar mulheres grávidas.
Peki bu doğru ama Flake... hamile kadınları öldürmek... sana pek kalp kazandırmaz, öyle değil mi?
Fogo. E então, Flake...
Lanet olsun!
E não tiveste remorsos ao saber que ela estava grávida?
Peki Flake, hamile olduğunu öğrendin. Pişmanlık yok mu? Şimdi biliyorsun, karnında bir bebekle tam oradaydı.
Flake, afasta-te dele.
Bu doğru! Hey! Ondan uzak dur.
Flake, chega aqui.
Burada dur.
Flake, tu não vês claro há 4 meses.
Flake, dört aydır net bir şey görmedin.
Tira as patas, Flake.
Çek ellerini üstümden! Hey! Hey!
Estás a dar-me ordens, soldado?
Bana emir mi veriyorsun, Er Flake? Bu doğru, Onbaşı. Senin arkanda olmam gerekiyor!
Flake.
Flake!
- Sabes que não devíamos estar aqui.
Burada olmamalıyız, Flake, bunu biliyorsun.
Sabes bem que não há aqui nada.
Flake, burada bir şey yok biliyorsun!
Espera pelo Flake.
Bekle. Flake'i bekle. Dur biraz Rush.
A ideia foi dele, ele que lhe tire os três.
Flake'i bekle. Çünkü fikir onundu. İlk o yapacaktı.
Para um universitário consegues ser muito estúpido.
Üniversiteli bir çocuk gibi çok aptal olabiliyorsun. Flake nerede, Rush?
Para tua informação, o nosso Flake está lá dentro.
Bilgin olsun, adamımız Flake şu anda içeride.
O Flake apontou-me uma arma. a
Flake suratıma silah dayadı. Unuttun mu?
Soldado Flake, que tipo de soldado... era o seu falecido camarada Angel Salazar?
Er Flake, ölen arkadaşın Angel Salazar,... ne tür bir askerdi?
O meu irmão Vegas Flake.
Kardeşim, Vegas Flake.
Não pensei que eles fossem em frente. O Flake apontou-me uma arma.
Bunu gerçekten yapacaklarını düşünmemiştim.
Mandou-me vigiar.
Flake suratıma silah dayayıp nöbete gitmemi söyledi.
Porque o Flake...
Çünkü,
O Flake disse que se iam divertir com ela. Essa é nova.
Flake bu kızla biraz eğleneceğimizi söylüyordu.
E viu o Flake violá-la?
Flake ona tecavüz ederken gördün mü?
- Não, mas o Flake apontou-lhe uma arma.
Hayır, ama Flake onun başına silah doğrultmuştu. -
- O Flake deu-lhe um tiro na cara.
Flake onu suratından vurdu!
Reno Flake e BB Rush violaram uma rapariga de 15 anos.
Reno Flake ve B.B. Rush 15'inde bir kıza tecavüz ettiler.
Este homem, o Soldado Reno Flake, é acusado de cometer todos os crimes.
Bu adam, Er Reno Flake. Tüm cinayetlerden suçlanıyor.
Depoimentos dos Soldados BB Rush e Reno Flake.
O kız sürekli gelip geçiyordu.
Quando voltavam das suas viagens tanto as mulheres como as crianças de Flake ficavam felizes com os saques que os seus homens traziam para casa.
Gemi seferlerinden döndüklerinde, Flake'nin kadınları ve çocukları, eşlerinin yanlarında getirdikleri ganimetten dolayı memnun oluyorlardı. Benim adım Ramon Martinez Congaz.
A Halvar, de Flake, que tornou tudo isto possivel!
Flake'li Halvar'a tüm bunları gerçekleştiren kişiye!
Homens de Flake!
Flake'nin erkekleri!
Halvar de Flake.
Flake'li Halvar.
Espero, fedelho de Flake, que saibas ao menos descascar batatas.
Flakeli afacan, inşallah, patates soymasını biliyorsun.
"Ao mesmo tempo, apenas a 95 milhas maritimas de distância, encontrou-se Sven com o seu 3º barco, que tinha ido a Flake para roubar as crianças."
( Congaz ) Aynı anlarda, 95 mil ötede, Sven Flake'ye çocukları kaçırmakla görevlendirdiği üçüncü gemisiyle buluşmak üzereydi.
- E em Flake podemos
- Ve Flake de Jürgen ve Würgen ile kavga edebiliriz, ne dersin?
Anda cá, Flake.
Buraya gel, Blake.
Sabes o que eu penso?
Flake, buraya gel.
- Não vês nada.
Burada biz ne yapıyoruz, Flake.
Já chega.
Flake, kesin artık şunu.
- Caramba, Snowflake.
Tanrım, Flake.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]